Siyasi mülteci Nusret Gözüpek, 17 Aralık'ta hakim karşısına çıkartıldı ve dosyanın incelenmesi için tutuklu kalmasına karar verildi. Nusret Gözüpek ile dayanışma içinde olan kurumlar açıklama yaparak “Nusret Gözüpek derhal serbest bırakılmalıdır!” dedi.
Avrupa Haber Merkezi’nde yer alan habere göre Nusret Gözüpek, 17 Aralık'ta hakim karşısına çıkartıldı. Dava, Heidelberg Yerel Mahkemesi'nde (Amtsgericht) saat 13.00'da yapıldı. Nusret Gözüpek’in avukatı Stephan Kuhn’unda hazır bulunduğu duruşmada Başsavcı'nın kendisinin duruşmada olmaması nedeniyle, dosyanın incelenmesi için Nusret Gözüpek’in tutukluluğun devamına karar verildi. Bunun yanı sıra Gözüpek'in İsviçre makamlarından siyasi iltica kararının talep edilmesine karar verildi.
Tutukluluğu devam eden Nusret Gözüpek, Heidelberg Hapishanesi’nde korona vaka sayısının yüksekliği sebebiyle, Stuttgart -Stammheim Hapishanesi’ne gönderilecek. Avukat Kuhn, müvekkili Nusret Gözüpek’in Türkiye`ye iadesini engellemek ve tahliyesini sağlamak için dilekçe vereceğini belirtti. Avukat Kuhn, İnterpol tutuklamalarıyla politik sürgünler üzerindeki baskılara son verilmesine yönelik, demokratik kamuoyunun tepkisini yükseltmesinin gerekli olduğunu söyledi.
AGEB, ASM gibi demokratik kurumların sahiplenme ve davayı yakından takip etmesi yanında, devrimci, demokrat gazete ve haber siteleri de Nusret Gözüpek’in tutuklanması nedeniyle kamuoyunu bilgilendiren açıklama ve yayınlar yapmaktalar.
Nusret Gözüpek, Türkiye’de TKP/ML davasından 3 yıl 4 ay hapis yattıktan sonra 2013 yılında İsviçre’ye gelerek siyasi sığınma talebinde bulunmuştur. 2014 yılında siyasi sığınma talebi kabul edilmiştir. İsviçre’nin Basel kentinde yaşayan Gözüpek, uluslararası sözleşmelerle tanınmış hakları yok sayılarak TC devletinin rutin ve altı boş gerekçelerle çıkardığı İnterpol aramasına dayanarak Alman devletinin açık bir saldırısına uğramıştır.
Uluslararası hukukun önemli bir parçası olan Cenevre Mülteciler Sözleşmesi’ne göre mülteciler devletlerin iade taleplerine karşı koruma altındadır. Emperyalist devletler, kendi çıkardıkları yasaları bile hiçe sayan hukuki kararların altına imza atmaktadır. Cenevre Sözleşmesi’nin 33/1. maddesine göre:
“Hiçbir Taraf Devlet, bir mülteciyi, ırkı, dini, tâbiiyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerin sınırlarına, her ne şekilde olursa olsun geri göndermeyecek veya iade etmeyecektir”.
Yine bu sözleşmenin 3. Maddesi'ne göre Interpol mekanizmasını siyasi konularda işletilmeyecektir. Ancak buna rağmen İnterpol siyasi sığınmacılar için bir baskı aracı olarak kullanılmaya devam etmektedir.
Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) siyasi ilticacılar üzerinde baskı aracı olarak kullanılan İnterpol terörüne karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırdı. AGEB açıklamasında şunları ifade etti:
“TC devletinin keyfi biçimde çıkardığı ve emperyalist devletlerin de buna ortak olduğu bu mekanizmaya dur diyoruz. Devrimci kimlik meşrudur, bu meşruluk hiçbir baskıya boyun eğmeyecektir. Tüm duyarlı kamuoyunu, devrimci, demokrat ilerici kurum ve kuruluşları Nusret Gözüpek ile dayanışmaya çağırıyoruz.”