İstanbul Devrimci Gençlik Birliği, devrim okullarının “Sınıf ve kitle hareketleri” üzerine ilk oturumunu bugün gerçekleştirdi.
Niteliksiz eğitimin bu denli arttığı bir dönemde, devrim okullarının öneminin vurgulandığı açılış konuşmasının ardından sunuma geçildi. Sunumda ilk olarak, içerisinden geçtiğimiz ekonomik krizden ve bu krizin işçi sınıfına, emekçilere, öğrencilere ödettirilmek istendiğinden bahsedildi. Sunumda, hükümet tarafından yapılan açıklamalarda öne çıkan “Aynı gemideyiz” sözünün altında nasıl bir gerçeklik yattığı üzerinde duruldu. Bir tarafta tüm krize rağmen hiçbir lükselerinden ödün vermeyenlerin, diğer tarafta ise çocuğuna pantolon alamadığı için intihar eden babalar, geçinemedikleri için kendilerini yakan emekçiler olduğuna dikkat çekildi.
Yaşanan krizin sadece Türkiye’de olmadığı, bu krizin bir kapitalist sistem krizi olduğu ve diğer ülkelerde de tablonun farksız olmadığına değinildi. Türkiye’deki tekil direnişlerin örnek gösterilmesinin ardından dünya genelindeki kitle eylemlerinden bahsedildi. Hindistan’dan Fransa’ya, pek çok ülkede yaşanan eylemlilikler ve politik arkaplanları görseller eşliğinde anlatıldı, bu ülkelerin kriz sorununa dair ne yapılması gerektiği konusunda yol gösterici oldukları vurgulandı.
Devrim okulu, sunumun ardından sohbetlerle devam etti. Konuşmalarda krizin ekonomik, sosyal ve pek çok boyutu ele alındı. “Türkiye’den bir şey olmaz” anlayışına dair uzun uzun konuşuldu. Milli duyguların bu denli kabartıldığı dönemde sermayedarların Malta Adalarına vatandaşlıklarını aldırmaları üzerine tartışıldı. Gençlik açısından geçinememe sorunu da uzunca ele alındı. Yeni açıklanan resmi verilere göre 1,1 milyon öğrencinin üniversiteyi bırakması örneği verildi.
Tartışmaların ardından bir sonraki devrim okulu oturumu olan “Eğitimde neo-liberal saldırılar ve dönüşüm” başlığına dair ortak bir zaman belirlenerek ilk oturum sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul