Ekim 2017’de Katalan yönetimi, Katalonya’nın bağımsızlığı için bir referandum gerçekleştirmişti. Referandumdan önce İspanya Yüksek Mahkemesi, referandumu anayasaya aykırı ve illegal ilan etmişti. Buna rağmen gerçekleştirilen referandumda Katalanların ezici bir çoğunluğu bağımsızlıktan yana oy kullanmışlardı.
Akabinde Pedro Sanchez liderliğindeki İspanya merkezi hükümeti, Katalan hükümet üyesi olan 12 politikacı hakkında tutuklama kararı çıkartmıştı. Haklarında tutuklama kararı çıkarılan 12 kişiden üçü yurtdışına çıkmış, dokuzu ise tutuklanmıştı.
İspanya Yüksek Mahkemesi, dokuzu tutuklu bulunan 12 Katalan politikacı hakkındaki mahkeme sürecini, Şubat 2019’da resmen başlattı. Katalan liderlerin Madrid’deki yargılanması, 16 Mart Cumartesi günü İspanya’nın başkentinde on binlerce göstericinin katıldığı yürüyüş ile protesto edildi.
Katalonya’da 2017’de gerçekleştirilen bağımsızlık referandumundan bu yana ilk defa on binlerce bağımsızlık yanlısı eylemci Katalonya’nın başkenti Barselona’da değil, İspanya’nın başkenti Madrid’de öfkelerini sokağa taşıdılar.
Madrid’deki yürüyüşe İspanyollar da destek verdi. Tutuklu bulunan dokuz politikacının demir parmaklıklar arkasında oluşunu sembolize eden portrelerin yanı sıra, Katalan bayrakları ve bu yargılama ile hukukun katledildiğini sembolize eden, üstünde İspanyolca “Justica (Hukuk)” yazılan tabutlar taşındı.
Yürüyüşe katılmak, Katalonya’nın kendi kaderini kendisinin tayin etme hakkını haykırmak ve yargılananlara destek için Katalan’ı-İspanyol’u 150 binden fazla insan, ülkenin her yerinden, 500 otobüs, 15 özel tren ve araçlarla, yüzlerce kilometre yol kat ederek Madrid meydanlarını doldurdular.
Hukukçulara göre, yargılama süreci tüm kuralların değiştirildiği, oldukça tuhaf koşullar altında sürüyor. İspanya hükümeti ise yargılamanın “şeffaf” olduğunu ispatlamak için, mahkeme sürecini televizyonda canlı yayınlıyor.
Yargılananlar mahkeme tarafından illegal bir referandum yapmak ve ayrılıkçılıkla suçlanıyor. Savunma ise “Kendi kaderini belirleme hakkı suç değil” diyerek, referandumun illegal değil, demokratik bir hak olduğunu ileri sürerek, yargılamanın anti-demokratik olduğunu vurguluyor.
Madrid’deki görkemli yürüyüşe katılım çok fazlaydı. Bazı kaynaklar 180 bin kişiden, bazıları 120 bin kişiden bahsederken, İspanya hükümeti rakamın 18 bin olduğunu iddia etti. Hükümetin bu açıklamasının ardından organizatörlerin yaptığı açıklamada, “Bunun insan aklı ile dalga geçmek” olduğu vurgulanırken, İspanya hükümetinin seviyesinin de bir göstergesi olduğu belirtildi.
Mitingde yapılan konuşmalarda Pedro Sanchez liderliğindeki sosyal demokrat hükümet diktatör Franco yöntemlerine başvurmakla itham edildi. “Katalanlar nasıl Franco’ya karşı mücadele etmişlerse, Pedro Sanchez ve hükümetine karşı da aynı kararlılıkla mücadele edeceklerdir” denilerek, “ulusal bağımsızlık elde edilinceye kadar” mücadelenin devamına vurgu yapıldı.
28 Nisan 2019’da İspanya’da genel seçimler var. Ardından yerel seçimler olacak ve akabinde Avrupa Parlamentosu için seçimler yapılacak. Yürüyüşte yapılan konuşmalarda bu seçimlerin Katalonya’nın bağımsızlığı için önemli olduğuna vurgu yapılarak, seçime katılım çağrısı yapıldı.
Seçimler bir yana, görünen o ki önümüzdeki süreçte Katalan sorunu hem İspanya ve hem de Avrupa’nın gündeminde kalmaya devam edecek.
“Emperyalizm çağı ulusal sorunu şu veya bu ülkeye ilişkin bir iç özel sorun olmaktan çıkarmış, onu dünya ölçüsünde genelleştirmiş, böylece çözümünü de ezilen halkların dünya ölçüsünde emperyalizmin baskı, sömürü ve köleliğinden kurtuluşu genel sorununa bağlamıştır. Burada hem sorunun kaynağı, hem yeni biçimi ve kapsamı, ve hem de çözümüne ilişkin temel önemde belirlemeler iç içedir. Çağımızda ulusal sorunun kazandığı bu yeni nitelik ve muhteva anlaşılmaksızın, sorunun doğru bir biçimde ortaya konulabilmesi ve dolayısıyla başarılı bir çözüme bağlanması olanaklı olamaz.” (Parti programımızda ulusal sorun I, tkip.org)
İspanya ile Katalonya arasındaki sorun, geçmişe dayanan ulusal bir sorundur. İspanya’nın eskiye dayanan sömürgeci geleneğindeki despotlukla Katalanların ayrılmasına “rıza” göstermeyeceği, Ekim 2017’de yapılan referandum ile bir kez daha açığa çıkmış bulunuyor. Emperyalist kapitalizm çağında burjuvazi ulusal sorunu çözmek bir yana, döne döne yeniden yaratır.
A. Vedat Ceylan