Irak’ın kozmopolit ve petrol zengini kadim kenti Kerkük’te yaşanan son olaylar, bölgede yeni gerilimlere yol açmaya aday görünüyor. Kentte 2 Eylül Cumartesi günü, Kürtlerin yaptığı eyleme ateş açan Irak polisi, 4 Kürt’ü katlederken, 15 kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Hayatını kaybedenlerin sayısı kimi kaynaklara göre ise üç olarak açıklandı.
Olayların fitilini ateşleyen gelişmeler, 2017’deki referandum ilanına kadar uzanıyor. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Eylül 2017’de ‘bağımsızlık referandumu’ yapmıştı. Irak devleti, bağımsızlık ilanından 1 ay sonra, Ekim 2017’de Kerkük’e girerek, kentin yönetimini ele geçirdi. IŞİD işgalinden kurtarıldıktan sonra kenti KDP yönetiyordu. Kent yönetimini ele geçiren Irak devleti KDP’nin merkez binasını kapatarak, “Ortak Operasyonlar Komutanlığı” adıyla bir askeri karargaha dönüştürdü.
Yıllar sonra, Aralık 2022’de Irak başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin talimatıyla binanın tekrar KDP’ye devredilmesine karar verildi.
Rudaw’ın haberine göre, bu karar üzerine 25 Ağustos’ta, Haşdi Şabi taraftarları binanın önünde çadır kurarak protestolara başladılar. Protestolara, İran devletine yakın duran Şii Haşdi Şabi taraftarlarının yanı sıra, Iraklı Sünni Araplar ile Türkmen grupların da katıldığı bildiriliyor. Protestocuların Erbil-Kerkük otoyolunu da trafiğe kapatmaları üzerine, Kürt gruplar da harekete geçerek bu durumu protesto etmeye başladı. 2 Eylül Cumartesi günü öğleden sonra Kerkük’ün Ruhimawa bölgesinde toplanan Kürtler, Kerkük-Erbil karayolunun açılmasını istediler. Kürt protestocuların, yolun kapatıldığı bölgeye yakınlaşmaları üzerine, Irak polisi göstericilere ateş açtı.
Çatışmalar sonucu 4 Kürt katledilirken, aralarında polislerin de olduğu 15 kişinin ise yaralandığı bildiriliyor. Gerginliğin tırmanması üzerine, Irak genel kurmay başkanı Kerkük’e gelirken; çeşitli siyasal oluşumlar da konuyla ilgili açıklama ve çağrılarda bulundular. Irak başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, tüm taraflara uzlaşma ve sükunet çağrısı yaparken, KDP’nin durumun hassasiyetinden dolayı yorum yapmaktan kaçındığı belirtiliyor.
***
Bu arada gelişmelere dair açıklama yapan Avrupa’daki Kürt Diaspora Merkezi (KDC) şu ifadeleri kullandı:
“Düşmanlarımız şunu bilmelidir ki, bu topraklar binlerce perşmergenin kanıyla sulanmıştır ve artık Arapların olamaz. Büyük Barzani’nin de dediği gibi, Kerkük Kürdistan’ın kalbidir. Her Kürdün üzerine düşen bu kalbi korumaktır!”
KDC ayrıca 5 Eylül’de, tüm Kürtlere, Avrupa’nın bazı merkezlerinde düzenlenecek gösterilere katılma çağrısı yaptı. “Kerkük Arap Projesi” adlı oluşumun başkanı ise yaptığı basın toplantısında, yaklaşan yerel seçimlerde oy hesabıyla karışıklıktan faydalanmaya çalışanlara prim verilmemesi gerektiğini söyledi ve “KDP geri gelmeli ve binası geri verilmelidir” dedi. IKBY başkanı Mesut Barzani de yaptığı açıklamada, ölenleri “Kürdistan şehitleri” ilan ettiklerini söyledi.
***
Yakın zamanda IKBY ve Irak’ı ziyaret eden, Türk sermaye devletinin yeni dışişleri bakanı Hakan Fidan, sanki yeni karışıklıkların ve sinsi planların peşinde değilmiş gibi, bölgede “huzur ve güvenin” öneminden dem vururken “Türkmen kardeşlerimizin güvenliği” demagojisi eşliğinde bölgeye müdahil olmanın fırsatını kolladığını gizlemedi. Türk sermaye devleti, Kerkük olaylarını vesile ederek ve bir kez daha Türkmen kartına oynayarak içerde milliyetçiliği azdırmak, dışarıda ise savaş, saldırı ve işgal hareketlerinin zeminini döşemek istiyor.
***
Kerkük’te cumartesi günü ilan edilen bir günlük sokağa çıkma yasağı kaldırıldı. 25 Ağustos’tan bu yana kapalı olan Kerkük-Erbil otoyolu açıldı. Kerkük valisi, 2017’den bu yana “Ortak Operasyonlar Komutanlığı” olarak kullanılan eski KDP merkezinin tekrar geri verilmesi kararının şimdilik ertelendiğini duyurdu. Bu arada 3 Eylül Pazar günü yapılan baskınlarda 40 kişinin gözaltına alındığı ve Kürtlere yönelik baskıların devam ettiğine dair haberler gelmeye devam ediyor.
Kerkük’te şimdilik olaylar durulmuş görünüyor. Ancak petrol zengini bu kent üzerine süren kavga kolayından biteceğe benzemiyor. Zira Türk sermaye devleti de dahil, bölge gericiliğinin temsilcisi bazı devletler kendilerine yakın yerel güçler üzerinden Kerkük’teki gelişmeler müdahil oluyorlar. Bölgenin hakim güçleri kirli çıkarları için kent ve çevresindeki etnik ve mezhepsel farklılıkları sürekli kışkırtıyorlar. Kerkük’te kopan son fırtınan gerisinde de bu gerici ve kirli planlar var.