Leipzig Kitap Fuarı geleneksel olarak okuma ve tartışma için bir buluşma noktasıdır ve pandemi nedeniyle 2020’den itibaren üç yıldır iptal ediliyordu. Bu yıl (2024) fuarda ve “Leipzig okuyor” okuma festivali kapsamında 300’den fazla noktada 2.800 etkinlik düzenlendi. Bunların çoğu dünya savaşı tehdidi, aşırı sağcı AfD’nin (Almanya İçin Alternatif) yükselişi ve iklim felaketine odaklandı.
Kitap fuarındaki ruh halinin değişmesinin nedeni, eşi benzeri görülmemiş siyasi krizdir. On yıllardır kitap fuarını düzenli olarak ziyaret eden katılımcılar bile siyasi iklimin tamamen değiştiğinden söz ettiler. Almanya’nın “savaş kabiliyeti”, Alman nükleer bombaları ve okullarda verilen askeri derslerle ilgili tartışmaların eşlik ettiği Ukrayna’da Rusya’ya karşı yürütülen vekalet savaşının sürekli tırmandırılması, tıpkı hükümetin Gazze’deki soykırıma verdiği destek kadar endişe kaynağıdır. Gazze’deki soykırıma verilen destek, fuar sırasında çeşitli eylemlerle protesto edildi. Bu tür büyük etkinliklerde kendilerini “insanlık kültürünün, bilginin ve ilerlemenin savunucuları” olarak sunmayı seven hükümetin ve bazı kültür görevlilerinin siyasi ve entelektüel böbürlenmeleri, şiddetli bir direnişle karşılaştı. Gazze’deki soykırım karşıtları, her ikisi de Sosyal Demokrat (SPD) olan Şansölye Olaf Scholz ile Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in katılımlarına öfkeli protestolarla tepki gösterdi.
Scholz, sabah saatlerinde Federal Meclis’te yaptığı hükümet açıklamasında, Rusya’ya karşı savaşta Ukrayna’ya ve Filistinlilere karşı soykırımda İsrail’e verdiği desteği teyit etmişti. Sonrasında akşam saatlerinde Leipzig’deki Gewandhaus’ta düzenlenen kitap fuarı açılışında bir konuşma yaptı. Scholz konuşmasına şu sözlerle başladı:
“Hepimiz -ki buna kendimi de dahil ediyorum- okuma sevgisiyle birleşmiş durumdayız.”
Bunun üzerine en üst kattaki bir kadın ayağa kalkarak bağırdı:
“Bay Scholz, paranız ve silahlarınız Gazze ve Batı Şeria’da binlerce ve binlerce insanı öldürürken burada demokrasiden bahsetmeye hakkınız yok.”
Scholz provokatif bir tepki verdi: “Bağırmayı kes!” Ancak kadın susmadı ve şunları dedi: “Hayır, kesinlikle olmaz. Filistinlilerin kanı sizin ellerinizde. Siz de soykırımın suç ortağısınız. Ben bir İsrailliyim ve size söylüyorum, paranız apartheid ve faşizmi finanse ediyor.”
Kadın güvenlik tarafından götürülürken haykırmaya devam etti: “Soykırımı durdurun!”
Scholz daha sonra konuşmasını sürdürmeye çalışarak “Hepimiz burada, Leipzig’de sözün gücüyle bir araya geldik, bağırmanın gücüyle değil!” diye bağırdığında, salonun karşı tarafında başka bir kadın ayağa kalkarak Scholz’un başında bulunduğu koalisyon hükümetinin savaş yanlısı politikasını eleştirmeye devam etti. Kadın da salondan çıkarılınca arkasından bir kişi ayağa kalkarak Scholz’a tekrar karşı geldi.
Kitap fuarının ikinci gününde Cumhurbaşkanı Steinmeier “Anayasa’nın (Batı Almanya’nın savaş sonrası anayasası) 75. ve Barışçıl Devrim’in (yani eski Doğu Almanya’da kapitalizmin restorasyonunun) 35. yılının çifte yıldönümünde ülke olarak nerede duruyoruz?” başlıklı bir konuşma yaptı. Onun konuşması da soykırım karşıtları tarafından birkaç kez kesildi. Yedi Filistinli ve İsrailli birbiri ardına ortaya çıkarak, Alman hükümetinin aşırı sağcı İsrail hükümetine ve Gazze’deki soykırım savaşına silah sevkiyatına ve siyasi desteğine tepki gösterdi.
***
Açılış töreni sırasında verilen Leipzig 2024 Avrupa Anlayışı Kitap Ödülü, “Radikal evrenselcilik. Kimliğin ötesinde” adlı kitabıyla İsrailli-Alman filozof Omri Boehm’e verildi.
Boehm Amerika Birleşik Devletleri’nde felsefe dersleri vermektedir. Çalışmalarında, 1948’de kurulan İsrail Yahudi devletine alternatif olarak Yahudi-Filistin “iki uluslu federal devlet” fikrini savunmaktadır. İki devletli çözüme karşıdır ve “Filistin’in tüm sakinleri için adil bir çözüm” talep etmektedir. Boehm’in “evrenselcilik” felsefesi, önümüzdeki ay 300. doğum günü kutlanacak olan Immanuel Kant’a dayanıyor. Teşekkür konuşmasında protestocuların dinlenmesi çağrısında bulunan Boehm Alman-Yahudi dostluğunun mevcut durumda hoş olmayan gerçekleri kabul ederek kendini kanıtlaması gerektiğini söyledi. Dinleyiciler, konuşmayı ayakta alkışlayarak karşılık verdi.
Muhafazakar Frankfurter Allgemeine Zeitung “Salondaki sempatinin daha çok Filistinlilerden yana olduğu hissediliyordu” yorumunu yaptı.
Kaynak: www.wsws.org