Faşist darbe rejiminin ürünü olan Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK), kuruluşunun 40’ıncı yılında Beyazıt Meydanı’nda protesto edildi. Gençlik örgütlerinin “Geleceğimiz ve özgürlüğümüz için mücadeleye” şiarı ile çağrısını yaptığı eylemde örgütlenme ve mücadele çağrısı yapıldı.
“YÖK, üniversitelere akademi ve özgürlük alanı bırakmadı”
Eylemde ilk sözü Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyım atamalarına karşı eylemlere katıldığı için derslerine son verilen Feyzi Erçin aldı. Erçin, YÖK’ü kuran yasanın üniversitelere tek tipçi ve hiyerarşik yapıyı dayatmasının ve akademi ile özgürlüklere alan bırakmadığının altını çizerek şunları ifade etti:
“Akademi ve öğrenciler Türkiye’de özgürlük için 40 yıldır mücadele vermektedir. YÖK yasasının amacı üniversite üzerinde denetim ve vesayet sistemi kurmaktır. Burada bu vesayeti ve kendilerine dayatılan hiyerarşiyi reddeden, kendi iradesine sahip çıkan devrimci ruha sahip sizlerin yanında olmak umut veriyor.”
“Sırtımızı bu düzene değil, mücadeleye yaslıyoruz!”
Ardından Üniversite Dayanışmaları adına yapılan konuşmada öğrenci gençliğin yaşadığı akademik, siyasal ve ekonomik sorunlar sıralanarak şunlar ifade edildi:
“Bizler YÖK kapatılmadıkça, bu düzen değişmedikçe bu sorunların hiçbirine çözüm olunamayacağını biliyor ve çözüm için sırtımızı bu düzene değil mücadeleye yaslıyoruz. Akademiyi de kampüsleri de hayatlarımızı da Saray’a, kuklası kayyımlara, özgürlüklerimizin önüne çekilmiş set olan YÖK’e bırakmayacağız. Özgürlüğümüzü ve geleceğimizi ellerinizden almaya geliyoruz!”
“Özgürlüğümüz ve geleceğimiz için mücadeleye!”
Gençlik örgütleri adına okunan basın açıklamasında YÖK’ün öğrencilerin karşısına çeşitli biçimlerde çıktığı belirtilerek gençlik üzerindeki baskı ve saldırganlığın YÖK’le sınırlı kalmadığı şu ifadelerle anlatıldı:
“Devletin tüm mekanizmalarıyla gençliğe dayattığı baskı ve saldırılarda senelerce araç haline getirilmiş YÖK’ün işlevleri de değişiyor. Devlet politikalarıyla üniversiteyi dönüştürmenin aracı olan YÖK’ün işlevi sınırlandırılarak bugün doğrudan devlet emriyle üniversiteler tahakküm altına alınıyor. Bugün bu tahakküm doğrudan kayyum rektörlerle oluşturulmaya çalışılıyor. Üniversitenin ÖGB’si polisle; üniversitenin kayyumu siyasi iktidarla kol kola girmiş bizi susturmaya çalışıyor.”
Gençliğin barınma hakkı için yaptığı eylemlere ve Boğaziçi başta olmak üzere üniversitelerde yükselen gençlik hareketine devletin terör estirdiğine dikkat çekilen açıklamada bu kapsamda şu örnekler hatırlatıldı:
“Artık kayyuma karşı gelenler iktidara da karşı geliyor, ‘barınamıyoruz’ diyerek kampüslerine çadır açan öğrenciler devletin bekası için tehlike oluyor. Kayyuma karşı ses çıkarınca iktidarları sarsılmış olacak ki Boğaziçi’nde arkadaşlarımız Berke ve Perit tutuklanıyor. İTÜ’de yurt sorununa karşı bir araya gelen öğrenciler güvenlik tarafından yaka paça atılıyor. Kadın cinayetlerinin arttığı ve devletin failler hakkında herhangi bir yaptırım uygulamadığı şu günlerde kayyum Rektör Naci İnci öğrenciler hakkında 6284 yasasını kullanarak koruma çıkartıyor. İstanbul Üniversitesi’nde devrimci öğrencilere yönelik faşist saldırılarla devrimci mücadelenin önü kesilmeye çalışılıyor.”
Devletin ayrıca piyasacı politikalarla gençliği kontrol altında tutmak istediğine değinilen açıklamada “Bize dayattıkları bu büyük geleceksizliğe karşı geleceğimizi ve özgürlüğümüzü kazanmak için devlet eliyle kurulan bu ablukayı dağıtacağız! YÖK, üniversitelileri teslim alamayacak” denildi.
Örgütlenme ve mücadele çağrısı yapılan açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi:
“Öğrenci hareketinin kampüslerden meydanlara büyüttüğü kararlı mücadele tarihinden günümüze, biz değil miyiz üniversiteler bizimdir diyerek sokaklarda binler olan? Biz değil miyiz kapatılan kulüplerimize, elimizden alınmaya çalışılan kampüslerimize sahip çıkarak aylardır her alanı üretimlerimizle, tüm renklerimizle dolduran? Kampüs kampüs dayanışmalar kurduk, haklarımız ve özgürlüğümüz için direnişe geçtik. Geleceğimizden, özgürlüğümüzden, üniversitelerimizden vazgeçmeye niyetimiz yok! Tüm öğrencileri bir adım daha almaya geleceğimiz ve özgürlüğümüz için mücadeleyi büyütmeye, örgütlenmeye çağırıyoruz.”
İmzacı olan gençlik örgütleri ise şu şekilde:
“DÖB, Dev-Güç, Öğrenci Dayanışması, Kaldıraç Üniversite, Öğrenci İnisiyatifi, YDG, KÖZ, Özgürlükçü Gençlik, EHP Gençliği, SGDF, Öğrenci Faaliyeti, SÖH, YDG, Devrimci Gençlik Dernekleri, Öğrenci Kolektifleri, SOL genç, TİP”
Kızıl Bayrak / İstanbul