Lutte Ouvrière örgütünün geleneksel festivali etkinliklerle başladı. Örgütün Presles'teki mülkündeki festival için hem Fransa'nın dört bir yanından hem de birçok ülkeden katılımcılar günün ilk saatlerinden itibaren gelmeye başladı. İlk gün akşam saatlerine kadar hala kamp için katılımlar devam etti. Gün yarılandığında binlerce insan festival alanına gelmişti.
Festival'in 3 günlük programı bugün öğlen saatlerinde politik sitedeki paneller ve LO örgütünün kendi etkinlikleriyle başladı.
Çocuklar için çeşitli atölyelerden yemek stantlarına, orta çağ ve zeka oyunu alanlarına kadar çok çeşitli aktivite ve etkinliklerle gelenlerin eğlenmesi için zenginlik yaratılmıştı. Çocuklar kendi tişörtlerini boyayarak, oyunlar oynayarak zaman geçirirken büyükler de sinemadan çeşitli sanat gösterimlerine politik tartışmalardan akademik konferanslara birçok etkinliğe katıldı.
Panellere ilgi arttı
Bu senenin ilk günü için söylenebilecek başlıklardan ilki tüm panel programlarına bir ilginin olduğudur.. Hem Lutte Ouvrière'in kendi propaganda etkinlikleri hem de misafir örgütlerin panelleri kendi kitlelerinin dışında bir katılımla gerçekleşti. Bazı panellerde boş sandalye olmamasına karşın izleyiciler ayakta dinlemeyi tercih etti. İran Komünist Partisi'nin Kürdistan örgütü Komala'nın paneli bu açıdan dikkat çeken panellerden biriydi. Mahsa Amini eylemleri üzerinden İran'daki mücadeleye dair konuşan Komala temsilcilerini katılımcılar dikkatle takip etti. “Çin neden emperyalist değil?”, “Ukrayna: Genelleştirilmiş bir savaş için antrenman alanı”, “Emeklilik reformu: Bilançoyu başarısızlıktan almak”, “Büyük Britanya'da işçi sınıfı ve siyasi krizin uyanışı”, “Bir yıl süren kategorik grevlerden sonra, İngiliz işçi sınıfı için hangi perspektif?” gibi birçok başlıkta paneller düzenlendi. Bazı panelleri düzenleyen gruba ve gündem başlığına göre daha zayıf katılımlar olsa da genel atmosfer kitlenin politik gündemleri tartışmasına dair ilgisini yansıtıyordu. Birçok sunumda sorularla tartışmalar canlandırıldı.
BİR-KAR'ın sınıf merkezli paneline yoğun ilgi
Günün son panellerinden birini de İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu düzenledi. BİR-KAR, “İşçi sınıfı mücadelesinde kazanmak için taban örgütlenmesi deneyimleri” başlığıyla bir panel düzenledi. Panelde İran'dan çelik işçilerinin fiili mücadelesine katılmış bir öncü işçi, bir Greif işgalcisi ve Metal Fırtına sürecini deneyimlemiş biri konuşmalar gerçekleştirdi. Böylece üç farklı somut deneyim ile taban örgütlenmesi, fiili-meşru mücadeleye dair örnekler sunuldu. İlk konuşmayı İranlı sendikacı yaptı. İran'da sendikal mücadele üzerindeki baskılardan bahseden işçi, İran Ulusal Çelik Şirketi'nin Ahvaz'daki fabrikasında 2019 yılında gerçekleştirdikleri örgütlenmeyi aktardı. İşçilerin komitelerde örgütlenmesinin sadece teknik bir durum olmadığını, bunun ideolojik bir gereklilik olduğunu vurguladı. Sınıfın örgütlenme metodunun hem kazanmak hem de sınıf bakışını geliştirmek için gerekliliğini ifade etti. Direniş sürecinde karşılaştıkları baskılardan bahsederek sonrasında öncü işçilere yönelik devlet teröründen bahsetti.
İkinci konuşmayı Greif işgalcisi aldı. Greif tekeline dair verileri sunarak uluslararası bir şirkete karşı adım adım nasıl örgütlendiklerini aktardı. Bu süreçte işçilerin sendikal bürokrasiyle de tanışmasından bahsederek söz-yetki-karar mekanizması için fabrikada taban örgütlenmesinin önemini vurguladı. Patronun sendikaya karşı ilk işten atma saldırısında hızlı refleksle üretim durdurma sürecinin örülmesinde komitelerin hazırlığına değindi. Bu işçiyi 8 saatte geri işbaşı yaptırmanın işçilerin özgüvenini artırdığını anlatı. Greif deneyiminde anketlerin, komite işleyişinin örneklerini vererek 60 günlük işgal ve sonrasındaki direnişle taşeron çalışmanın parçalanmasına değindi. “Greif işgali bir tarihtir!” diyerek sözlerini tamamladı.
Son konuşmada Metal Fırtına deneyimi aktarıldı. Konuşmacı diğer yoldaşların fabrika içi örgütlenme ve sendikal yasaklara karşı direnişi vurguladıklarını, kendisinin ise daha çok bir işçi hareketinde politik önderlik üzerinden bu deneyimi işleyeceğini ifade etti. Metal Fırtına'nın önemine dair somut verileri sayarak büyüklüğünü ortaya koyduktan sonra bunda politik önderliğinin sınıf devrimcilerinde olduğunun altını çizdi. Buradan konuyu Fransa'daki sınıf mücadelesine çekerek “Emeklilik yasasına karşı 12 genel grev gerçekleştirilip kaybediliyor. Buradaki örgütler bildiri dağıtmak, stant açmak dışında kazanmak için ne yapıyor?” sorusunu sordu. Bu soru izleyiciler arasında da dikkatlerin toplanmasına neden oldu. Metal Fırtına ve Greif işgali deneyimlerini aktarmanın tam da bu soruya cevap arayışına Türkiye'den örnekler olduğunu ifade etti. Devrimci işçi partisi iddiasının işçi sınıfının mücadelesini ileri taşıma çabasına değindi. Bu eylemlerde işçilerin kazanımları olduğu kadar işten atma vb. saldırılar olduğunu da ancak politik olarak süreçlerin kazanıldığını belirtti. Metal Fırtına sürecinden milliyetçi işçilerde yaratılan etkiyle devlet saldırısının boşa düşürüldüğü, hiçbir işçinin komünistlere karşı ifade vermediğine dair detaylar aktarıldı. Polis operasyonuna rağmen işgallerle koordinasyonun sürdürülmesinde devrimci örgütün hazırlığına dikkat çekildi.
Sunum bu deneyimlerin işçi sınıfı mücadelesine dair tartışmak isteyen herkes için zengin kaynaklar olduğu ancak sürenin darlığına işaret edilerek stantta sohbetlere devam edilmesi gerektiğini belirterek konuşmasını bitirdi.
Sunum sırasında vurgular nedeniyle dinleyiciler arasında alkışlayanların olması, Farsça’dan ve Türkçe’den çeviriden kaynaklı sürenin daralmasına karşın yine de dinleyicilerin dikkatle dinlemesi başarılı bir panel gerçekleştirildiğini gösteriyordu. Keza panel bitiminde birçok katılımcı birebir diyalog için panelistlerin yanına geldi. Bazıları yoğunluktan dolayı yarın standa gelmek için randevu dahi istedi. Paneli dinledikten sonra tanışılan bazı göçmen işçilerle sohbet edilmek üzere sunum alanından ayrılındı.
Stantlarda çeşitlilik arttı
Çok sayıda ülkeden genelde Troçkist örgütlerin stantlarında Ukrayna savaşı temel bir tartışma ve ayrım noktası oluşturuyordu. Birçok katılımcı da buna dair sorularla geldi. BİR-KAR da stant açan örgütler arasındaydı. Sınıf devrimcileri Greif işgali, korona dönemi bildirileriyle başta TKİP Programı ve Ukrayna krizi açıklamaları üzerine metinlerini sundular. Sabah saatlerinden itibaren birçok katılımcı gelip soru sorarak broşürlerden/bildirilerden alarak tanımaya çalıştı. Birçok sohbette olumlu geri dönüşler alındı.
Bu sene geçtiğimiz yıla göre daha farklı organizasyonlar festivale katılarak görüşlerini paylaştı. Geçtiğimiz yıla göre birçok faktörün birleşmesiyle daha canlı bir ilgi ve katılım olduğu ilk günden ifade edilebilir.
Festival 28-29 Mayıs günü etkinliklerle devam edecek.
Kızıl Bayrak / Paris