DEV TEKSTİL üyesi SML Etiket ve TOMİS üyesi Sinbo işçilerinin bir ayı geride bırakan kararlı direnişlerini yürekten selamlıyoruz.
Ürettiğiniz mutfak eşyaları ve tekstil ürünleri birçok evde ihtiyaçların karşılanması için kullanılıyor. Tekstil ürünleri yalnız Türkiye’de değil, dünyanın birçok ülkesindeki insanları soğuk ve yağmurlardan koruyarak ısıtıyor. Sizlerse sermayenin doymak bilmez oburluğunun hedefleri oluyorsunuz. Ürettiğiniz ürünler fabrika sahiplerinin elinde sermayeye dönüşüp, onların sefahatine sefahat katarken, sizlerin işsiz kalmanızın nedenlerine dönüşerek sefaletinizi derinleştiriyor. Kapitalistlerin elinde sermayeye dönüşerek biriken zenginlikler, işçiler üzerinde baskı aracı haline getirilerek, ücretli kölelik zincirlerinin halkalarını güçlendiriyor.
Diyorsunuz ki “Biz öncü işçiler işyerinde komiteler kurup işyerindeki sorunları bültene taşıdık. Öncü işçilerin işyerindeki bu sorunları dile getirmesinden korkan SML yönetimi bizi işten çıkarttı.” Haksız olanlar eşit koşulların sağlanmasından hep korkarlar. Onlar rakiplerinin ellerini kollarını bağladıktan sonra “Haydi gel dövüşelim” derler. Kapitalistlerin ellerinin altında sınırsız medya gücü; örgütlenme, toplantı ve görüşlerini duyurma olanakları var. Buna rağmen işçilerin sendika, taban örgütlenmesi ve “ufacık” bültenlerinden korkmaları, onların ne denli çürük bir zemin üzerinde durduklarının itirafıdır. Onların bu fütursuz saldırıları dolaylı da olsa siz işçi arkadaşlarımızın doğru yolda olduğunuzun kanıtıdır.
Böylesi bir dönemde mücadelede kadın işçiler olarak öne çıkmanızı sınıfımız adına önemli bir kazanım sayıyoruz. Her ulus gibi cinslerin de temel program ve çıkarları farklı olan iki sınıftan oluştuğunu en başta sınıf bilinçli kadın işçiler bilirler. Kapitalist toplumlarda insanlığın karşılaştığı baskının ve çektiği acıların, ücretli emeğin ürettiği zenginliklere el koyma savaşından kaynaklandığı gerçeğini de… Dolayısıyla, ücretli kölelik sistemine son vermeden kadınların “eşit” olmayacağı bilincini tüm sınıfa ve emekçilere mal etmek konusunda, kadın işçilerin ön planda olduğu direnişlere önemli bir rol düşmektedir.
Hep birlikte açtığınız yolu büyütüp güçlerimizi bir araya getirebilirsek yenilmez olacağız. O büyük gücü yan yana getirene kadar ne yazık ki biz işçiler bölük-pörçük, ağır bedeller ödeyerek direnmek zorunda kalacağız.
Direnişlerinizi cesaretle başlatıp, sabırla sürdürmekle kalmayıp, işçi eğitimi ve dayanışmasının okulu haline getiriniz. Sürdürdüğünüz haklı kavganızla dayanışma içerisinde olmak bizler için de bir onurdur. Direnişleriniz şahsında, Türkiye’nin bugünkü karanlık ortamını aydınlığa çevirmek için direnen işçi, gençlik ve kadın hareketiyle dayanışma içerisinde olacak, onların sesini Avrupa emekçi kamuoyuna taşıma çabalarımız sürdüreceğiz.
Stuttgart BİR-KAR