Yedi emperyalist ülkenin (ABD, Almanya, Fransa, İtalya, Kanada, Japonya, İngiltere) devlet ve hükümet başkanlarının katılacağı üç günlük G7 zirvesi 26 Haziran günü Almanya’nın Elmau kentinde başlayacak. Zirvenin ‘güvenliği’ için toplam 18 bin polisin görevlendirildiği belirtildi. Bundan dolayı şehir haftalardır polis kuşatması altında tutuluyor. G7 zirvesi başlamadan önce, çok sayıda gösterici sokaklara dökülmeye başladı. Aralarında Greenpeace, Çevre ve Doğayı Koruma Federasyonu, Dünya İçin Ekmek ve Çevre örgütü WWF’nin de bulunduğu 15 dernek ve kurum zirveyi protesto eylemlerine katılım çağrısı yaptı.
Zirve başlamadan bir gün önce 15 kurum, “fosil yakıtlardan çıkış, hayvan ve bitki çeşitliliğinin korunması, gezegende sosyal adalet ve açlıkla mücadele” talepleriyle 25 Haziran için eylem çağrısında bulundu. “İklim krizi, türlerin yok olması, eşitsizlik: Küresel sosyal ve ekolojik krizlerin giderek daha dramatik hale gelmesinden G7 ülkeleri sorumludur. Adalet farklıdır” şiarıyla çağrısı yapılan eyleme binlerce kişi katıldı.
Polis kaynakları eyleme 4 bin kişinin katıldığını iddia ederken, eylemci kurumlar 6 bin kişinin katıldığını belirttiler. Fakat katılımcı sayısı konusunda henüz resmi bir tahmin yok. Münih polisi, protesto için, yaklaşık 3 bin polis görevlendirdiğini duyurdu. Güya “Siyah Blok” ile sol grupların “huzursuzluğa” neden olabileceğinden korkuluyor. “Şiddeti, mülke zarar vermeyi ve diğer yasa ihlallerini” önlemek iddiasıyla devasa bir polis gücü hazır tutuluyor.
İçişleri Bakanı Nancy Faeser gösteri öncesi verdiği demeçte, şiddete başvurmama çağrısında bulunmuş, “Tüm göstericilerin barışçıl bir şekilde protesto etmelerini, kimseye zarar vermemelerini ve arabaları veya dükkanları tahrip etmemelerini bekliyorum” demişti.
Göründüğü kadarıyla hükümet ve kolluk kuvvetleri, ortada ‘somut’ bir şey yokken ‘olası’ şiddet eylemlerinden söz ederek G7 protestolarını ‘kriminalize’ etmeye çalışıyorlar. Buna rağmen üç gün sürecek olan zirve boyunca kentin bir dizi eylem ve protesto gösterisine sahne olması bekleniyor.