Hollanda: Metal sektöründe yaygın grevler ve yeniden müzakere

Ne zaman ki işçi ve emekçiler üretimden gelen işgücünü bir silah olarak grev ve direnişlerle kullanmaya başlayınca, karşılarında bir sömürü ve talan sistemini gördüler.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 12 Şubat 2016
  • 20:47

Hollanda metal işkolunda Mayıs 2015’ten beri TİS süreci sona ermiş durumda. En son 28 Nisan 2015’te yapılan TİS müzakerelerinden bir sonuç çıkmayınca grev ve eylemler bu geçen süre zarfında çeşitli boyutlarda yaşandı. Belli bir dönem büyük ve küçük metal işçileri TİS sürecini birlikte aynı dönemde eylemlerle yürüttüler. Daha sonra kısmi bir anlaşma sağlandı ve küçük metal TİS sürecinden çekildi. Küçük metalde varılan anlaşma işçilere referanduma sunuldu. İşçiler ezici çoğunlukla reddettiler. Ve “yeniden mücadeleye döneceğiz” çağrısı yaptılar. Patron sendikası FME varılan kısmi anlaşmayı yeniden gözden geçirmek ve çeşitli maddeleri iyileştirmek için kabul etti. Büyük metal 8-9 aylık sürede soluksuz devam etti grev ve eylemlere. Bu süre zarfında DAF, Scania gibi TIR fabrikaları ve VDL, Nedcar gibi otobüs ve otomobil fabrikalarında işçiler direnişin en önünde yer aldılar. Hollanda’nın kuzeyinde ve de Rotterdam kentinde büyük metal işletmelerinde çalışan işçiler bu süre içinde grev ve direnişlerde önemli örenekler sergilediler. Her eylem bir öncekinden daha ileri ve sınıf mücadelesine hizmet edecek bir değer taşıdı. Sınıf mücadele süresince birbirinden çok şey öğrendi. Her şeyden önce kendi gücüne güvendi. Bir sınıf olma ve sınıfının çıkarlarına uygun davranarak deneyimler kazandı.

Her grev bir okula dönüştü

Avrupa ülkelerinde en az işçi sınıfı hareketliliğinin yaşandığı ülke Hollanda’dır. Bu geçmiş dönemlerde hep böyle bilinirdi ve pratik yaşamda böyle görülürdü. Çalışma koşulları ve gelir dağılımı diğer ülkelere göre daha planlı. Ama nasıl ki Avrupa’nın refah devletlerinde kısıtlamalara gidildiyse burada da saldırı hız kazandı. Kapitalist sistem sömürü yüzünü en çirkin biçimde göstermeye başladı. Belli bir dönem sus payı olarak kendi toplumuna sunulan haklar birer birer geri alındı ve gasp edildi. Çeşitli kısıtlamalar adı altında sürdürülen saldırı paketleri işçi ve emekçileri hızla yoksullaşma sınırına itti. 2008’in sonunda patlak veren kriz dünyada olduğu gibi Hollanda da sınıfa yönelik saldırının gerekçesi oldu. Başta metal işkolu olmak üzere, tüm işkollarında kıstlama ve saldırılar sürdü. Binlerce işçi işini kaybetti. Yıllarca ‘sıfır zam’ sözleşmeleri dayatıldı. TİS süreci yıllarca krizden dolayı yapılmadı. Bu süre zarfında işçi ve emekçilerin birikmiş hakları büyük sermaye tekellerine peşkeş çekildi. İşçi ve emekçilerin sosyal haklarından kesilmiş mevduatlarına el uzatarak bu çürümüş sistemin tekellerinin hizmetine sundular. İşçiler her geçen gün yoksullaşma karşısında sessizligi bozunca bu kez de en alt düzeyde TİS’lerle süreci kapatmaya çalıştılar. Ne zaman ki işçi ve emekçiler üretimden gelen işgücünü bir silah olarak grev ve direnişlerle kullanmaya başlayınca, karşılarında bir sömürü ve talan sistemini gördüler. İşçi ve emekçilere hiçbir şey yok ama büyük sermaye tekellerine bütün ülkenin imkanları açıktı. Sınıf her alanda üretimden gelen gücünü kullanınca ötekileştirildigini gördü ve sadece kölece çalıştığı zaman insan yerine konuldu. Üreten, yaşamdaki bütün güzelliklerin ve değerlerin yaratıcısı sahibi kendisi iken neden kölece yaşam dayatıldığını gördü ve hissetti. Grevler direnişler işçi ve emekçilerde bilinç sıçramasına dönüşüyor. Kendi sınıf kimliğini arıyor. Mücadele öğretti, örgütledi; grev ve direnişlere itti. Bu bir sınıf bilinci ve sorgulamayı getirdi. İşte iki sınıf ve çıkarlarının hiçbir zaman birbiriyle uzalmayacağı noktaya geldi.

DAF: 04 Şubat 2016, SMS’le FNV grev çağrısı

4 Şubat 2016 tarihinde, saat 15.00’te FNV’nin SMS’le gelen grev çağrısı işçilerde büyük bir coşku yarattı. DAF enformasyon panolarına astığı genelgelerle bugüne kadar yaşanan grevlerden dolayı uğradığı zararı anlattı ve işçilere grevlere katılmama çağrısı yaptı. İşçiler bu türden genelge ve bildirilerin DAF ve diğer işyerlerdinde sürekli yapıldığını ve bunu gerçekle hiçbir alakasının olmadığını söylüyorlardı. Madem DAF bugüne kadar bu kadar zarar görmüşse neden TİS için protokolü imzalamıyor? İşçiler de çok iyi biliyorlardı ki patron sendikasının istem ve dayatmalarının çoğu DAF ve diğer bazı büyük tekellerin istemleridir. SMS’ler geldiğinde DAF yönetimi tam bir panikle ikinci gün için üretimi eksiksiz tamamlamanın telaşı içindeydi. Toplantılar, tehtitler, sahte gülücükler vb. Saat 15.30’da gündüz vardiyası evine gitti. Greve katılacaklar Cuma saat 09.00 ile 11.00’de DAF giriş kapısına gelerek grev formlarını dolduracaklardı. İşçiler birlikte çalıştıkları greve gitmeyen işçilere grev çağrısı yapıyorlardı: Çıkarlarımız aynı siz çalıştığınız sürece bu TİS süreci gittikçe uzar. Gücümüz birliğimizdir, birlikte üretimi durduralım.

Akşam vardiyasında, saat 17.25’te FNV SMS’le işçileri greve çağırdı. Hemen iş bırakarak DAF giriş kapısına gelerek grev formlarını doldurmaları çağrısını yaptı.

DAF’ta 36 saat grev var

Tümüyle hazırlıksız yakalanan DAF yönetimi bazı bölümlerde üretimi durdurmak zorunda kaldı. 05 Şubat 2016 akşamı Hollanda Brabant bölgesinde karnaval kutlamalarından dolayı çok sayıda işçi izin alamamıştı. Grev çağrısını buna göre ayarladık. Grev çağrısıyla birlikte 348 işçi greve katıldı. İşçiler DAF ana giriş kapısında grev çadırlarına gelerek form doldurdu. Diğer SMS’li grev çağrılarına göre hem katılım olarak daha fazlaydı hem de üretimin büyük ölçüde düşmesine neden oldu. Aynı akşam haberler basında büyük yer buldu. Patron sendikası FME resmi açıklama yaparak “10 Şubat 2016’da FNV ve CNV sendikalarıyla görüşmeye hazırız” dedi.

5 Şubat 2016, Cuma günü

Sabah saat 08.00’den itibaren DAF-FNV kadro üyeleri ve FNV yöneticileri grev çadırında toplandık. Grev çadırına gelen işçiler oldukça coşkuluydular. Kendi bölümlerinde taşeron firma işçilerinden aldıkları bilgilere göre bazı yerlerde bantlar dönmüyor, Bazı bölümlerde işçilere temizlik, malzemeleri düzenleme işleri yaptırılıyordu. Bu işçilerde büyük bir coşku yaratıyordu ve işçiler grev momentlerini iyi kullanmanın avantajları üzerine tartışmalar yürütüyorlardı. Saat 09.00’dan sonra işçiler gruplar halinde gelmeye başladı. Grev formlarını doldurdular. Kendi aralarında politik, kültürel, soyal konularda yaşanan sorunları tartışıyorlardı. FME’nin kararı üzerine işçiler iyi bir TİS anlaşması yapılmazsa mücadeye devam diyerek, yumruklarını kaldırarak sohbetlerini sürdürüyorlardı. Saat 12.00’de grev çadırı toplandı. 512 işçi grev formunu doldurarak 24 saat greve katıldı. Perşembe akşamı 348 işçi de 36 saat greve katılarak form doldurmuştu. Toplam 860 işçi greve katıldı. Belçika ABVV ve ACV sendikalarına üye işçilerin katılımyla, 900’den fazla işçinin greve katıldığı tahmin ediliyor.

8 Şubat 2016: 50 metal işyerinde grev

Başta Zwolle kentinde Scanina fabrikasında sabah saat 05.00’te FNV SMS’le işçileri greve çağırdı. 24 saat grev çağrısı işçilerde coşkuyla karşıladı. Saat 13.00’te öğlen vardiyası içinde SMS’le grev çağrısı yapıldı. Toplam 24 saat grev dedi Scania işçileri. Scania’da çalışma saatleri 06.00’dan 14.00’e, 14.00’ten 22.30’a, gece vardiyası da 22.30’dan sabah 06.00’ya kadar. Üretimi en alt düzeyde sürdüren Scanina’da grev başarılı bir şekilde gerçekleşti. Hollanda’nın kuzeyinde diğer 50 metal işyeri de 24 saatlik greve gitti. İlk elden gelen kısmi bilgilere göre 1200 işçi greve katıldı. Sendikanın kadro ve tabanla aldığı ortak kararla grevin süresini her işyeri kadrolar ve üyeler birlikte karar veriyorlar. FNV ve CNV sendikalarının verdiği bilgiye göre bugüne kadar 40 binden fazla işgünü büyük metal sektöründe TİS sürecinden dolayı greve gidilmiş. DAF’la başlıyan SMS’li grev çağrıları gittikçe yaygınlaşıyor ve diğer metal işyerlerinde de tartışılarak bundan sonraki süreçte kullanılacak.

Taban inisiyatifi sendikayı harekete geçirdi

TİS süreci boyunca çeşitli işyerlerinde grev ve eylemler örgütlendi. Birçok işyerinde başarılı katılımlar da sağlandı. Ama sendika merkezi bir türlü ülkesel düzeyde genel bir metal grevi hayata geçirme cüreti göstermedi. İki kısmi ülkesel düzeyde yaşanan grev ve bir de ülksel düzeyde merkezi protesotonun dışında genelde belli işyerleri, bölgesel ve lokal düzeyde kalındı. TİS sürecinde aktif rol alan DAF, Scanina, VDL, Nedcar vb. fabrikalardan işçiler bu gidişatın ülkesel düzeye yayılmadığı sürece sonuç almanın zorlaşacağını her toplantıda defalarca altını çizdi. FME önerdiği 3 yılık 5.25 zam talebiyle işçilerin sabrını taşırdı. İşçiler, gelecek grev ve direnişlerin mutlaka ülkeye yayılarak etkin bir şekilde örgütlenmesi gerektiğinin son kez altını çizdi. Sendika yönetimine adeta bir ültümatom gibi oldu. Başta DAF işçileri olamak üzere bazı işyerleri deneyimli ve sağlam kadrolara sahip ama bunlar kendi başına yetmiyor. Sendikalar kadroları diğer işyerlerine yönelmeli ve onlarıda harekete geçirmeli. Aksi taktirde belli işyerleri her türlü saldırı ve zorlukları göze alarak mücadele ediyor, diğerler isüreci izlemeyle yetiniyorlar. Bunlar kabul edilecek gibi değil… Bu tepkiler tabandan yükselince sendika yönetimi harekete geçti ve giderek grevlerin yaygınlaşması ilk sinyalini verdi.

Sınıf öğreniyor, öğretiyor

FNV, TİS sürecinin tıkanmasından hemen sonra bütün bölgelerde kadrolarla yaptığı toplantıda “Bu sefer süreç çok zor geçecek çünkü sıfır sözleşme dayatılıyor. Ayrıca bazı sosyal hakların tırpanlanmaı ve de belli hakların geri alınması FME sendikası tarafından isteniyor. Bunu ilk grev yapılan işyerlerinde grevci işçilere FNV ve CNV sendika yöneticileri tarafından geniş bir şekilde anlatıldı. Zor bir sürec olacak” denildi. Biz işçiler de şunu demiştik: Zoru zorla yeneceğiz! Gelinen aşamada FME belli bir dönem söylediklerinin arkasında durdu. Ama nasıl ki grevler daha fazla işyerine yayılınca ilk elden kısmi geri adım atarak bir öneriyle geldi. Başta kadrolar ve işçiler tarafından kesin bir şekilde reddedildi. Bu greve ve mücadeleye devam demekti. Öyle de oldu. Taban işyerleri arası kordinasyonun önemini hep bellirtti ve hayata geçirilmesi içinde çaba sarf etti. Kordinasyon belli işyerlerinde gerçekleşti ve bu işçiler arasında bir sınıf bilincine ve sınıf dayanışmasına dönüşüyor. Politikleşmesi anlamına geliyor ve tabanın kendisinde büyük heyecan yaratıyor. İşçi sınıfı içinde bazı şeyler kendiliğinden veya işçilerin kendileri taban inisiyatifi üzerinden sağlayarak hayata geçirmesi sınıf içinde çok özel bir etki ve çok farklı bir gelişme sağlıyor. Bazen dışarıda hiç bir şey ifade etmeyecek bir gelişme sınıfın kendi içinde çok özel bir yer tutabiliyor. Bunu ancak sınıfla iç içe yaşayan anlar!

Sınıfın politikleşme sorunu

Bu sorun olduğu gibi orta yerde duruyor. Metal işçileri ve diğer sektörler hala sendikal hereketin politik, sosyal, kültürel ekonomik düzeyde sunduğu olanaklarla yetiniyor. İşçilerin içinde büyük ölçüde milliyetçilik, şovenizm ve daha gerici akımlara meyilli sayısız kişi var. TİS süreci işçileri birbiryle kaynaştırdığı gibi aynı zamanda bu gerici parti ve akımların etkisi altında kalanlarla da arayı fazlasıyla açıyor. Örneğin; yerli-yabancı işçiler, (Bu bile Avrupalı Asya ve Afrikalı gibi geniş bir şekilde değerlendiriliyor ve farklılaştırılıyor) hırstiyan-müslüman, siyah-beyaz vb... Bütün bunlar bu süre zarfında kendini dışa vuruyor. Bazı işyerlerinde patronlar bunu gerici bir şekilde sürece karşı kullanıyor. 1 Mayıs 2015’ten bu yana süren metal sektörü TİS sürecinde bir çok grev ve eylem yaşandı, bir tek düzen partisi gelip selam vermedi. Ülkesel düzeyde medya zorlanarak duyuruyor. Bu kendini grev ve mücadele alanlarında gösteriyor. Sınıf mücadelesi yükseldikçe arayış ve ihtiyaç da artıyor. En çok ihtiyaç duyulan birlik ve politik önderlik sorunu. Sınıfın siyasallaşma sorunu. İşçi sınıfının kendi sınıf ideolojisi ve kendi kültürü. Dayanışma ruhu ve birliği. İşte bütün bunlar için sendikal hareketin sınırları belli. Sendikal hareketi sahiplenerek o meşru zeminde kendi sınıf partisini yaratmalı. İşçi sınıfı kendi politik sınıf partisine kavuşmadığı sürece ne sendikal hareketi sınıfın ihtiyacı doğrultusunda harekete geçirebilir ne de kendi bağımsız sınıf çıkarlarını koruyabilir. Büyük ihtiyaç, bilimsel sosyalizmle işçi sınıfının birliği olan partidir!

A. Solmaz
FNV-DAF İşyeri İşçi Temsilcisi
10 Şubat 2016, Eindhoven / Hollanda