Dinci-faşist rejim her türlü toplumsal tepki karşısında saldırı, baskı ve tehdide başvuruyor. Saraya biat etmeyenlerle sadece şiddet diliyle iletişim kuruyor.
Öte yandan, AKP-MHP koalisyonunun politikalarıyla daha da derinleşen ekonomik, sosyal ve siyasal krizler toplumun geniş kesimlerinin yaşamını çekilemez hale getirmiş bulunuyor.
Toplumun ileri kesimleri krizin faturasını ödememek adına bir dizi eylemli direnişler örgütlediler. Bu eylemlerin en dinamik kesimini ise gençlik oluşturuyor. Toplumsal sorunlarda, haklarına, özgürlüğüne ve geleceğine yönelik bir dizi saldırıda sokakları dolduran gençlik gözaltılar, tutuklamalar ve baskılarla sindirilmeye çalışılıyor.
Gençlik eğitim, barınma, beslenme ve ulaşım gibi en temel insani haklarını bir meta olarak satın almak zorunda bırakılıyor. Temel sosyal hizmetleri özelleştirenler, öğrencileri burs alarak veya çalışarak okumak zorunda bırakıyor.
Gençliğin birçok hakkını gasp eden AKP-MHP rejimi, burs ve kredileri de bir tehdit aracı olarak kullanıyor. Rejime biat etmeyen gençlerin burs veya kredileri keyfi bir şekilde kesilebiliyor. Son dönemde, Boğaziçi direnişinde eyleme katıldıkları için 100'ü aşkın öğrencinin, barınma haklarına ulaşamadıkları için Ankara'ya gitmek isterken gözaltına alınan öğrencilerin, Ankara Üniversitesi'nde ekonomik kriz gündemli forum yapmaları engellenen öğrencilerin, 8 Martlar’a katılan öğrencilerin bursları dinci-faşist rejimin şefi Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla kesildi.
Bursların kesilmesine, 2008 yılında yönetmelikten çıkarılmış KYK yönetmeliğinin 11/h maddesi gerekçe gösteriliyor ve gerekçeler şöyle sıralanıyor: “öğrenim görmekte olduğu öğretim kurumlarında, eklentilerinde, kalmakta olduğu yurtta, öğretim kurumu veya barındığı yurdun dışında, münferiden veya topluca her ne şekilde olur ise olsun anarşi ve terör olaylarına karışan, öğrenim özgürlüğünü ihlal edici (direniş, boykot, işgal, yazı yazma, resim yapma, slogan atma vs.) davranışlarda bulunan bu fiillere eksik veya tam teşebbüste bulunanlar...” Güya bu maddeyi yürürlükten kaldıran saray rejimi, aynı maddeye dayanarak öğrencilerin burs/kredi haklarını gasp ediyor.
11/h maddesi iptal edilmiş olmasına rağmen farklı bir yönetmeliğin içine yerleştirilip pervasızca kullanılıyor. Bu uygulamanın bizzat AKP şefi eliyle uygulamaya konulması ise, saray rejiminin gençliğe düşman yüzünü gözler önüne seriyor.
Hakları, özgürlükleri ve gelecekleri için mücadele eden öğrencilerin burs ve kredilerinin kesilmesi saldırısı, rejimin zıvanadan çıkışının somut göstergelerinden biridir. Saray rejimi gözaltı, tutuklama, hapsetme saldırılarına ek olarak burs/kredi kesme saldırısını eklemiştir.
Dinci-faşist rejimin hedefi toplumun dinamik kesimi olan gençliği gözaltılar, tutuklamalar ve baskılarla kuşatma altına alıp soluk alamaz duruma düşürmektir. Baskıyı yoğunlaştırıp, Boğaziçi Üniversitesi’nde olduğu gibi buna karşı direnenleri terörist ilan edenler, gençliğin haklı ve meşru mücadelelerini lekelemeye çalışıyorlar.
Dinci-faşist rejimin baskıcı kuşatmasına boyun eğmeyen gençliğin yükselttiği mücadelenin önünün kesilememesi, gerici saldırganlığın nafile olduğuna işaret ediyor. Gençlik hakları, özgürlüğü ve geleceği için mücadele etmeye kararlı olduğunu gösteriyor.