Sarı Yelekliler hareketinin 15 Aralık Cumartesi günü 5.’sini düzenlediği eylemde polisin Fransa genelinde tren garlarında ve otoyollarda oluşturduğu kontrol noktaları ile kitlenin Paris'e ulaşımı engellenmişti. Sermaye devleti tarafından hareketin boğulduğu ve bir daha sokağa çıkacak soluğu bulamayacakları yönünde algı yaratılmış, görsel ve yazılı burjuva basının eliyle de 6. Paris eylemi çağrısının karşılıksız olacağı yönünde yoğun yayın yapılmıştı. Öyle ki sosyal medya üzerinde bile 6. eylem çağrısı için büyük bir belirsizlik ve sessizlik hakimdi.
Sosyal medyada bütün hafta Versaille şatosuna yapılan çağrılar sonucu sermaye devleti 22 Aralık Cumartesi günü için Versaille şatosunu ziyarete kapatarak polis gücünü ve araçlarını buraya sevk etmiş eylemcileri beklerken diğer taraftan da televizyon kanalları Champs Elysée'den ve Versaille'dan canlı yayın yapıp sokakların boş olduğunu göstermeye çalıştı. Neredeyse hareketin bittiği ilan edilirken birden binlerce Sarı Yeleklinin Paris Montmartre'da buluşarak eyleme geçtiği haberleri yayılmaya başladı.
Versaille şatosunda ise bine yakın polis ve jandarma, TOMA ve gözaltı araçlarının yanı sıra basın çalışanları ve sembolik 30 kadar Sarı Yelekli olduğu açıklandı.
Hiç kimsenin beklemediği bir anda Montmartre'da bir araya gelen binlerce eylemci buradan sarı yeleklerini giyerek “Macron istifa!” sloganlarıyla başkentin merkezi alanlarına hareket etti. Yer yer polis saldırısı olsa da polis barikatları, abluka ve saldırılar boşa çıkartılarak Sacré Cœur, Place Clichy, Pigale, St Lazare, Madeleine, Rivoli, Opera, Grand Boulevard, Les Halles’den geçilerek polis saldırılarına karşı militan direnişin sergilendiği çatışmalarla Paris Belediye Meydanı’na ulaşıldı. Bu bölgelerde eylemler yaşanırken Madeleine semtinde rue Vignon'da aralarında hareketin sözcülerinden birinin de olduğu yüzlerce eylemci saat 11.30'dan 17.30'a kadar, yaklaşık 6 saat boyunca sokakta açık hava gözaltısında tutuldu. Eylemciler yiyecek, içecek, tuvalet gibi hiçbir ihtiyacı karşılanmayarak sokakta ayakta bekletildi. Champs Elysée'de ise sembolik bir kitle Zafer Takı'nın bulunduğu meydan ve Champs Elysée caddesinde iki taraflı trafiği tek şeride düşürerek trafik yavaşlatma eylemi gerçekleştirdi. Saray ve Matignon-başbakanlık yakınlarında da sembolik eylemler gerçekleştirildi. Akşam saatlerinde ise birçok yerden siren sesleri yükselirken Champs Elysée'ye çıkan caddelerde peş peşe sıralanmış TOMA, gözaltı araçları ve Cumhuriyet Muhafız Alayı diye adlandırılan CRS polis araçları ve jandarmalar sirenlerle Champs Elysée'ye akın etti. Binlerce kişi bütün gün sakinliğini koruyan Champs Elysée'ye akşam üstü sürpriz bir çıkış yaptı. Hiçbir şiddetin yaşanmadığı, çevreye zarar verilmeyen pasif bir eylem olarak caddeyi işgal eden eylemcilere hiçbir uyarı yapmadan polisin azgınca saldırısı sonucu burada da yoğun çatışmalar yaşandı.
Eylemleri bastırıp sonlandırmak için her türlü yola başvuran sermaye devleti 32 sene önce bir öğrencinin ölümüne yol açmasının ardından yasaklanan motorlu polis gücü “Voltigeurs”leri yeniden kullandı. Champs Elysée'deki çatışmanın motorlu polis ekiplerinin saldırısı sonucu yaşandığı ortaya çıktı. Voltigeur'lerin kuruluş tarihinin 1804'lere dayandığı belirtiliyor. Askeri anlamda “avcı”, en önde savaşçı olarak görev yapmak üzere seçkin birimlerden oluşan Voltigeur'lerin Paris Komünü'nden günümüze “kırıcılar”a karşı (Mayıs-Haziran 1936 işçi grevleri ve ‘68 Mayıs'ında da) kullanıldığı belirtiliyor.
Sermaye devleti Sarı Yelekliler eylemlerinde “ateşe ve silahlı saldırılara karşı dayanıklı” onlarca zırhlı aracını da devre koyarken bu araçlar içinde kullanıma hazır ve birkaç futbol sahası genişliğindeki alanda etkili olabilecek kimyasal bir gaz bulunduğu belirtiliyor. Hareketi bitirmekte kararlılığını açıklayan sermaye devletinin temsilcilerine işsizlik ve yoksulluğa karşı alım gücünün yükseltilmesi, insanca yaşam için ücretlerin arttırılması, sosyal ödeneklerin yükseltilmesi, sosyal adalet taleplerine karşı kırıntı dayatıldığı sürece sokakların terk edilmeyeceği, direnme kararlılığının daha da yükseleceği, en büyük şiddetin Macron ve hükümetinin neo-liberal politikalarla işçi ve emekçilere sefalet içinde yaşama dayatmasının olduğu açıklamalar yapılıyor.
İşçi ve emekçiler 17 Kasım'dan beri Fransa'nın birçok yerinde polisin saldırısı sonucu yeniden kurulan eylem noktalarında Noel'i karşıladılar. Politik parti ve sendikalara olan güvensizliklerini birçok yerde gündeme getiren eylemciler 2016 yılında El Khomri olarak adlandırılan çalışma yasalarına karşı yüz binlerin sokaklara çıkmalarına rağmen eylemlerin sendikal bürokrasi tarafından bitirilmesine de tepkililer. Harekete bu yapıların önderlik etmesi durumunda satışla sonuçlanacağı bilincindeler.
‘Macron'un attığı geri adımlar’ olarak açıklanan bilgilerde, emeklilerden kesilen CSG-Genel katkı Payı'nın Mayıs ayı itibarıyla ücretlere yansıyacağı, bu süre zarfı içinde bir değişiklik olmayacağı belirtiliyor. Ayrıca kişisel gelir vergisi olarak “verginin kaynağından alma”, işçinin maaşından doğrudan kesilmesi ile Ocak ayından itibaren bordrolara yansıyacağı belirtiliyor. Yani işçi ve emekçiler 2019 yılına biraz daha yoksullaşarak girecekler.
Eylemlerin önümüzdeki günlerde ne tür kazanımlar getireceği belirsiz olsa da sermaye devletinin daha da azgınlaşacağı, baskı ve saldırılara rağmen işçi ve emekçilerin ise sokakları boş bırakmayacağı görünüyor.
Kızıl Bayrak / Fransa