Üniversite öğrencileri, İsrail’in Filistin halkına karşı uyguladığı soykırımı protesto etmek ve Filistin halkıyla dayanışmak için 13 Mayıs’ta Basel Üniversitesi’ni işgal ettiler.
Öğrenciler, İsrail kurumlarıyla iş birliğinin sona erdirilmesini talep ediyorlar. “Siyonist rejim kalıcı bir ateşkesi kabul edene kadar İsrail kurumlarıyla çalışma bırakmalı” diyen öğrenciler şunu da talep ediyorlar: “Basel Üniversitesi tarafından desteklenen İsrail kurumlarıyla tüm ilişkilerin kesilmesini, finansman programlarına ve projelere devam edilmemesini, Üniversite yönetiminin tüm finansman kaynaklarını açıklanmasını”
Basel Üniversitesi yönetimi, 13 Mayıs Pazartesi akşamı tüm öğrencilere bir mail göndererek Filistin yanlısı eylemi “yasadışı işgal” diye tarif etti, işgal edilen binanın 14 Mayıs Salı akşamı saat 20.00’ye kadar boşaltması çağrısında bulunmuştu.
“Talebin yerine getirilmesi halinde, Çarşamba günü bir öğrenci heyetiyle görüşüp tartışacaklarını” belirten Üniversite yönetimi “bu talebe uyulmaması halinde, daha farklı tedbirler alma hakkımızı saklı tutuyoruz” dedi. Mailde, "Olayların tırmanması halinde, protestoya katılan öğrenciler disiplin cezalarına çarptırılmayı beklemelidir" denilerek öğrenciler tehdit edildi. Ancak “baskılara boyun eğmeyeceğiz” diyen öğrenciler işgale paralel olarak, 14 Mayıs Salı günü akşam saat 20.30’da beş yüzü aşkın bir katılımla bir yürüyüş gerçekleştirdiler.
Öğrencilerin kararlı duruşu karşısında üniversite yönetimi, 12 saatlik ek bir süre daha verdiğini duyurdu. “Çarşamba günü sabah saat 8’e kadar işgalin sona erdirilmemesi durumunda öğrencilerin polis şiddetiyle çıkartılacakları” açıklaması yapan yönetim, tehditlerini tekrarladı.
Olası bir polis saldırısına karşı sabah saat 7.00’den itibaren yüzlerce öğrenci işgal edilen üniversite binasının önünde toplanmaya başladı. Gün içinde her an polis saldırısının olabileceği bekleniyordu. Öğrenciler, saat 14.00’de bundan sonraki gidişatla ilgili toplantı halindeyken, polis binayı çevreleyerek öğrencileri zorla binadan çıkardı. Polisin saldırısına direnen öğrenciler, plastik mermi ve coplarla dağıtıldı. Bir grup öğrenci çembere alınırken, geriye kalanlar yürüyüşe geçerek protesto gösterisi yaptı.
Yürüyüşün gerçekleştirildiği güzergah üzerinde bulunan Yahudi müzesine “saldırılacak” bahanesiyle provokasyon yapan polis, burada da öğrencileri çembere aldı ve kimlik kontrolü yaparak birçok öğrenciye üniversite ve çevresinde bulunma yasağı verdi.
Soykırımcı İsrail’e destek veren sermaye medyası da polisin provokasyon çıkarmak için uydurduğu “Yahudi Müzesi’ne saldıracaklardı” yalanını yayarak, polisin vahşi şiddetine kılıf uydurmaya çalıştı.
Saldırı ve provokasyonlara boyun eğmeyen öğrenciler akşam saat 18.00’de Sosyoloji Fakültesi önünde bir raya gelerek polis zorbalığını protesto ettiler. 300 civarında öğrencinin katıldığı mitingde “Yahudi Müzesi’ne saldıracaklardı” yalanına atıfta bulunan öğrencilerin açıklamasında şu ifadeler de yer aldı:
“Bu bir yalan. Bizi anti-semitizmle itham ediyorlar. Asıl antisemitist onlar. Asıl antisemitist, Filistin halkına soykırım uygulayanlardır. Bu direniş burada bitmedi devem edecek.”
Filistin’e özgürlük, Gazze’ye özgürlük sloganlarının sıklıkla atıldığı eylem, bir dahaki eylemlerde buluşma çağrısıyla son buldu.
Kızıl Bayrak / Basel