Fransa’ya gelen binlerce göçmen oturum ve çalışma izinlerini alamadıkları için kaçak çalışmaya ve yaşamaya zorlanıyor. Oturum için gerekli belge ve kağıtları alamadıkları için “Kağıtsızlar” diye anılan göçmenler meşru haklarını istemek ve yaşamda, çalışmada oldukları gibi mücadelede de görünür olmak için “Kağıtsızlar” adıyla eylemler örgütlüyorlar. Kağıtsızlar Kolektifi haftalar süren bir hazırlığın ardından dün merkezi eylemi gerçekleştirdi. Bu eylem bu yılın 3. eylemiydi. Diğer eylemlerden farklı olarak merkezi bir planlamayla ciddi bir kampanya sürecine çevrildi.
Anlamlı eylem günü tercihi
Eylem için belirlenen tarih de Fransa’daki göçmen mücadelesi için oldukça önemli bir yıldönümüydü. 17 Ekim 1961’da Paris’teki Cezayirli göçmenlerin düzenlediği eyleme polis saldırmış ve 200’ü aşkın kişi katledilmişti. Fransız emperyalizminin Cezayir’i işgaline karşı ülkedeki bağımsızlık savaşı sırasında Paris’teki Cezayirlilere yönelik gerçekleşen katliamın yıldönümünde göçmenler, Fransız emperyalizmini teşhir etti. Fransa devletinin geçmişteki şiddet ve baskı yöntemlerinin hatırlatıldığı kampanyanın, devletin göçmenlere yönelik bugünkü saldırganlığıyla da bağ kurması kitlelerdeki tarih bilincini de güçlendirdi.
1998 yılına kadar inkar ettiği katliamın hala üstünü örtmeye devam eder Fransız devleti, katliamda eylemcilerin atıldığı Seine Nehri kenarındaki Saint Michel köprüsünde küçük bir plaket bırakmakla yetindi. Kağıtsızlar Hareketi’nin ilk eylem güzergahında bu köprüden geçiş de vardı. Fakat polis buna izin vermeyerek katliamcı zihniyetin devam ettiğini gösterdi.
Evlerden başlayarak örgütlenen kampanya
Dünkü eylemin hazırlıkları kapsamında, belgesiz göçmenlerin yaşadıkları banliyö bölgelerinden ve sitelerden başlayarak düzenli toplantılar ve propaganda çalışmaları yürütüldü. HLM ve Foyer adı verilen, göçmenlerin ve kağıtsızların kaldıkları toplu konutlar eylem organizasyonlarının merkezi oldu. Kağıtsızların yerel örgütlenmelerini güçlendirdiği bu eylem sürecine aynı zamanda ırkçılık karşıtı faaliyet yürüten Fransız sol güçler de dahil oldu. Tüm Göçmenlerle Dayanışma Dernekleri Federasyonu (Fasti) gibi dernekler ve polis şiddetine karşı mücadele eden, yakınları polis tarafından katledilen ailelerin kurduğu kolektifler de sürece katıldı. Ortak toplantılarla yerel süreçlerde neler yapılabileceği de tartışmalara çevrildi. Paris’in sol kültürünün güçlü olduğu Montreuil ve 20. bölge koordinasyonları kuruldu.
Üç koldan Paris’e
Bu eylem için Fransa’nın tüm kentlerinden temsili yürüyüş kolları hazırlanmıştı ve Paris’e 3 koldan yürüyüşler gerçekleştirildi. Bu kollarda yürüyüş molalarında kentlere uğranarak Kağıtsızlar Hareketi’nin mücadelesi anlatıldı. Aylar süren hazırlığın ardından Paris’teki eylem bu hazırlığın sonucunda hareketin gücünü gözler önüne serdi. Fransız sermaye devletinin sembolü Cumhurbaşkanlığı konutu olan Elysees Sarayı’na yürüme çağrısı yapılan eylem, polisin tüm yasak ve sınırlama dayatmalarına rağmen gerçekleştirildi.
On bini aşkın kitle Paris’in 3 merkezi hattından önce Republique Meydanı’na yürüdü. Diğer kentlerden gelen kollar Port de Montreuil, Port de Paris ve Port d’Italie’de sabah 10’da Paris eylem kortejleriyle birleşerek meydana yürüdü. Göçmen mücadelesinin bir parçası olan dernekler de eylemde kortejleriyle yer aldılar.
Cezayirli sol/sosyalist güçlerden katılanlar olduğu gibi bazı eylemciler 1961’deki katliamı hatırlatan dövizler taşıdı. Birçok dövizle polis şiddeti ve oturum/çalışma hakkı gündemleştirilirken diğer öne çıkan konu “Sağlıklı konut hakkı” talebi oldu.
Eyleme Fransız sendikalarından CGT ve Sud katıldı. CGT sendikası göçmenlere dair politik bir söylemden öte genel ve soyut bir “çalışanlara hak” pankartı taşıdı. Yürüyüş kortejinde bağımsız durmak adına özel mesafe bırakmasıyla eyleme uzaklığını da gösterdi. Sud üyeleriyse kitle içerisinde daha dağınık ama kağıtsızlarla iç içeydi. Fransız sol güçlerinden Yeni Anti-kapitalist Parti (NPA) “İslami terör” söylemiyle hedef alınan göçmenlere dikkat çeken pankartıyla, “Bu mültecilikten değil ırkçılıktan kaynaklı” vurgusu yaptı. NPA ve Komünist Liberter Birlik dışında kortejli katılım yoktu.
Eyleme Türkiyeli güçlerden Bir-Kar, Nogozon, Grev ve Direnişlerle Dayanışma Komitesi (GDDK), ACTİT katıldı. Bir-Kar eylemde koronavirüs sürecinde teşhir olan kapitalizme karşı mücadele çağrısında bulunan bildirilerini dağıtırken GDDK de 1 Mayıs eylemi için gözaltına alınanlara açılan davanın sahiplenilmesi çağrısı yaptı. Türkiyelilerin bu bildiri dağıtımları da kitleden ilgi gördü.
Eylem boyunca susmayan sloganlar, trampet ve fanfar gruplarının ritimli müzikleri eşliğinde canlı bir yürüyüş gerçekleştirildi. Polis kitlenin Elysees Sarayı’na yürümesine izin vermeyerek Saint Lazare Garı yakınlarında önünü kesti. Kağıtsızlar da eylemi burada bitirdiler.
Kızıl Bayrak / Paris