Çocuk sömürüsü ile başlayan uysal toplumu yaratma organizasyonu: Çıraklık

Ortaçağ’dan kalmış bir üretim biçimini yani usta-çırak ilişkisini sermaye düzeni yeniden neden önem atfederek öne çıkartıyor? Çok açık ki bir kişinin, bir çocuğun meslek öğrenmesi temel hedef değil. Patronların ucuz ve nitelikli işgücü ihtiyacı çerçevesinde sermayenin hizmetindeki devletin bulduğu formüllerden biri bu.

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 03 Nisan 2018
  • 05:32

Çıraklık için tarihte ilk organize olunmuş mesleki eğitim denilmektedir. Çıraklık eğitimi ile çocuklara meslek öğretilirken, topluma uygun davranışlar edinmelerini sağlamak da hedefler içerisine alınmıştır. Özetle, toplumun ihtiyaçlarına göre insan profili ve üretimin ihtiyaçlarına göre işçi yetiştirmek hedeflenmiştir.

Ortaçağ döneminde loncalar tarafından organize edilen çıraklık eğitimi şu şekilde tarif edilmektedir: “Eğer bir çocuk loncaya kabul edilirse ustaların evinde eğitim görürdü. Belli anlaşmalar dahilinde aile onun yiyecek ve kıyafetlerini alır; bir diğer aile ise belli bir süre sonra çıraklara bir miktar ücret verirdi. Bunun yanı sıra belli yasaklar da içermektedir. Örneğin bir çırak ustasına karşı itaatkâr olmak zorundaydı. Ayrıca kendi efendisinden başka bir efendi için çalışması yasaktı. Bir usta da ona zanaatın bütün inceliklerini öğreteceğine söz verirdi. Ayrıca hastalıkta ve sağlıkta neler yapılması gerektiğini de öğretirken hastalık durumunun çok uzun sürmemesine özellikle de bir aydan fazla sürmemesine dikkat edilirdi.”

 Loncalarda çıraklık için 5 ve 7 yaş arasında olanlar öncelikli olarak tercih edilirdi. Ustalık aşamasına ise en geç 32 yaşında geçilirdi. Osmanlı dönemine baktığımızda ise loncaların yerini Ahilik Teşkilatı almaktadır. 12. yüzyılın sonu gibi Ahi Evran tarafından kurulan Ahilik, iktisadi ve sosyal yaşamda baskın bir yeri vardı. Ahilik teşkilatı da çıraklık eğitimi ile günün ihtiyacı mesleklere işçi yetiştirmektedir. Burada çıraklık süresi genelde 1001 gündür.

Gelişen sanayinin ihtiyaçlarına göre mesleki eğitim için okullar açılmaya başlanmıştır. Osmanlı’nın son dönemi ile birlikte kapitalizmin gelişmeye başlaması ve özellikle de I. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın erkek işgücünü de savaşın içine çekmesi ile birlikte nitelikli işgücü ihtiyacı ortaya çıkmıştır.

İlk erkek sanayi mektebi 1848’de Zeytinburnu’nda açılmıştır. Kısa sürede açılıp kapanmıştır. Sonra 1863’te Niş’te, Tuna-Ruşçuk’ta, Sofya’da; 1868’de ise İstanbul’da Islahhane adı ile okullar kurulmuştur. 19. yüzyılın ikinci yarısında kız öğrencilere dönük sanayi mektepleri kurulmuştur.

1923’teki İzmir İktisat Kongresi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik yapısını ve ilişkilerini belirlediği gibi yaygın eğitim politikalarını da belirlemiştir. Kongre’de şu şekilde hedefler konulmuştur:

-Her muhitin ihtiyaç ve imkanlarına göre sanayi mekteplerinin kurulması

-Sanayi çırak mekteplerinin ve usta kurslarının açılması

Cumhuriyet sonrası ilk çırak okulları 1942’de Devlet Demir Yolları Genel Müdürlüğü tarafından Sivas ve Eskişehir’de kurulmuştur. Daha sonra MKE Kayseri Uçak Fabrikası, Karabük Demir Çelik Fabrikası, İzmit Selüloz ve Kağıt Fabrikası çırak okulları da açılmıştır.

Türkiye’de ilk çıraklık yasası, 1972 yılında 1591 sayılı “Çırak, kalfa ve ustalık kanunu” adı ile TBMM tarafından kabul edildi. On yıllardır yasalara dayalı bir şekilde çıraklık adı altında süren çocuk sömürüsünde resmi yaşın düşürülmesi için aday çıraklık statüsü çıkartılmaya çalışılıyor. Böylelikle çocukların yasal olarak çalıştırılma yaşı 9’a düşürülmüş olacak.

Neden?

Ortaçağ’dan kalmış bir üretim biçimini yani usta-çırak ilişkisini sermaye düzeni yeniden neden önem atfederek öne çıkartıyor? Çok açık ki bir kişinin, bir çocuğun meslek öğrenmesi temel hedef değil. Patronların ucuz ve nitelikli işgücü ihtiyacı çerçevesinde sermayenin hizmetindeki devletin bulduğu formüllerden biri bu.

Çocuk işçilik var, yüzyıllardır var. Bugüne kadar hiçbir şekilde engellenmedi. Hatta çocuk sömürüsünü boyutlandıracak aday çıraklık uygulaması işletilmeye çalışılıyor. İş cinayetlerinin içerisinde çocuk işçi cinayeti azımsanmayacak boyutlarda. Bunlar 2018 Türkiye’sinin veya dünyasının birden türeyen sorunları değil.

Toplumun, insanlığın geleceği olan çocukların her türlü haktan faydalanması, en iyi şekilde yetişmesi için imkanların sağlanması gerekmektedir. Ama bugünkü kârlarından ve egemenliklerinin ebedi sürmesinden taviz vermeyen sermaye sınıfı, çocukları sömürü düzeninde en işlevli şekilde nasıl konumlandıracakları ile ilgilenmektedirler.

Çocuklar için, geleceğimiz için…

Çocuk Hakları Bildirgesi’ne göre: “Her çocuk, doğuştan bazı haklara sahiptir. Eğitim, sağlık, yaşama, barınma, cinsel ya da psikolojik sömürüye karşı korunma gibi haklara sahip olan çocuklar, yetişkinler ya da diğer çocuklar karşısında savunmasızdır. Bu nedenle çocuklara bazı hakların verilmesi ve bu hakların korunması, tüm çocuklar için çok önemlidir.”

Çıraklık başta olmak üzere, çocuk sömürüsü anlamına gelen, çocuk sömürüsünün önünü açan tüm yasaların ve uygulamaların son bulması için mücadeleyi yükseltelim. Çocuklara ve geleceğimize sahip çıkalım.

-Çocuk işçilik ve gizli çocuk işçilik olan çıraklık, aday çıraklık tasfiye edilsin!

-14 yaşından küçük çocukların çalıştırılması yasaklansın!