12 Eylül darbesinin ürünü olan Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) kuruluşu, 36. yıl dönümünde Beyazıt Meydanı’nda protesto edildi.
Beyazıt Meydanı’nda polis işgali
Eylemin yapılacağı İstanbul Üniversitesi (İÜ) ana kapı önü ve Beyazıt Meydanı polis tarafından çembere alındı ve meydana girenler ile okuldan çıkan herkesin üzeri polis tarafından arandı. Polis GBT de yaparken, sol basından kimi muhabirleri onlarca dakika alıkoydu. Meydana TOMA, çevik kuvvet, sivil polisler, zırhlı araçlar, özel harekat polisleri ve köpekli polisler konuldu. Eylem öncesi de alanda “bomba araması” yapıldı. Okul içerisinde de “fakülteler arası geçiş yasağı” uygulandığı öğrenildi.
Saat 12.00’de başlayan yaklaşık 150 kişilik eylemde “Özgürlüğümüz ve geleceğimiz için ayaktayız” pankartı açıldı. Akademik-demokratik taleplerin yer aldığı dövizlerin yanı sıra Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya dikkat çeken dövizler de taşındı.
“Faşizme karşı omuz omuza!”, “Beyazıt faşizme mezar olacak!” sloganlarının ardından farklı üniversitelerden gelen öğrenciler konuşmalar yaptı. İÜ, Yeditepe, İTÜ, MSGSÜ, Boğaziçi, Bilgi, YTÜ, Koç, Doğuş ve Marmara üniversiteleri adına yapılan konuşmalarda, üniversitelerin ticarileşmesi, sermayeye peşkeş çekilmesi, rektörlerin AKP’nin komiseri gibi çalışması, gericilik, gerici yapılanmalara rektörlükler eliyle alan açılması ve bunlara karşı mücadelenin süreceğine değinildi. İÜ Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu (TBMYO) adına yapılan konuşmada bunların yanı sıra kampüsün Hadımköy’e taşınmak istenmesine karşın, öğrencilerin yaşayacağı mağduriyete değinildi.
Gençlerin kendi yaptıkları şarkıyı söylemesinin ardından İÜ’den ihraç edilen akademisyen Levent Dölek konuştu.
Özakça: İhraçlarla gerici kadrolaşma hedeflendi
Açlık grevinin 245. günündeki direnişçi kamu emekçisi Semih Özakça da eyleme telefonla bağlandı. “Nuriye, Semih onurumuzdur!” sloganına “Sizler de bizim onurumuzsunuz” diyerek karşılık veren Özakça, YÖK’ün faşizmin bir yansıması olduğunu ifade etti. KHK’lar eliyle gerçekleştirilen ihraçlarla AKP’nin gerici kadrolaşmayı hedeflediğine dikkat çeken Özakça “Buna karşı bir ses olunması gerekiyordu. Bunun önünde durulması gerekiyordu” diyerek direnişlerine değindi. Özakça konuşmasını “İnanıyorum ki biz kazanacağız. Güzel günlerde buluşacağız. Kendinize has bakın” diyerek sonlandırdı.
Üniversite öğrencileri adına okunan açıklamada 12 Eylül ürünü olan YÖK’ün iktidarın üniversitelerde kurduğu baskı aygıtı olduğu söylendi. YÖK’ün aynı misyonu “AKP/Saray iktidarı” ve onun çevresindeki sermaye için sürdürdüğü ifade edilen açıklamada, üniversitelerdeki gericilik, gençliğin geleceksizliği, polis-ÖGB-faşist çeteler işbirliği, gençliğin devrimci enerjisinden duyulan korku ve piyasalaşma da vurgulandı.
Polisten saldırı tehdidi
Açıklamanın okunmasının ardından Beyazıt Marşı okundu ve “Faşizme ölüm” pankartının arkasında sloganlarla Vezneciler metrosuna yüründü. Onlarca çevik kuvvet ve sivil polis de gençlerin arkasından giderek metro girişinde önlerine geçti. Sivil polisler hakaretler eşliğinde eylemin sonlandırılması dayatmasında bulundu. Burada bir açıklama daha yapılarak, dün aynı yerde gerçekleşen faşist saldırıya değinildi ve topluca metroya girilerek eylem sonlandırıldı.
Eylemde “YÖK kalkacak polis gidecek üniversiteler bizimle özgürleşecek!”, “Gençliğin ‘Hayır’ı bitmeyecek!”, “Çeteler dışarı bilim içeri!”, “Gençlik gelecek gelecek sosyalizm!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Ferman devletin üniversiteler bizimdir!” sloganları atıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul