ABD emperyalizmi, Venezuela’daki ve bölgedeki uşaklar takımı “insani kriz” ve “yardım” sahtekarlıklarıyla Venezuela hükümetini yıkmak için çırpınıyorlar. Kendini Venezuela “devlet başkanı” olarak ilan eden ABD kuklası Juan Guaido öncülüğündeki “muhalifler”, Brezilya ve Kolombiya’da depolanan “insani yardım” malzemelerini sınırdan geçirerek Venezuela’ya sokmayı planlıyor ve 23 Şubat’ta herkesi harekete geçmeye çağırıyordu.
Devlet Başkanı Nicolas Maduro ise haklı olarak; “insani yardım” tartışmalarının, ABD’nin işgal stratejisinin bir parçası olduğunu ve bu şova izin vermeyeceğini söyleyerek, Brezilya ve Kolombiya sınırlarını kapattı. Kolombiya’dan başlayacak müdahaleye karşı sınıra açılan yolları kamyonlarla kesti ve ulaşımı durdurdu. Yanı sıra ülkenin Hollanda kontrolündeki Karayip adalarıyla olan deniz bağlantısının da süresiz askıya alındığı duyuruldu. Venezuela ordusu, ABD‘nin sözde “insani yardımı”nın ülkeye varış tarihi olarak açıkladığı 23 Şubat öncesi sınırda alarm durumuna geçti. Maduro ayrıca, Kolombiya’nın Venezuelalı muhalif lider Juan Guaido’ya verdiği desteğe tepki olarak Bogota ile diplomatik ilişkileri kestiklerini ve Kolombiyalı diplomatlara ülkeyi terk etmeleri için 24 saat süre verdiğini açıkladı.
ABD alçakça tehditlerini sürdürüyor
Gelişmelerden hareketle ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, “insani yardımların” sınırdan içeri girmesini sağlamaya çalışan “muhalefet” destekçileriyle Venezuela güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalar vesilesiyle, “Ne tür bir hasta tiran, aç insanlara yiyecek ulaştırılmasını engeller? Yardım yüklü tırların yanmış görüntüleri korkunç” ifadesini kullanarak alçakça rollerini gizlemeye çalıştı. Pompeo ayrıca, “ABD, Venezuela’da demokrasinin barışçıl şekilde geri getirilmesine engel olanlara karşı harekete geçecek” diyerek müdahale tehdidini yineledi.
Rusya ise ABD’nin Venezuela’ya insani yardımının arkasında askeri operasyon amacı olduğunu savunuyor. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Kolombiya’da tutulan yardımın Venezuela’ya taşınmasının çatışmalara neden olacağı uyarısında bulunmuş, “ABD tarafından teşvik ve liderlik edilen tehlikeli provokasyon, 23 Şubat için planlanıyor” demişti.
“İnsani müdahale” adı altında emperyalist saldırganlık
Kendini “devlet başkanı” ilan eden ABD ajanı Juan Guaido ve öncülüğündeki “muhalifler”in, bölgedeki uşakların ve ABD’nin Venezuela’ya karşı saldırganlığının, iddia ettikleri “insani yardım”, “demokrasi” ve “halkı diktatörden kurtarmak” ile uzaktan yakından alakası yoktur. Bu ve benzeri utanmazca yalanlar, ABD’nin Yugoslavya, Irak, Libya, Suriye vb. ülkelere karşı başlattığı ve ülkelerin viraneye, insanların büyük bir kıyıma uğradığı savaşlar döneminde de bıktırıcı tarzda yineleniyordu.
Venezuela’da kendisini başkan ilan eden ABD soytarısı Guaido orduya darbe, ABD’ye de askeri müdahale çağrısında bulunmayı sürdürüyor. Maduro rejimini yıkmayı amaçlayan her türlü kirli girişim Washington’daki merkezlerde planlanıyor. Emperyalist yalan makinası olan medya da harekete geçirilmiş bulunuyor.
Bu yaşananlar, ABD tarafından uygulanan ve halkı açlığa mahkum eden ağır ekonomik ambargonun yanı sıra “askeri eylem dahil her ihtimalin masada olduğunu” küstahça ilan eden aşağılıkça bir girişime hazırlanmanın bahanesidir.
İddia edilen arsızca yalanların aksine, ABD emperyalizmi, “Bolivarcı Devrim”i ortadan kaldırmak, Venezuela’nın elinde bulunan dünyadaki en büyük petrol rezervini ve stratejik doğal kaynakları gasp etmek ve emperyalist rakiplerini geriletmek derdindedir.
Emperyalizmin kanlı elleri Venezuela’da
Venezuela’da emperyalizmin kışkırtmasıyla çatışmalar kızışmakta, iç savaş tehlikesi ve askeri müdahale olasılığı giderek büyümektedir. ABD kirli ve kanlı elini, daha önce diğer ülkelerde yaptığı gibi şimdi de Venezuela’nın boğazına geçirmiş durumda. Hedefine ulaşmak için ajanlaştırdığı figürleri ve onların öncülüğünü yaptığı muhalefetin yanı sıra komşu devletlerin uşaklar takımını da etkili şekilde kullanmaktadır.
ABD emperyalizmi, askeri darbe, kanlı bir iç savaşın başlatılması ya da doğrudan askeri saldırı seçeneklerinin tümünü büyük bir zorbalıkla kullanma yoluna giderek Maduro yönetimini devirme kararlılığındadır. Bu saldırganlık emperyalist hegemonya mücadelesinin bir parçasıdır.