Nogozon Derneği, Sarı Yelekliler eylemleri üzerine söyleşi düzenledi. Dün akşam dernekte yapılan söyleşi, hareketin parçası olunurken konuşmanın ve sorgulamanın önemine dikkat çekilerek başlatıldı. Gazeteci Metin Yeğin ve Fehim Taştekin de söyleşiye katılarak gözlemlerini aktardı.
Söyleşi Metin Yeğin'in eylem noktalarındaki röportajlarından oluşan ‘Dönerkavşak Demokrasisi’ adlı videosuyla başladı. Videodaki röportajlar ve Paris'teki eylemcilerin genel profili üzerine durulan ilk bölümde birçok kişi harekete dair gözlemlerini aktardı. Katılımcılar arasında sadece Paris'i değil yaptıkları yolculuklar nedeniyle Bretagne ve Nice gibi bölgelerle yol üzerindeki nöbet noktalarını gözlemleyenlerin olması söyleşiye farklı izlenimler aktarılmasını sağladı.
Metin Yeğin dünyanın dört bir yanında 4 aydan uzun kalmadığını, isyan isyan gezerken şimdi de Fransa'daki hareketi takip ettiğini ifade ederek başladı. Yeğin tüm bu isyanlar arasında harekete daha birkaç gün önce giren kitlelerdeki politik yetkinliğe dikkat çekti. Kısa sürede eylemi ve hedefleri içselleştirmelerine dair gözlemlerini aktardı. Ezberlenmiş kalıpların dışında isyanların başladığını ifade eden Yeğin, Sarı Yelekliler hareketi içinde çıkan Yurttaş İnisiyatifi Referandumu'na vurgu yaptı.
Ardından katılımcılar gözlemlerini aktararak söyleşiye farklı veriler sundu. Yeğin'in Normandiya'daki gözlemlerine batıdan güneyden ve doğudan gözlemleri olanlar örnekler sundu. Aynı otoban üzerinde 150 kilometre arayla hareketin bileşenlerinin aşırı sağdan sola değişebildiği aktarılırken, bir konuşmacı tüm verilere dair zıt örneklerin bu hareket içinde varolduğuna değindi. Arc de Triomphe etrafındaki çatışmalardan çıkarılması gerekilen sonuçlar tartışıldı. Aşırı sağın bu noktalardaki varlığı sorgulanırken, eylemin militan karakteri ve Fransa devletinin en temel sembolünün kırılarak “Burası artık Sarı Yeleklilerin zafer takı” denmesi aktarıldı.
Bir soru üzerine Sarı Yelekliler'in kadınlara yönelik talepleri ve eylemlerdeki kadınların pratiği konuşuldu. Sarı Yelekliler'in direkt kadınlara yönelik talepleri olmaması ifade edilirken eylemlerdeki kadınların katılımı ve barikat kurmak gibi aktiflikleri aktarıldı.
Sarı Yelekliler ve Türkiyelilerin rolü
Bir katılımcı işçi sınıfının örgütlenmesinin tek belirleyici özellik olduğunu ifade ederken başka bir katılımcı sendika bürokrasisinin hareketi kırma girişimlerine değindi. Sendikaların Champs-Elysees eylemlerine karşı “Şiddeti bitirip sosyal diyalog” çağrısı yaptığı aktarılarak CGT'nin içindeki en büyük sendikalardan kimya işkolu sendikasının “Bu hareketin sırtına saplanmış bir bıçaktır” açıklaması ve farklı sendikalardan demiryolu işçilerinin harekete bilfiil katılımı vurgulandı. İşçilerin böylesi adımlarının hareketteki önemi üzerine konuşuldu.
Son olarak söyleşi toparlanırken bu etkinliğin Fransa'daki Türkiyeli göçmenler olarak düzenlenmesine vurgu yapılarak asıl önemli olanın hareketin karakterini değiştirme çabası olunduğu söylendi. Yüz binlerce Türkiyelinin olduğu bir ülkede politik mücadele ve örgüt kültürüyle fark yaratılabileceği ifade edildi.
26 kişinin katıldığı etkinlikte 13 kişinin konuşması etkinliği daha canlı kıldı. Üç saat boyunca aralıksız konuşmalar olmasına karşın ilgi dağılmadı. Sadece gözlemlere değil toplumsal hareketlerin karakterinden örgütsüzlüğün rolüne, işçi sınıfının etkisinden sendikaların rolüne gibi konular üzerinden farklı analizlere girilmesi de etkinliği daha işlevli kıldı. Söyleşi bitirildikten sonra bile katılımcılar küçük gruplar halinde canlı sohbetlere devam etti. Programın birkaç gün içinde açıklanmış olmasına karşın hem katılım hem de konuşmalar açısından iyi bir etkinlik gerçekleştirildi.
Kızıl Bayrak / Paris