ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya gibi emperyalistlerin askeri, mali ve siyasi desteği ile Gazze’de soykırım savaşını sürdürün İsrail, vahşette sınır tanımadığını döne döne gösteriyor. Bu defa bir okula sığınan sivilleri sabah namazı saatlerinde bombalayarak 100’den fazla kişiyi katletti. Çok sayıda kişiyi ise yaraladı. Başında Binyamin Netanyahu’nun bulunduğu Tel Aviv’deki savaş çetesi iğrenç barbarlığını birkez daha sergiledi.
Gazze’deki hükümetin medya ofisinin Almayadeen.net tarafından yayınlanan açıklamasına göre, Gazze şehrinin merkezindeki Al-Daraj mahallesinde yerlerinden edilmiş kişilerin yaşadığı bir okulun İsrail tarafından bombalaması sonucu gerçekleştirilen korkunç katliamda ilk verilere göre 100'den fazla kişi hayatını kaybetti.
10 Ağustos Cumartesi günü şafak vakti yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“İşgalci İsrail "ordusu" yerinden edilmiş insanları sabah namazı kılarken doğrudan bombaladı, bu da şehit sayısının hızla artmasına neden oldu. Katliamın dehşeti ve çok sayıda şehidin bulunması nedeniyle şimdiye kadar sağlık ekipleri, sivil savunma, yardım ve acil durum ekipleri şehitlerin tamamını enkaz altından çıkaramadı.”
Açıklamada, katliamdan sadece işgalci Siyonist rejimin değil yanı sıra ABD yönetiminin de sorumlu olduğu vurgulanırken, uluslararası kamuoyuna “Gazze’deki soykırımı durdurun!” çağrısı yapıldı.
Tel Aviv’deki savaş çetesi Gazze’de her gün katliam yapıyor. Buna karşın okulda kalan sivillerin bombalanması son haftalarda gerçekleştirilen en vahşi ve en gözü dönmüş soykırım saldırısı oldu.
***
“ABD Başkanı Joe Biden, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, İsrail ile Hamas’a Gazze’de ateşkes ve esir değişimi için müzakereleri 15 Ağustos’ta yeniden başlatma çağrısı yaptı” haberinin basında yer almasının hemen ardından İsrail’in bu barbarlık gösterisini yapması tesadüf değil. Netanyahu’nun başında bulunduğu Tel Aviv’deki savaş çetesi, ABD başta olmak üzere emperyalistlerin desteğini aldığı sürece soykırım savaşını sürdürecektir. Dolayısıyla bu ateşkes çağrısı da sonuçsuz kalmaya mahkum bir manevra olarak değerlendiriliyor.