Grev ve Direnişlerle Dayanışma Komitesi, Flormar direnişiyle dayanışma çalışmalarını Humanite Festivali'nde bildiri dağıtımları, standdan propaganda ve bir panelle sürdürdü. Fransız Komünist Partisi'nin organize ettiği ve yüzbinlerce sol/sosyalist işçi, emekçi ve gencin buluşma noktası olan festivaldeki faaliyetle Türkiye'deki direniş daha geniş kesime duyuruldu.
Cuma günleri düzenli Yves Rocher boykot eylemi yapan komite bu hafta eylem alanı olarak festival girişini tercih etti. Üç günlük festival için gelen kitleyi kapıda afişler ve sloganlar eşliğinde bildiri dağıtımı gerçekleştiren komite bileşenleri karşıladı.
İkinci gün SYKP standında komite afişleri ve bildirileriyle Flormar direnişine dair duyarlı işçi ve emekçilerle iletişim kuruldu. Genel olarak sol/sosyalist bilinçli bir kitlenin geldiği festival alanında bile Yves Rocher şirketinin olumlu bir imajı olduğu görüldü. Bir dizi diyalogda Yves Rocher'den böyle bir sendika düşmanlığı beklemeyecekleri söylendi. Direniş anlatıldıktan sonra Yves Rocher'in gerçek yüzüyle tanışan emekçiler desteklerini sundular.
Direniş paneliyle göçmen işçiler buluştu
Üçüncü gün Ortadoğu standlarının kesişim noktasında masa açılarak bildiri dağıtımları gerçekleştirildi. Ardından panel düzenlendi. Panele ağırlıklı olarak Türkiyeli göçmen işçiler yan yana geldi. Böylece hem Türkiye'deki direnişe selam gönderilirken hem de göçmen işçiler mücadele açısından yan yana geldi.
Panelde ilk olarak simultane çeviriyle komite bileşeni bir Fransız konuştu. Yves Rocher tekeli ve Flormar direnişi üzerinden kapitalistlerin üretimi taşıması ve sömürü ülkelerindeki kölelik dayatmalarını anlattı. Kapitalistlerin artık kâr marjını korumak adına sıkıştıklarını en temel haklar ve örgütlülüklere dahi tahammül edemeyecek halde olduklarını anlattı. Kapitalistlerin bu politikası ile farklı ülkelerdeki işçilerin artık tek sınıf olduklarını fark etmesine hizmet ettiğini vurguladı.
Panelin ikinci konuşmasını SYKP Eş Genel Başkanı Tuncay Yılmaz yaptı. Yılmaz, Türkiye'deki ağır baskı şartlarına rağmen mücadelenin sürdüğünü vurgulayarak sözlerine başladı. Yaprak kıpırdamıyor izlenimi yaratılmak istendiğini fakat mücadelenin yükseldiğini, bizzat işçi direnişleri ile sistemin zorlandığını anlattı. “Sosyal medya paylaşımlarından bile insanlar tutuklanıyor” argümanı ile herkes susturulmaya çalışıldığı bir dönemde işçilerin, hem de AKP ve MHP kökenli işçilerin bile direnişe geçtiğini ifade eden Yılmaz, alt kimlik temelli mücadele karşısında sınıf vurgusunu yaptı. 89 Bahar eylemleri döneminde “Zonguldak-Botan el ele!” sloganını örnek vererek “Flormar-Kürdistan el ele” demek gerektiğini, kadınlardan Alevilere tüm alt kimlik mücadelelerinin sınıf mücadelesi ile birleşmesi gerektiğini ifade etti.
Son olarak Komite adına yapılan konuşmada OHAL üzerindeki değişikliğe işaret edildi. “OHAL kalktı” argümanının Fransa modeliyle yasalar içerisine yedirilmesiyle aslında OHAL'in süreklileştirildiği vurgulandı. OHAL şartlarının başladığı ve süreklileştirildiği bu baskı döneminde Yüksel direnişinden cam işçilerinin yürüyüşüne Bakırköy ve Kadıköy’deki KHK'lilerin eylemlerinden maden işçilerine, Flormar direnişinden 3. havalimanı işçilerinin isyanına uzanan birçok tepkinin açığa çıktığının altı çizildi.
Son olarak bir göçmen inşaat işçisi sendikada 3. havalimanı işçileri için bir açıklama hazırladıklarını ifade ederek iki ülkedeki mücadelenin bağlarına vurgu yaptı. Bir başka işçi de Flormar direnişi ile seçim endeksli mücadeleyi karşılaştıran bir konuşma yaptı. Küçümsenen, mücadele açısından yok sayılan AKP'li, dini inançlı kadın işçilerin sınıf bilinciyle mücadeleyi seçtiklerini ve kafalarındaki tabuların yıkıldığını vurguladı.
Panel grev ve direnişleri büyütme, Flormar direnişi ile dayanışmayı sürdürme çağrısıyla bitirildi.
Kızıl Bayrak / Paris