Fransız ve Türk devletlerinin milliyetçi, dinci şoven kışkırtmaları iki toplum içerisinde gerici etkilerini gösteriyor. Fransa’da Nantes kentinde dün bunun bir örneği yaşandı. Faşistler Türkiyeli bir kasaba saldırdı.
Dün gece dükkan kapalıyken gelen faşist çeteler dükkanın camını kırıp içeri girdiler. Duvarlarına “Fransa Fransızlarındır!”, “Türklere ölüm!”, “Erdoğan'a ölüm!”, “Yaşasın domuz!” gibi ırkçı ve şoven tehditler yazan faşistler dükkandaki malzemelere de zarar verdi. Malzemeleri yere atan, camları kıran faşistler sonrasında kaçtılar.
Kasabın sahibinin kim olduğundan bağımsız sadece Türk olduğu için hedef alınması ve tüm Türkiyelileri kovma çağrısı faşistlerin amaçlarını gösteriyor. “Yaşasın Le Pen!” yazılamasıysa, geçtiğimiz günlerde tüm Türklerin ülkeden kovulması çağrısı yapan faşist parti liderinin mesajının pratik bir yansımasıdır.
Faşist saldırıyı sabah fark eden komşulardan biri dışarıdaki ırkçı yazılamaları kâğıtla kapatmaya çalışarak, devletin ve faşistlerin yaratmak istediği atmosfere küçük ama anlamlı bir cevap vermiş oldu. Komşuları tarafından birlik ve beraberlik mesajları içeren notlar dükkan sahibi Türkiyeli göçmene iletildi.
Günlerdir en ufak eylemi dahi “İslami terör” propagandasıyla manşetlere taşıyan burjuva medyadaysa bu ırkçı saldırı üzerine tek satır bile yazmadı.
Fransız faşistleri saldırılarına devam ederken, devletin göçmen düşmanlığı da yeni örneklerle ortaya seriliyor. “İfade özgürlüğü” yalanına sarılan Fransız devleti, saygı duruşuna katılmadı diye 15 yaşındaki liselileri “Terörü övmek” suçlamasıyla adliyeye sevk etti. Sınıfta hocasıyla tartışan 10 yaşındaki Türkiyeli ve Arap çocuklarsa sabah operasyonlarıyla maskeli polisler tarafından gözaltına alındı.
Fransız devleti; göçmenlere uyguladığı bu terörüyle faşist çetelerin saldırılarına zemin hazırlarken, aynı zamanda faşist çetelerin saldırılarına göz yumuyor, onları cezasızlık politikasıyla koruyor.
Kızıl Bayrak / Paris