Boğaziçi mezunlarının yanı sıra, akademisyenlerin de yer aldığı eylemde Boğaziçi Üniversitesi'ndeki protestolarla ilgili basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklamasında, Boğaziçi Üniversitesi'ne yapılan atamanın akademik özgürlüklere saldırı olduğu belirtilerek "bu tepeden inme kararla üniversitelerin, kendilerini yönetmesi adına geriye ne kaldıysa sonlandırıldı" vurgusu yapılarak, akademide özgürlüğün ve demokrasinin bitirildiği ifade edildi. Basın açıklamasında Melih Bulu'nın Boğaziçi Üniversite'sine ''hükümet komiseri'' olarak atandığı, bu atamanın Boğaziçi Üniversitesi'nin tüm bileşenleri açısından tepki topladığı, Melih Bulu'nun siyasal kimliğinin ve intihal iddialarının akademik kimliğinden daha çok öne çıktığı belirtildi.
Boğaziçi Mezunları, direnişin tam da bu nedenlerden ötürü ülke çapında dayanışma ile karşılandığını belirterek “Bizler Boğaziçi ve Türkiye'deki diğer üniversitelerin yurt dışı mezunları olarak, evimizdeki gösterilere dair haberleri kaygı ile izliyoruz. Tüm kalbimizle üniversitemizin yeni atamasını protesto edenlerin yanındayız'' dediler. Açıklamada, üniversitelerin, devlet ve hükümetin müdahalesi olmadan kendi kendilerini yönetmesi gerektiğinin altı çizdi. Öğrenci ve akademisyenler Humboldt Üniversitesi önünde her hafta sonu buluşarak destek eylemlerine devam edeceklerini duyurdular.
Eylemin düzenlendiği Humboldt Üniversitesi önündeki alan, düşünce özgürlüğü açısından taşıdığı sembolik anlamla biliniyor. Zira alanda, Nazi döneminde Yahudi ve Marksist yazarlara ait yaklaşık 30 bin kitabın yakılmasını protesto etmek amacıyla yer altına inşa edilen "Boş Kütüphane" adlı eser yer alıyor.