İran’ın güneyinde susuzluk nedeniyle 15 Temmuz’da başlayan küçük çaplı protestolar İran’ın birçok kentine sıçramış durumda. Aynı şekilde elektrik kesintileri de protestolara neden oluyor. Petrokimya işkolunda onlarca fabrikada çalışma koşullarına yönelik grevler de 1 aydır devam ediyor. Gazetemize konuşan Ahvaz kentinden bir İranlı, “Bu isyan çılgınca ve ansızın oluşan bir protesto değil. Bu bir halk ayaklanmasıdır” ifadelerini kullandı.
Su ve elektrik protestoları
E. Ava’nın Evrensel’de yer alan haberine göre İran rejiminin ilk günden bu yana yürüttüğü politikaları arasında rejimden bağımsız olmayan sermaye gruplarının kârı için İran’ın tüm doğal kaynaklarını sömürmek var. Bugünlerde İran halkının yaşadığı yoğun elektrik kesintileri ile göl ve nehirlerin kurumasıyla yayılan su sorunu özellikle çiftçileri zor durumda bıraktı. Başta Huzistan eyaleti olmak üzere güney kesimlerinde çiftçilerin hayvanları ölüyor, tarlaları kuruyor ve su içmek, banyo yapmak gibi en basit günlük ihtiyaçlarını bile karşılayacak suları yok.
İran’ın güneyi özellikle Arap kökeni İranlıların yaşadığı bir bölge. Çiftçiler, rejimi buradaki suyun başka bölgelere transfer edilmesi politikası nedeniyle “ayrımcılıkla” suçluyor.
Bu arada Ahvaz, Susangerd, Mahşahr, Hamidiye illerinde başlayan protestolar polis ve Devrim Muhafızları tarafından sert şekilde bastırılmaya çalışılıyor. Ancak güvenlik güçlerinin şiddetine halkın verdiği tepki de sert oldu. Meydanlara gelen tanklar ve polis arabaları yakıldı. Öfkeli halkın “Biz susuz kaldık, çaldığınız su ve tüm kaynaklarımızı geri alacağız” sloganları birçok kentte duyulmaya başladı.
Öte yandan İran’da petrokimya sanayinde yaklaşık 105 fabrikada grevler gerçekleştiriliyor. Fabrika işçilerinin İran’daki tüm halkları mücadele çağrısı da yanıt buluyor.
“Bu bir halk ayaklanmasıdır”
Ahvaz kentindeki protestolara katılan ancak güvenlik nedeniyle adını yayımlanmayan bir İranlı konuştu:
“Bu isyan çılgınca ve ansızın oluşan bir protesto değil. Bu bir halk ayaklanmasıdır. Halkın içecek suyu bile yok, bunu dünyada yaşayan birçok kişi anlayamaz. Bu kuraklığın başından sonuna kadar sorumluları bellidir. Halk ayaklanması oldukça politik ve radikal. Hayatta kalmaya çalışıyoruz. Her şeyimizi aldılar. Açız, yoksuluz, susuzuz. İslam Cumhuriyeti çatlamış dudaklara, kuru boğazlara, kuraklığa ve hayatın yok olmasına neden oluyor. İnsanlar kendi hayatlarının kontrolünü ellerine almak istiyor.”
En az 8 kişi yaşamını yitirdi
Protestoların yaygınlaşmasıyla İran polisi halka gerçek mermi ile ateş açmaya başladı. En az 8 kişi yaşamını yitirdi. İran basınına göre ölenlerin isimleri Hadi Bahmani, Mohammad Abdollahi, Mostafa Naimavi, Ghasem Khaziri, Mohammad Kruşat, Farzad Farisavi, Farshid Kazemi ve Mohammad Alkanani. Çok sayıda yaralı hastanelerde ve durumlarının ciddi olduğu belirtiliyor. Suş, Deşte Azadegan, Abadan kentlerinde de protestolara karşı polis operasyonlar düzenledi ve çok sayıda gözaltı var.Şiddetin artması üzerine Behbahan, Tahran ve Ramşir gibi kentlerde de protestolar ortaya çıktı. Buralardaki protestolarda da “Korkmayın, hepimiz birliğiz”, “Kahrolsun İran rejimi” sloganları dikkat çekti.