Devrimci Gençlik Birliği Genişletilmiş Merkezi Yürütme Kurulu, gündemine dönem değerlendirmesi, yeni dönem ve politik kampanya sürecini alarak toplandı.
Eğitim hakkının gaspı pandemi döneminde daha da derinleşti
2019 Mart’ından bu yana örgün eğitime ara veren üniversiteler, üç sömestrin ardından yeniden eğitime başlıyor. Pandemi döneminde eğitim sisteminde yaşanan sorunlar eğitim hakkının gaspını daha da derinleştirdi. Sermaye devleti pandeminin daha ilk gününden sermayedarlara bir dizi teşvik, ödenek ve yardım paketi açıklarken, milyonlarca işçi ve emekçi çocuğunun eğitim hakkını adeta yok saydı. Eğitime dönük herhangi bir bütçe, plan ve program açıklanmadı. Online eğitime plansız geçiş, halihazırda yaşanan sorunları adeta kaosa çevirdi. En köklü üniversitelerde dahi online eğitim altyapısı olmadığı için online eğitim sistemleri birbiri ardına çöktü. Sorunlar bununla da sınırlı kalmadı. Milyonlarca öğrenci online eğitime internet, bilgisayar vb. altyapı ve teknik ekipman eksiklikleri nedeniyle erişemedi. Üniversiteler bunu giderecek hiçbir adım atmazken, YÖK daha ileri giderek “isteyen öğrencilerin kayıtlarını dondurabileceğini” duyurdu. İşte bütün bunlar sermaye devletinin eğitime bakış açısının özetidir.
Kuşkusuz eğitim hakkının gaspı yalnızca pandemi döneminde yaşanmamıştır. Öncesinde de eğitim hakkı paralı, niteliksiz, anti-bilimsel uygulamalar ile gasp ediliyordu. Pandemi dönemi uygulamaları bunu daha da derinleştirdi. İki yılın ardından üniversitelerin açılışı, pandemi ile derinleşen bu olguyu tüm çıplaklığıyla gözler önüne serecektir.
Yüzbinlerce genç bir dizi önemli sorun ile üniversitelere gelmeye hazırlanıyor. Üstelik birçok üniversitede büyük bir belirsizlik hâkim. Eğitimde kayıp zamanın telafisi, kampüslerin pandemi koşullarına uygun hale getirilmesi, barınmadan ulaşıma birçok sorun daha şimdiden yakıcı bir şekilde karşımızda duruyor. Üniversitelerin kapalı kaldığı iki yıl boyunca yeni döneme hiçbir hazırlık yapılmadığı görülüyor. İşte bu koşullarda, üniversitelere gelecek yüzbinlerce gencin en yakıcı ve ortak talebi eğitim hakkı olacak.
Üniversiteler açılırken...
Üniversiteler akademik takvimlerini ve ders programlarını duyurmaya başladı. Buna göre ODTÜ, İstanbul Üniversitesi başta olmak üzere bir dizi üniversitenin hazırlık bölümü online olacak. Ayrıca üniversitelerde online ve yüz yüze eğitim (hibrit model) birlikte devam edecek. Oranını üniversite yönetimleri belirleyecek. Eğitimde yaşanan üç sömestrlik kayıp zamanın nasıl telafi edileceğine dair ise hiçbir açıklama yapılmadı. Demek oluyor ki, eğitimde üç dönemlik kayıp zaman adeta yok sayılıyor. Hibrit eğitim uygulanacak olsa da altyapı konusunda adım atılmadı, üniversiteler pandemi koşullarına uygun hale getirilmedi. Yani yeni dönemde de online eğitimde üniversitelerin sistemleri çökecek, internet ve teknik ekipman sorunu yaşayan öğrenciler eğitime erişemeyecek. Yüz yüze eğitimde ise sorunlar daha büyük. Yüzbinlerce öğrencinin üniversitelere gelmesi ile büyük bir barınma sorunu açığa çıkıyor. Pandemi döneminde bu konuda da hiçbir adım atılmadı. Yetersiz olan öğrenci yurtları yeni dönemde daha da yetersiz hale geldi. KYK ve üniversite yurtlarına zam yapıldı. Yüzbinlerce öğrenci barınma sorununu fahiş ücretli yurtlar, evler, tarikat ve cemaat yurtları ile çözmek zorunda bırakılıyor. Barınma sorunu eğitim hakkının kullanılmasında en yakıcı sorunlardan biri olarak karşımıza çıkıyor.
Haklarına, özgürlüğüne, geleceğine sahip çık!
Bütün bu sorunlar, pandemide daha da ağırlaşan eğitim hakkının gaspı tablosu, geniş gençlik kesimlerinin hakları, özgürlüğü ve geleceği için mücadele etmesini zorunlu hale getiriyor.
Devrimci Gençlik Birliği olarak bu dönem başlatacağımız politik kampanyamızda eğitim hakkının gaspından artan baskı ve yasaklara, geleceksizleştirme saldırılarına karşı “haklarına, özgürlüğüne, geleceğine sahip çık” çağrısını yükselteceğiz.
Bu kapsamda kampanyamızın ilk ve en temel gündemi, gençliğin en yakıcı ortak talebi olan “parasız, nitelikli, ulaşılabilir eğitim hakkı” olacak.
Eğitim hakkının kullanılabilmesi için gereken “parasız, nitelikli, erişilebilir barınma, ulaşım ve beslenme” de kampanyamızın öne çıkarılacak ilk gündemleri.
Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan direniş gençliğin “özerk-demokratik üniversite”, “söz-yetki-karar hakkı” için mücadelesinin yakıcılığını bir kez daha ortaya koymuştur. Bu mücadele öne çıkarılacak gündemlerden bir diğeri olacaktır.
Gençliğin gelecek ve özgürlük mücadelesi, yeni dönemde de gerek kendi yaşadığı sorunlarda gerek toplumsal sorunlarda bu potansiyelin açığa çıkacağı alanlar olacaktır.
Gençlik yalnızca kendi yaşadığı sorunlara değil toplumsal sorunlara karşı da duyarlılık göstermektedir. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet, çevresel yıkım, ırkçı faşist saldırılara karşı yürütülen mücadelede duyarlı gençlik kesimleri de en ön saflarda mücadele etmektedir.
Kampanyamızda bu toplumsal sorunlara karşı da “haklar, özgürlükler ve gelecek” vurgulu bir çalışmayı başta üniversitelerde olmak üzere gençlik içerisinde örgütleyeceğiz.
Gençliğin kendi sorunları ile diğer toplumsal sorunların kaynağında mevcut kapitalist düzenin olduğunu, yaşanan sorunlara karşı bir adım daha ileri atmanın, haklara, özgürlüklere ve geleceğe sahip çıkmanın, yani mücadelenin yaşamsal önemde olduğunu döne döne anlatacağız.
Üniversitelere, sokaklara, yurtlara kampanyayı taşıyacağız
“Haklarına, özgürlüğüne ve geleceğine sahip çık” çağrısı, sorunlar yumağı ile cebelleşen gençliğe mücadeleye katılma çağrısıdır.
Geleceğinden çalınan bir buçuk yılın hesabını sorma ve haklarını gasp ettirmeme çağrısıdır. Geleceğine ve özgürlüğüne sahip çıkma çağrısıdır!
Bu çağrıyı gençliğin bulunduğu üniversiteler, yurtlar ve sokaklar başta olmak üzere her alanda yaygın, sürekli ve etkili bir çalışma ile yükselteceğiz.
Gençliğin eğitim alanında yaşadığı sorunlar ile toplumsal sorunları bütünlüğü içinde ele alacak ve çalışmamızda gündemleştireceğiz.
Faaliyetimizi üniversitelere gençlik ile birebir temas edeceğimiz araçlar başta olmak üzere bir dizi araç ile taşıyacağız. Anket, bildiri, afiş, sticker, duvar gazeteleri ile sürekli ve sistemli bir ajitasyon-propaganda çalışması yürütecek, yanı sıra özgün araçlar da kullanacağız. Kampanyamız boyunca üniversitelerimizde, yurtlarda etkinlikler, toplantılar, forumlar gerçekleştireceğiz. Üniversite meclisleri, öğrenci birlikleri vb. kalıcı örgütlü zeminler oluşturmaya çalışacağız. Bu zeminlerin Boğaziçi direnişinde olduğu gibi gençlik içerisinde gelişebilecek yeni mücadele süreçlerinde önemli bir dayanak ve güç olacağı bilinciyle hareket edeceğiz.
Gençlik birliğe, örgütlenmeye, DGB’ye!
Eğitim başta olmak üzere toplumsal yaşamın bir dizi alanı, sermaye düzeninin gerici faşist kuşatması altındadır. Toplumsal sorunların derinleştiği, hakların bir bir tırpanlandığı, faşist baskı ve saldırıların arttığı, eğitim sisteminde çöküşün yaşandığı son iki yılın tablosundan gençlik de payına düşeni almıştır! Sorunların kaynağı her şeyin başına daha fazla karı koyan kapitalist sistemdir. Kapitalist sistem yaşam hakkımızdan eğitim hakkımıza, özgürlüğümüzden geleceğimize, her alanda bizlere nefes aldırmamak için çalışıyor! Bu saldırılar karşısında birlik olmak, mücadele etmek zorundayız!
Devrimci Gençlik Birliği olarak “düzene karşı devrim!” saflarını güçlendiriyoruz. Haklarına, geleceğine ve özgürlüğüne sahip çıkan tüm mücadele arkadaşlarımızı Devrimci Gençlik Birliği’nde örgütlenmeye, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz!
Devrimci Gençlik Birliği
Eylül 2021