Satıș hikayesine gelmeden önce kısaca Opel’in tarihine bir bakalım. Opel 1862 yılında Adam Opel tarafından Almanya’nın Rüselsheim kentinde kuruldu. İlk yıllarda bir ahırda dikiș makinaları ile bașlayan üretim serüveni sonraki yıllarda bisiklet üretimiyle devam etti. İlk araba üretimine 1899 yılında bașlayan Opel 1929 yılına kadar Alman otomobil pazarını büyük oranda elinde tutuyordu. Opel’in seri üretim ve modern tesislerini görüp iștahı kabaran ABD tekeli General Motors (GM) 1899 yılında Opel’in yüzde seksen hissesini satın alarak șirketin büyük ortağı oldu. İki yıl sonra, 1931'de de șirketin tamamını satın alan GM, Opel'in tek sahibi oldu. Geçtiğimiz yıllarda krizle boğușan Opel șirketi, birkaç defa kapanmakla yüz yüze kaldı. 2010 yılından bu yana da șirketi satın alacak birileri arandı.
Ve nihayet Opel, 7 Mart 2016'da Fransız otomobil șirketi Peugout/PSA Grubu’na satıldı. Fransız otomobil devi PSA Grubu, Amerikan otomobil șirketi GM’den 1,3 milyar euro karşılığında yıllardır “zarar” eden Opel’i devraldı. Sözleșme öncesi GM, Fransız Peugeot tekelini milyarlarca euro “hibe“ ile iștahlandırdı.
Bu anlaşma ne getirir?
Peugeot-Citroen Grubu 1,3 milyar € GM’ye bağlı olan Opel’le birlikte bünyesindeki İngiliz markası Vauxhall'ı da satın almıș oldu.
Avrupa’da otomobil sektöründe yapılan bu en büyük birleșime, her iki tekel de (GM ve PSA) yeni pazarlar elde etmek için büyük bir fırsat olarak bakıyor. Keza PSA, Opel’i satın almakla Volkswagen’dan sonra Avrupa'nın en büyük ikinci otomobil üreticisi konumuna geldi.
Neden șimdi bu anlaşma?
GM, sahibi olduğu yorgun Opel tekelini toptan kaybetmektense PSA’ya peșkeş çekmeyi yeğledi. 2000 yılından bu yana, GM Avrupa’da 15 milyar dolar zarar etti. GM'nin sadece geçen yıl Avrupa’daki açığı 257 milyon dolar olarak gerçekleşti. Başka bir deyişle: Opel araba bașına 200 euro zarar ederken PSA araç başına 707 euro kâr elde etti. GM bu nedenle mümkün olan en erken zamanda Opel'den kurtulmak istiyordu.
Neden PSA Grubu zarar eden bir markayı (Opel’i) satın alıyor?
Ekonomi çevrelerine göre yılda ‘sadece’ 2.6 milyon araba satan PSA Grubu uzun vadede ayakta kalabilmek için daha fazla büyümeye ihtiyaç duyuyor. Opel'i satın almanın arkasında da bu ihtiyaç yer alıyor. Zira, Opel’in satın alınmasıyla birlikte PSA'nın otomobil satışına yılda 1,1 milyon araç daha ekleniyor, toplam sayı yılda 3,7 milyona tırmanıyor. PSA’ ın CEO'su Carlos Tavares kendi grubunu son yıllarda iyi yönettiğini belirterk, Opel’i almakla PSA grubunun daha fazla kâr edeceğini öne sürüyor. 2026 yılına kadar sadece sinerjiden yılda 1,7 milyar euro elde edileceğini iddia ediyor.
Opel'in satışında nasıl bir alışveriş süreci işledi?
PSA Opel için ödediği 1,3 milyar euronun yanı sıra 900 milyon euro da GM Avrupa’daki diğer ticari faaliyetleri için ödedi. Buna karșılık GM sözleşmeye 4.5 milyar euro için olası bir riski üstleneceğine dair imza attı. Bu anlașmaya göre bu 4,5 milyar euronun yaklașık 3 milyar eurosu Opel çalışanlarının emeklilik ve tazminatlarına harcanacak. Böyle bakıldığında PSA Opel’i satın almamıș, bizatihi Opel hibe edilmiș ve üstüne de para verilmiș oluyor. Dolayısı ile “Neden PSA Grubu zarar eden bir markayı (Opel’i) satın alıyor?” sorusuna da cevap verilmiș oluyor.
Gerçek şudur ki; kapitalistler kâr edemeyeceğini bildiği hiçbir șeye yatırım yapmazlar. Bu PSA Grubu için Opel'in satın alınması sürecinde bir kez daha doğrulanmıș oluyor.
Bir bașka gerçek de șu ki; kapitalistler ileride kendi bașına daha büyük dertler açabilecek olan bir ișten para vererek de olsa kurtulmak isterler. Bu gerçek ise GM cephesinden doğrulanmıș oldu.
İki grup birlikte daha güçlü olacak mı?
PSA Opel’i devralmakla "Avrupa Otomobil Şampiyonu" olmak istiyor. PSA'nın penceresinden bakıldığında bunun kendisi “güzel bir durum.” Ancak bilinen bașka bir gerçek daha var; her iki șirketin de -son yıllarda her ne kadar bunlardan birisi (PSA) kâr ediyor olsa da- bu “güzel durumun” gercekleșmesi için sıkı bir “kemer sıkma” politikası uygulaması gerekiyor. Kemerin hangi taraftan sıkılmaya bașlanacağını bilmek için burada kahin olmaya gerek yok. Daha șimdiden Opel’in Almanya’daki ișletmelerinde calıșan 18 bin calıșanını kötü günlerin beklediği dillendirilmeye bașladı.
PSA Grubu’nun șefi Carlos Tavares, Opel çalıșanlarını “rahatlatmak” için yaptığı bir açıklamada; GM’nin Opel çalıșanlarını “istihdam” etmek için (bu tazminat vermek veya emekliye sevk etmek oluyor) kendileriyle yaptığı anlașmaya saygı duyduğunu, 2018 sonuna kadar așamalı çıkıșların olmayacağını vurguladı.
Sendika ve bir kısım ekonomi çevrelerine göre șu anda toplam 38 bin çalıșanı bulunan PSA ve Opel grupları en geç 2020 yılına kadar en az 10 bin kadar işçi çıkaracak, bunların 6 bini Almanya’daki fabrikalardan olacak. Buna bu tekellere mal üreten yan sanayi dallarında çalıșanların olası akibeti de eklenecek olursa, ne yazık ki ortaya çıkacak tablonun beklenenden daha da kötü olacağı görülecektir.
Böyle bir beklentiye neden olan şey ise; Opel’in peșkeş çekildiği anlașmaya atılan imzaların mürekebi daha kurumadan, Opel’in Almanya’nın Rüsselsheim ve Bochum kentlerinde olan fabrikaları için günlerin sayılı olduğunun dillendirilmesi oldu.
Evdeki hesap çarșıya uyar mı?
Avrupa’da ișsizlik her geçen gün artıyor ve bu durum çalıșanların korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Çalıșanlar ve hala bir iși olanlar işsizlikle tehdit ediliyor ve düşük ücretlere çalıştırılıyor. Kapitalist-emperyalist tekeller ișçilere bırak “sus payı” vermeyi, insanca yașamaları için bir ücret ödemek için bile bir neden görmüyorlar artık. ‘Köpeksiz köyde değneksiz geziyorlar’ adeta.
Bu kötüye gidişin tersine dönmesi ise, her iki grubun (PSA ve Opel) 38 bin çalıșanının ve bu tekellere mal üreten binlerce yan sanayi çalıșanının tutumuna ve toplumun diğer emekçi kesimlerinin desteğine bağlı.