Devrimci Gençlik Birliği, salgınların toplumsal sistemlere dönük etkisi üzerine atölye gerçekleştirdi.
Atölye çağrısının yoğun bir şekilde yapıldığı ön süreçte üniversiteli gençliğe ulaşabilmek için duvar gazeteleri ve sahillerde el ilanı dağıtımı gerçekleştirilmişti. Ardından dün düzenlenen atölye canlı tartışmalarla geçti.
Öncelikle “Salgınlar ve toplumsal sistemlere etkisi” konusunda sunum yapıldı. Tarihte birçok salgın yaşandığı, şu an yaşadığımız sürecin bir ilk olmadığı anlatıldı. Veba, İspanyol gribi, ebola, çocuk felci vb. salgınlara değinildi ve bunların topluma etkileri kısaca anlatıldı. İspanyol gribi döneminde 3 milyon insanın can verdiği SSCB'de ne gibi önlemlerin alındığı ve sonrasında hayata geçirilen önleyici sağlık tedbirleri üzerine konuşuldu. Şu anda da Küba üzerinden verilen örneklerle önleyici sağlık tedbirlerine, kâr ve para odaklı değil insan odaklı sağlığın önemine dikkat çekildi.
Koronavirüsün topluma etkileri de en canlı tartışmaların yaşandığı bir başka başlıktı. Bu kapsamda eğitim, sağlık, üretim alanları, dünya ve Türkiye gibi başlıklarda güncel gelişmeler konuşuldu. Koronavirüsün kapitalizmin aynası olduğu bu süreçte, yaşanan insanlık dışı uygulamaların insanlara sistemi sorgulattığı üzerinde oldu. ABD’de George Floyd eylemleriyle Almanya başta olmak üzere Avrupa genelinde artan ırkçılık karşıtı eylemler, Fransa’daki genel grev, Belarus’taki eylemler gibi yaşanan halk hareketleri değerlendirildi.
“Sözünü söyle” buluşmaları
Eğitim tartışmalarında öne çıkan başlık; ‘söz, yetki ve karar hakkı’ gaspları oldu. Bu süreçte, üniversitelerin öznelerine sorulmadan alınan kararlara değinildi. Ortaöğretim de dahil edilerek eğitimin bu süreçte ne denli niteliksiz bir hale geldiği üzerine konuşmalar gerçekleşti. Eğitimde var olan eşitsiz koşulların bu süreçte daha da hissedildiği vurgulandı.
Okulların açılıp açılmaması tartışmalarının konuşulduğu atölyede genel olarak eğitim hakkının da sağlık hakkının da en temel insani ihtiyaç olduğu ve iki haktan da vazgeçmemek gerektiği vurgulanarak iktidarın dayattığı bu tartışmaların tarafı olmamak gerektiği konuşuldu.
Tüm bu tartışmaların ardından sorunların çözümü ve dönemin özgün koşullarında nasıl bir pratik ortaya koymak gerektiği konuşuldu. Sanal eylem ve buluşmalar ele alındı ve yoğun bir ön çalışmayla birlikte üniversitelilerin “Sözünü söyle” buluşmaları gercekleştirmesi kararlaştırıldı.
Tartışmaların ardından bir sonraki buluşmanın tarihi kesilerek atölye sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul