Her yıl olduğu gibi bu yıl da Berlin’de Ocak ayının ikinci hafta sonu Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht ve Lenin anısına konferans, panel, toplantı vb. etkinlikler ve yürüyüşle geçti. Pazar günü yapılan geleneksel anma yürüyüşüne binlerce kişi katıldı. Sabah erken saatlerde toplanmaya başlayan kitle parti, örgüt, kurum kortejlerinin oluşturulmasının ardından, saat 10.00’da yürüyüşe geçti. En önde taşınan ortak pankartın ardında çeşitli örgüt ve partilerin flamalarının taşındığı karma bir grup yer aldı. Ardından da her örgüt, parti ve kurumun kendi pankart, bayrak ve flamalarıyla ayrı yürüdüğü kortejler sıralandı.
Sınıf devrimcilerinin TKİP pankartı ve bayraklarının yanı sıra platform flamalarıyla, genç komünistlerin Revolutionäre Jugendbund (RJ-Devrimci Gençlik Birliğ) pankart ve bayraklarıyla katıldıkları yürüyüşe, Alman solundan KA (Komünist İnşa), SDAJ (DKP gençliği) ve MLPD görece kitlesel katılım sağlamışlardı. Geçmiş senelerde en kalabalık korteji oluşturan DKP’nin, gençlik örgütünün aksine oldukça zayıf bir katılımı söz konusuydu. Onunla benzer çizgideki TKP, Britanya KP, KKE gibi göçmen partilerin de sınırlı katıldığı gözlendi. Önceki yıllarla kıyaslandığında benzer bir durum DIDF için de geçerliydi. Türkiyeli örgüt ve partilerden dergi imzalı ortak bir pankart arkasında yürüyen MKP ve TKP-ML güçlerinden oluşan kortej ile MLKP’nin kortejinde kalabalık bir katılım vardı. TKP/ML, KPD Wideraufbau gibi daha sınırlı kitlenin yürüdüğü kortejler dışında, neredeyse tamamını gençlerin oluşturduğu sol grupların karma bir bloku ile Roter Jugend kortejleri görsellikleriyle, Filistin’lilerin ağırlıklı olduğu kortej öfkeli sloganlarıyla dikkat çekti. Bunlar dışında çok sayıda grup yürüyüşte flama, bayrak ve dövizleriyle sembolik olarak yer almışlardı.
Yürüyüş boyunca taşınan pankart ve dövizler ile atılan sloganlarda emperyalist savaş ve militarizm sorunu ile Siyonist İsrail devletinin Filistin halkına yönelik katliamına karşı tepkiler öne çıktı. Hemen her kortejdeki gençliğin belirgin ağırlığı, yürüyüşün havasına da yansıdı. Emperyalist-kapitalist saldırganlığa, yarattığı sorunlara, çeşitli alanlardaki politikalarına karşı tepkiyi, keza devrim ve sosyalizm özlemlerini yansıtan sloganlar yürüyüşün başından sonuna hiç susmadı. Pek çok örgüt kortejinde, öne çıkardıkları başlıklar üzerinden ara ara ajitasyon konuşmaları yapıldı.
Polis provokasyonu ve saldırganlığı
Bu yıl yürüyüş kolunun ön tarafı mezarlığa yaklaştığı bir aşamada, orta kısımda yürüyen Filistin dayanışması korteji polis provokasyonu ve saldırısına uğradı. Filistin bayraklarının taşındığı dayanışma kortejine yönelen polis burada bir eylemciyi gözaltına aldı. Buna yönelik tepkiler sırasında saldırganlaşan polis, başkalarını ölçüsüz şiddet uygulayıp yaralayarak gözaltıları sürdürdü. Olaylar üzerine neredeyse mezarlığın girişine ulaşmış ve içinde RJ ve BİR-KAR’lıların da yer aldığı kitle geri dönerek gözaltıların yaşandığı noktaya yürüdü. Burada alınanların bırakılması için sloganlar atan ve bekleyişe geçenlere polis tekrar tekrar saldırdığı için kitleyle polis arasında sık sık arbede yaşandı. Bu sırada aralarında bir RJ’linin de olduğu yaralamalı gözaltılar devam etti. Gözaltılar, protestolara rağmen sürdü. Filistin grubunun ön tarafında yürüyen gruplar, gözaltıları serbest bıraktırma çabası içinde oldukları bütün olaylar boyunca, Filistinlilerin hemen arkasında yürüyen gruplar, en başta da DIDF’liler olayların yaşandığı alanla araya mesafe koyarak yerlerinden kıpırdamamayı tercih ettiler. Almanya’da aynı anlayışta yayın yapan Neues Leben (Yeni Yaşam) gazetesi de yürüyüşle ilgili haberinde, benzer bir tutum takınarak, bu olaylardan tek kelime olsun bahsetmemek yolunu tuttu.
Gözaltılar ve yaralananlar için RJ’liler ve bir kısım sınıf devrimcisi işlemlerin yapıldığı noktada desteği ve beklemeyi sürdürürken, ikinci bir RJ’li genç daha gözaltına alındı. Buna rağmen diğer gruplar yürüyüşe devam edip sosyalistler anıtını ziyaret ederek yürüyüşü sonlandırdılar. Pazar günü eylemin haberini veren birkaç çevrenin iddialarının aksine, gözaltına alınanların büyük bölümü orada serbest bırakılmadı. Yaralı RJ’li ambulansla yakın bir hastanenin acil servisine götürüldü. Burada yarılan kaşına dikiş atılıp, rapor verilerek taburcu edildi. Olaya yakın bir noktada polis araçlarında tutulan ve aralarında bir RJ’linin de olduğu 9 kişi ise uzun bir bekleyişin ardından Tempelhof’taki polis merkezine götürüldü. Sınıf devrimcileri dayanışma için bekleyişlerini burada da sürdürdüler. Vietnamlı bir eylemcinin tutuklanma istemiyle savcılığa çıkarılacağı söylenirken, diğerleri polis merkezindeki işlemlerin ardından serbest bırakıldılar.
Berlin polisinin gerek Filistin kortejindeki ilk gözaltısı, gerek dayanışmacıları gözaltına alırken uyguladığı şiddetin dozu, gerekse bekleyenlere yönelik olarak “AfD’nin temizlik planı”nı çağrıştıran söylemleri, eyleme saldırının bilinçli bir provokasyon olduğuna kuşku bırakmıyor. Son yıllardaki gelişmeler Alman sermaye devletinin gemi iyice azıya alacağını gösteriyor. Ve yazık ki Alman solu, her yeni olayda buna göğüslemeye zerrece hazır olmadığını doğrulayan bir tablo sergiliyor.
Kızıl Bayrak / Berlin