Umman denizinde Çin-Rusya-İran ortak tatbikatı

Başlayan tatbikat, bölgedeki hegemonya çatışmasının dinmek bir yana, şiddetlenme eğiliminde olduğuna işaret ediyor. Bu çatışmalar şiddetlendikçe, Ortadoğu halklarının rahat yüzü görmeleri mümkün olmayacak. Emperyalist hegemonyadan kurtuluş ise, ancak halkların birleşik/anti-emperyalist direnişiyle sağlanacaktır.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 27 Aralık 2019
  • 15:38

Çin, Rusya, İran deniz kuvvetleri, Umman Denizi’nde Aden-Basra körfezlerini bağlayan noktada ortak tatbikat düzenliyor. Bugün başlayan tatbikat Pazartesi gününe kadar devam edecek. Her üç ülkeden savaş gemilerinin katılacağı tatbikat hem zamanlama hem mekan açısından “manidar” bulunuyor.

Her üç ülkenin yönetimi adına yapılan açıklamalar, tatbikatı benzer nedenlerle izah ediyor: “Deniz korsanlığının-terör saldırılarının önlemesi, deniz ulaşımının güvence altına alınması, Basra Körfezi’nde istikrarın korunması…” Açıklamalar bu minvalde olsa da, sorunlar bundan ibaret değil.

Bölge, ABD ile İran arasında yaşanan gerilimin merkezi. Geçen aylarda petrol tankerleri saldırıya uğramış, bunu gerekçe gösteren ABD emperyalizmi Basra Körfezi’ndeki askeri yığınağını arttırmıştı. İngiltere’nin de ABD safında yer almasıyla gerilim tırmanmış, karşılıklı restleşmelerde taraflar birbirlerinin gemilerine el koymuştu.

ABD-İngiliz saldırganlığına rağmen geri adım atmayan İran, Rusya-Çin ikilisinden de aldığı güçle, her saldırıya karşılık vereceğini ilan etmişti. Başlayan tatbikat, bölgedeki hegemonya çatışmasının dinmek bir yana, şiddetlenme eğiliminde olduğuna işaret ediyor.

İran’ı ekonomik ambargoyla boğmaya çalışan ABD hem Çin’e hem Rusya’ya bazı yaptırımlar uygulamaya çalışıyor. İki emperyalist hegemon güç odağı arasındaki çatışmanın merkezi halen Ortadoğu’dur. Bununla birlikte bu güçlerin çıkarları birçok alanda çatışıyor. Bu bölgede gerilimin tırmanması Çin-Rusya-İran üçlüsünü birbirine yakınlaştırmış görünüyor. Nitekim üç ülkenin bu kritik bölgede 4 gün sürecek bir deniz muharebeleri tatbikatı yapmaları, ABD’ye verilen dolaysız bir mesaj kabul ediliyor.

Görünen o ki, hegemonya uğruna çatışmalar şiddetlendikçe, Ortadoğu halklarının rahat yüzü görmeleri mümkün olmayacak. Emperyalist hegemonyadan kurtuluş ise, ancak halkların birleşik/anti-emperyalist direnişiyle sağlanacaktır.