Hollanda: Metal sektöründe greve devam ve kritik süreç

Metal sektörü son yıllarda mücadelenin yoğun yaşandığı sektörlerden biridir. Bu sektörde sınıf mücadelesi konusunda sendikalar epeyce deneyim kazandılar. Eylemler vesilesiyle sendikalarda üye sayısı da arttı.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 01 Şubat 2016
  • 13:11

Nisan 2015’in sonunda biten metal sektörü TİS sürecinde yeni bir anlaşma sağlanmadığı için 8 ayı aşkındır grev ve eylemler devam ediyor. ‘0 zam’ dayatan patron sendikası FME eylemler karşısında kısmi geri adim attı. İşçi sendikaları FNV ve CNV’nin %3’lük zam istemine karşı %1,75 ile diğer konularda da kısmı tekliflerde bulunarak TİS sürecinin onaylanmasını istiyor. Geçen 8 aylık süre zarfında büyük ve küçük metal TİS sürecleri birbirine denk gelerek bir süre birlikte devam etti eylemler. Daha sonra küçük metal için önerilen kısmı anlaşma FNV ve CNV sendikaları işçilere referanduma sunuldu. %84 gibi büyük bir yüzdelikle işçiler reddetti. Ardından işçi sendikaları verilen zammın yeniden gözden geçirilmesi, arttırılması ve süreç içindeki payının yeniden ayarlanmasını önerdi. Henüz bir sonuca varılmadı. Aynı benzer şey büyük metal içinde yürürlüğe konuldu.

FME’nin ara formül teklifi

28 Nisan’da yapılan son TİS görüşmelerinde ‘0 zam’ dayatan patronlar ve onların temsilcisi FME gelinen yerde %3 zam talebine karşı %1.75 gibi ara bir formülle TİS’in imzalanmasından yana. Bu teklifi sendikalar kendi tabanlarına götürerek değerlendirdiler. Kadrolar bu teklifin kabul edilemez olduğunu ifade ettiler ve sendika temsilcileriyle tartışarak tutumlarını belirttiler. Bu konuda grevlere devam kararı çıktı, sendikaların ulaştığı işletmelerde. Ama bugüne kadar yapılan bölgesel ve lokal eylemlerin yerine, grevin ülkesel düzeyde yapılması kararı çıktı. Sendikaların önüne net olarak ülkesel düzeyde eylemlerin örgütlenmesi konuldu. Çünkü TİS süreci büyük metal sektöründe 180 bin kişiyi ilgilendiriyor. Ne var ki grevler bazı büyük işletmeler dışında diğer orta ölçekli ve küçük metal işyerlerinde henüz TİS süreci ile ilgili hiç bir kıpırdanma yok. Tam tersine bu işletmelerde TİS’le ilgili hareketli bir süreçte yaşanmıyor. Bazılarında bir beklenti örneğin, DAF, Scania, Nedcar, ASML işyerlerinde eylemler yoğunlaşırsa TİS kabul edilir ve kendileri de bundan zaten yararlanır.

Kadroların talebi: Ülkesel düzeyde eylemler

Bugüne kadar lokal düzeyde ve çeşitli işyerlerinde grevler örgütlendi. Bazılarında bu başarılı sonuçlar da verdi. Bu başarılı sonuçlar gelinen aşamada patron sendikası FME’yi geri adım attırmak zorunda da bıraktı. Ama istenilen noktada değildir. Çünkü büyük işletmeler bu süre zarfında taşeron işçilerini çoğaltılar. Örneğin DAF’ta %70 kadrolu, %10 DAF için süreli (6 ay 1 yıl vb anlaşmalı) ve %20 taşeron firma işçileri var. Yeni işten çıkışların henüz tam olarak yasallaşmamasına rağemen yasal boşluklardan yararlanarak bu süreci DAF’ta artan üretim karşısında yıllardır taşaron firma aracılığıyla çalışan işçileri kadroya almıyor. Tam tersine taşaron firma işçilerinin sayısını % 36 ya çıkarmış durumda. Taşeron işçileri grevci işçilere karşı şantaj olarak kullanılıyor, taşeron işçileri de işten çıkarılma korkusuyla grev kırıcılığına ve üretim yapmaya boyun eğiyor. DAF’ın Eindhoven/Hollanda, Westerlo/Belçika ve Londra/İngiltere’de olan fabrika ve bölümlerinde toplam 8 bin 615 kişi çalışıyor. Aralık 2015 raporlarına göre. Taşeron işçilerinin çalıştırılma durumu Avrupa ülkelerinde birbirinden çok farklı değildir. Ki bu bir firmanın degişik ülkerede ünitelerinin olması benzerliği daha da çoktur.

TİS sürecinin uzaması ve endişeli bekleyiş

Özellikle grevler bazı büyük metal sektörü işyerlerinde yaşandı. Bu bazılarında çok etkin olarak kullanıldı. Bu işyerlerinden biri de DAF’tır. TİS sürecinde FME taleplerinin %80’i DAF ve diğer bir kaç büyük işletmenin talepleridir. Fakat buralardaki katılım ilk baştaki gibi üretimi %60-70 etkiliyecek durumda değildir son yapılan grevler. Havuç-sopa politikası zayıf karakterili kadrolu işçilerde ve taşaron işçilerde kendisini grev kırıcılığı yaparak gösteriyor. Üretim henüz bu işyerlerinde o kadar zor durumlar yaşatmıyor. TİS sürecinin uzaması giderek umutsuzluk, zamana yayma ve çeşitli beklentilere sokarak bıktırma noktasına doğru gidiyor. Bu çok tehlikeli bir gidişat. Çünkü ülkesel düzeyde grevleri sendikalar pek göze alamıyor. Bugüne kadar ülkesel düzeyde sadece iki grev örgütlendi metal sektöründe. Ülke basını ve kamuoyu negatif ve pozitif tepkilerde bulundu. Negatif tepkiler sorunun kimden kaynaklandiği üzerine bilgilendirilince etkisizleşti ve giderek bazı yerlerde desteğe dönüştü. Ülkesel düzeyde grevlerin örgütlenmesi istense de istenmese de media aracılığıyla başta bütün metal sektörü ve kamuoyunun gündemine giriyor. Bu birden fazla işyerinin TİS sürecine kilitlenmesi ve eylemlerin daha da haklı bir zeminde meşrulaşması ve sahiplenmesi demektir.

28 Ocak: DAF’ta SMS’le iş bırakma çağrısı

DAF’ta bir kaç kezdir yapılan SMS’li işbırakma çağrısı giderek profesyonel bir boyut alarak hem işlevli hem de diğer işletmelerde de örnek alınma konusunda tartışılıyor. SMS’li grev çağrısı hem işçilerde açıktan cüret etme ve iyi bir TİS için açıktan talebini savunmaktır. Hem de patronu hazırlıksız yakalamak ve daha fazla zarara uğratmaktır. DAF’ta 28 Ocak 2016’da saat 17.40’da SMS’ler geldiğinde işçiler hemen iş bırakarak FNV grev önlükleriyle ana giriş kapısına doğru yürümeye başladılar. Daha geç bir zamanda beklenilen SMS’li çağrı gerçekleştiginde DAF yönetimi tam bir şaşkınlık yaşadı. “Ne oliyor?” ve “Neden hep DAF’a yönelik?” gibi sorular soran yöneticiler, işçiler tarafından kale alınmadı ve işyeri güvenlikli bir şekilde terk edildi. Ana giriş kapısında kurulan portatif grev çadırında grev formlarını doldurdular. İşçiler süreç üzerine anlamlı tartışmalar yürütüyorlardı kendi aralarında. Değişik eylem biçimleri, zamanın uzaması, ülkesel düzeyde grev, işyerleri arası kordinasyon vb... Oldukça coşkulu ve birbirine güven bağları arttan işçiler tartışmalardan sonra grev çadırından ayrılarak evlerine gittiler. 300’den fazla işçinin katıldığı akşam vardiyası işbırakma grevi basında da etkili yer aldı. “DAF işçileri yine grevde”, “SMS’ler etkili oluyor”, “FNV mücadelede kararlı” vb. başlıklarla grev basında yer aldı.

Metal sektöründe kriz, saldırı ve mücadele deneyimi

Metal sektörü son yıllarda mücadelenin yoğun yaşandığı sektörlerden biridir. Bu sektörde sınıf mücadelesi konusunda sendikalar epeyce deneyim kazandılar. Eylemler vesilesiyle sendikalarda üye sayısı da arttı. Kapitalist sistemin yaşadığı kriz süreciyle en çok bu alanda saldırılarını sürdürdü. 2008’in sonunda patlak veren kapitalist sistemin krizi saldırılarını en çok bu alanda yoğunlaştırdı. Doğal olarak sendikalar da bu alana yöneldiler ve buradan güç olmaya çalıştılar. Saldırılara karşı mücadele bu sektörde daha çok yaşandı. Bu da sınıfın kendi sorunlarını ve sendikal hareketin sorunlarını tartışmak zorunda kaldı. Örneğin FNV yöneticileri emeklilik yaşı üzerinden hükümetle yaşanan uzlaşmacı sorundan dolayı (o dönem işçilerin % 94,6’sı emeklilk yaşının 65’ten 67’ye çıkarılmasına karşı çıkmasına rağmen yöneticiler yasa teklifini imzaladı) topluca istifa ederek kaçtılar. Yeni yönetmle birlikte tabandan örgütlenme ve kararı taban üzerinden alma fikri egemen oldu. 2013 TİS sürecinde metal işçileri epeyce deneyim elde ettiler. Ve o sürede TİS sürecinde belli bir başarı da elde ettiler. Elde edilen başarıyı hazmedemeyen patron sendikası FME, 2013 TİS sürecinin ardından açıklama yaparak bir daha TİS sürecini imzalamayacaklarını ve krizin sektörde etkisinin geçene kadar ‘0 zam’la sözleşmeye gidileceğini açıklamıştı. 2015’e gelindiğinde işçilerin istemleri ile patronların bakış açısı birbirinden çok farklıydı. FNV sendikası bu sürecin zor bir süreç olacağını başından söylemişti. Ama “mücadele herşeye kadirdir” bakış açısıyla sürece yüklendik. Ne var ki bu yüklenmeler sınırlı işyerleriyle kaldı. Giderek grevlere katılımın azalması yenilerin eklenmesi çok şeyi değiştirmiyor.

Ülkesel düzeyde eylemlere ihtiyaç ve kritik süreç

İşyerleri arası kordinasyon sendika yöneticilerini aşmalı kadro ve taban üzerinden yürümeli. Eylemler, grevler, protesolar geniş araç gereçlerle yaygın bir şekilde kullanılmalı. İnsiyatif tümüyle tabanın katılımıyla sağlanmalı. İlişkilerde politik düzey kurulmalı. Talepler ve patron önerileri geniş işçilere ulaştırlmalı, içeriği iyi anlatılmalı, bilgilendirmeler açık ve anlaşılır bir dille ifade edilmeli. Sesleniş bildirilerinde daha geniş ve açıklayıcı kucaklayıcı bir dil ve hitab kullanılmalı. Ülksel düzeyde grev kararları alınmalı. Ülkesel düzeyde alınan proteso vb. eylemler özgünlükleri göz önünde bulundurularak bölgesel ve lokal üzerinden yansıtılarak, ülkesel düzeydeki eylemlere tabi tutulmalı. Sürece sonuç alıcı biçimde yüklenme ve TİS sürecini asgari bir başarıyla tamamlamak... Umutsuz, moralisiz ve güvensiz bir süreci yaşamak yerine iyi bir pratik deneyim kazanmanın ardından geleceğe güvenle bakan bir sınıf deneyimi ile sonuçlandırmak… Hiçbir rehavete kapılmadan başarıya kilitlenmek... Öyleyse, etkili ve güçlü katılımlarla süreci kazanmak için ileri…

A. Solmaz
FNV-DAF İşyeri İşçi Temsilcisi
Eindhoven / Hollanda