Panama’da maden karşıtı eylemler

Panama’da emekçiler, bakır şirketine “Anavatanın satılmasını" protesto ediyor.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 13 Kasım 2023
  • 21:00

Orta Amerika ülkesi Panama son yılların en kitlesel protestoları ile sarsılıyor. Protestolar, yıldırım hızıyla parlamentodan geçirilen 406 sayılı Kanuna karşı yapılıyor. 406 sayılı yasa, Kanadalı First Quantum Minerals (FQM) şirketinin bir yan kuruluşu olan madencilik şirketi Minera Panama’ya, Orta Amerika'daki en büyük açık bakır madeninde 20 yıl daha madencilik hakkı tanıyor.

Kanuna karşı çıkan sendikalar ve çevreci örgütler protesto çağrısında bulundu ve 20 Ekim'den bu yana Panama'da binlerce kişi sokaklara dökülerek ülkede hayatı felç ediyor. Geçen ay başlayan eylemler ülkede büyük bir protesto hareketi boyutuna ulaştı. Protestocular taleplerini, madenciliğe genel olarak son verilmesini de kapsayacak şekilde genişletti.

40 çevre örgütünden, sendikalardan ve yerli halktan oluşan ittifak, çevre kirliliği ve biyolojik çeşitliliğe yönelik riskler konusunda uyarıyor ve "anavatanın satılmasını" engellemek için protesto gösterileri düzenliyor, blokaj eylemleri gerçekleştiriyor.

Göstericilerle polis arasında her gün şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Protestoların başlangıcından bu yana dört kişi hayatını kaybetti, 4 kişi de görme yetisini kaybetti. Protestoların ilk on gününde 900 kişi tutuklandı. Protestolar ve yol kapatmalar nedeniyle ülkenin büyük bölümünde tedarik zincirleri çöktü. First Quantum şirketinin hisse fiyatı bir hafta içinde yüzde 50 düştü.

Devam eden protestolar ve eylemler karşısında Başbakan Cortizo, Ekim ayı sonunda madencilik konusunda bir referandum yapılması talimatı vermek zorunda kaldı. Referandum, 17 Aralık'ta gerçekleşecek ve çıkacak sonuç bağlayıcı olacak.

Protesto hareketinin devam eden basıncı altında Ulusal Meclis, 3 Kasım'da metal madenciliğini süresiz olarak askıya alma kararı almak zorunda kaldı. Yeni çıkarılan 407 sayılı Kanun, şirketlere imtiyazlar verilmesine yönelik devam eden tüm süreçleri durduruyor. Ayrıca mevcut 15 imtiyazdan 13'ünün askıya alınmasını öngörüyor. Hükümetin geri adım atması, Panama işçi sınıfı, yerli emekçi halklar ve çevrecilerin haftalardır süren mücadelesinin başarısı olarak değerlendiriliyor.

Bu arada protesto hareketinin bir kanadı First Quantum ile yapılan ve 407 sayılı Kanuna rağmen hâlâ yürürlükte olan anlaşmaya karşı mücadeleye devam ediyor. Öğretmen ve doçentler de bu kanatta yer alıyor ve eğitim bakanlığının tüm tehditlerine rağmen, Minera Panama ile sözleşme feshedilmeden genel greve son vermeyeceklerini açıklıyorlar.

***

First Quantum Minerals (FQM) şirketi 2019'dan beri Donoso'da Orta Amerika'nın en büyük açık hava bakır madenini işletiyor. 12 bin hektar büyüklüğündeki maden doğa koruma alanının ortasında bulunuyor. Bloomberg'e göre, çevreye verdiği zarar nedeniyle FQM'ye karşı açılan çeşitli soruşturmalar halen devam ediyor.

Yüksek mahkeme 1997'de imzalanan önceki sözleşmenin anayasaya aykırı olduğuna karar verdi. O dönemde şirkete ihalesiz, halkın katılımı olmadan ve Panama için çok ağır koşullar içeren imtiyazlar verilmişti. Şirketin vergi ödemesine bile gerek yoktu. Yeni sözleşmeyle bu durum değişiyor.

Laurentino Cortizo hükümeti, yeni sözleşmeyle devlet kasasına yılda en az 375 milyon dolar, yani öncekinden on kat daha fazla para gireceğini söylüyor. Hükümet, “madenin kapatılması durumunda 48 bin kişi işsiz kalacak” diyerek yasayı savunsa da 10 Kasım itibarıyla kapatma talebiyle mahkemeye beş şikayet yapıldı.

Küresel bakır üretiminin yüzde 1,5'ini sağlayan Cobre Panama madeni, ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının yüzde beşini oluşturuyor ve 10 bine yakın kişiyi istihdam ediyor. First Quantum Minerals’in raporunda, Minera Panama şirketinin 2023'ün ilk dokuz ayında, küresel gelirinin neredeyse yarısı kadar, yani 2 milyar doların üzerinde kâr elde ettiği belirtiliyor. Buna rağmen herhangi bir vergi ödemiyor.  

Panama yönetimi, uzun süredir Latin Amerika'da ‘neoliberal ve barışçıl bir model ülke’ diye takdim ediliyordu. Oysa 2022'de gerçekleşen büyük fiyat artışlarına karşı kitlesel gösteriler patlak vermişti. Neoliberal ekonomik modelin sermayeye hizmet ederken emekçileri yoksulluğa sürükledi ve bundan dolayı protestoların odağı haline geldi.