Devrimci Gençlik Birliği İstanbul il meclisini topladı. İl meclisinde Türkiye’de ve dünyada yaşanan siyasal gelişmeler, gençlik hareketinin güncel tablosu, yeni dönem ve politik kampanya süreci gündeme alındı.
İl Meclisi’nde ilk olarak siyasal sürece dair tartışmalar gerçekleştirildi. Emperyalist-kapitalist sistemin 70’li yıllardan bu yana çok yönlü krizler içinde olduğu ve bugün hala da bu krizleri aşamadığı ifade edildi. Pandemi döneminde kapitalist sistemin çürümüşlüğünün gözler önüne serildiği ifade edildi. AKP-MHP iktidarının da çok yönlü krizler içinde debelendiği ve pandemiyi işçi-emekçilere, gençlere, kadınlara karşı bir dizi saldırıyı hayata geçirmede fırsat olarak değerlendirdiği vurgulandı. Sağlık sisteminden, eğitim sistemine bir dizi alanda yaşanan çöküş üzerinde duruldu. Aynı zamanda rant ve talan politikaları ile bir dizi felaketin çevresel yıkım boyutuna ulaştığı belirtildi. Sermaye iktidarın Kürt halkı ve mülteciler üzerinden toplumda tırmandırdığı şovenizm ve faşist baskı ve saldırganlık çeşitli örnekler üzerinden tartışıldı. Dünya da ise emperyalistler arası hegemonya savaşının derinleştiği, bunun en son örneğinin Afganistan’da yaşanan süreç olduğu tartışıldı.
Gençliğin, iktidarın dinci-gerici kuşatması altında olduğu, özellikle pandemi ile birlikte bu kuşatmanın daha da derinleştiği tartışılırken, pandemi döneminde eğitim hakkı başta olmak üzere birçok hakkın gasp edildiği, işsizliğin, geleceksizliğin gençliğin en büyük ortak kaygısı haline geldiği vurgulandı. Siyasal süreç değerlendirilmesi ışığında, geniş gençlik kesimlerine toplumsal gündemlerin devrimci bir perspektifte anlatmanın ve kitleler içinde sorunlara karşı biriken öfkeyi örgütlü ve eylemli süreçlere kanalize edebilmenin önemi üzerine konuşuldu. Gençliği politize edebilmenin ve devrimcileştirebilmenin yol ve yöntemleri tartışıldı.
“Gençlik gelecek, biz geleceğiz”
Siyasal süreç değerlendirmesinin ardından gençlik hareketinin güncel tablosu üzerine bir dizi tartışma gerçekleştirildi. Boğaziçi direnişinin hangi dinamiklerle ortaya çıktığı, sürecin nasıl ilerlediği, hareketin zayıf ve güçlü yanları üzerine değerlendirmeler yapıldı. Gerçekleştirilen tartışmalarda gençliğin bir araya gelebileceği zeminlerin, mekanizmaların öneminin Boğaziçi Direnişi ile bir kez daha görüldüğü vurgulandı. Devrimci gençlik hareketi geleneğinin olduğu bir dizi üniversitede politik bir çalışma yürütmenin ve buralarda mevzilenebilmenin gençlik mücadelesi açısından önemi üzerinde duruldu. Boğaziçi Direnişi ile gündeme gelen dayanışmaların bugünkü tablosu tartışılırken, gelişebilecek yeni hareketlere, süreçlere örgütlü, hazırlıklı zeminler yaratmanın önemi konuşuldu.
“Özgürlük, gelecek ve haklar… Gençlik eğitim hakkını gasp ettirmeyecek”
İl meclisinin ikinci bölümünde ise, “özgürlük, gelecek ve haklar” kapsamında yeni dönemde yürütülecek olan kampanya süreci ve yeni dönem başlığı üzerine tartışmalar gerçekleştirildi. Politik kampanyanın talepleri üzerinde duruldu. Üniversitelerin, eğitimde çöküşün yaşandığı son iki yılın tablosu ile açıldığı, bu tablonun yarattığı her sorunun gençliğin gelecek, özgürlük ve haklar mücadelesinin bir konusu haline geleceği üzerinde duruldu.
Gençliğin başta eğitim hakkı talebi olmak üzere, yaşadığı sorunlar ve bunun yanında çevre, kadın ve ırkçı faşist politikalara karşı mücadelesini bir bütün olarak ele alacak kampanya çalışmasını üniversiteler başta olmak üzere gençliğin yaşam alanlarına hangi araçlar ile taşınacağı tartışıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul