50 bin çocuk ölümü bekliyor!

Emperyalist işgaller için para çok, açlık çeken milyonlar için yok

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 08 Şubat 2014
  • 09:03

Mali’de insanlık trajedisi devam ediyor. Kara kıtanın kara talihi değişmiyor. 50 bin çocuk yetersiz beslenme sonucu ölümün eşiğinde. 3.3 milyon insan gıda güvenliği olmadan hayatta kalmaya çalışıyor. En az 800 bin insanın acil gıda yardımına ihtiyacı var…

Birleşmiş Milletler (BM) Mali Yerleşik İnsani Koordinatörü David Gressly, geçen sene Mali için talep edilen 467,9 milyon dolarlık yardımın ancak 264,4 milyon dolarının toplandığına dikkati çekti. Bu sene gerekli olan 568,4 milyon doların ise toplanmasının zor olacağını kaydeden Gressly, 2014’ün başından bu yana BM’ye Mali için bağışta bulunan ülke bulunmadığını söyledi.

Afrika’da savaş ve açlıktan dolayı ölüm kol gezerken, kapitalist sistemin çarkı, tüketim çılgınlığını daha da körüklüyor. Toplumsal servetin birikiminin ulaştığı boyut, açlık sorunun kolaylıkla çözülebilmesine yetecek düzeyde olmasına rağmen, özel mülkiyet ve sömürü düzeni kapitalizm, bu sorunu daha da boyutlandırıyor. Zira dünyada açlık devam ederken servete el koyan emperyalist tekeller sermayelerini ancak büyük kârlar getirecek alanlara yatırıyorlar. Bu arada silahlanma yarışı son hızla sürerken, emperyalist işgallere muazzam paralar harcanıyor.

 

Fransa'nın gözü Mali’nin doğal kaynaklarında…

Mali’de açlık ve ölüm kol gezerken, başını Fransa’nın çektiği emperyalist saldırı için milyarlarca dolar harcandı/harcanıyor. Hatırlanacağı üzere Fransız emperyalizmi 11 Ocak 2013'te Mali’ye askeri saldırı düzenlemiş, ardından BM, 'Barış Gücü' adı altında 11 bin 200 askeri personel ve 1440 uluslararası polisten oluşan işgalci güçleri ülkeye yerleştirmişti. Afrika Birliği tarafından da BM Barış Gücü'nün güdümünde Mali'ye 6 bin asker gönderilmişti.

“Barış ve istikrar getirme” iddiasıyla saldıran Fransa'nın Mali’de savaştığı kökten dinci örgütler, Libya’da Muammer Kaddafi hükümetine karşı emperyalistler, Türk devleti ve körfez şeyhleri tarafından silahlandırılan çetelerdir. Ayrıca Mali'de radikal İslamcılarla mücadele ettiğini iddia eden Fransa ile diğer emperyalistler, Suriye'de Baas yönetimine karşı savaşan cihatçı katilleri finanse ediyor, silahlandırıyor ve eğitiyorlar. Yani emperyalistler ve işbirlikçileri saldırgan oldukları kadar, riyakardırlar aynı zamanda.

Mali’ye saldıran Fransa’ya ilk destek veren ABD emperyalizmi oldu. Mali'ye asker ve 124 ton askeri malzeme sevkiyatı ABD'ye ait kargo uçaklarıyla gönderilmişti. Kanada ise kargo uçaklarının dışında asker de göndermiş, Hollanda hükümeti de bu suçlara ortak olmuştu. Bugün Mali'ye insani yardımların azlığından şikayet eden BM'nin ise, bu ülke emperyalistler tarafından işgal edilirken aldığı tutumu ibretliktir. Fransa'nın Mali'ye askeri saldırı düzenlemesinden “büyük memnuniyet” duyduğunu söyleyen Genel Sekreter Ban Ki-mun, emperyalist saldırının suç ortağı olduğunu göstermiştir.

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'nin, Mali işgali zamanında, Afrika'da “barışa ve istikrara” olan büyük katkılarından dolayı “UNESCO Barış Ödülü”ne layık görülmesi de büyük bir sahtekârlıktır. Mali’nin yanı sıra Libya ve Suriye’de gerici savaşların suç ortağı olan Hollande gibi bir burjuva siyasetçinin, “Barış Ödülü” ile taltif edilmesi, BM’nin içine düşürüldüğü rezil durumu, tüm iğrençliği ile gözler önüne seriyor.

Mali'nin işgal edilmesinin esas amacı; bu ülkenin zengin yeraltı kaynaklarını ele geçirmek ve Fransız burjuvazisinin Afrika Kıtası’ndaki çıkarlarını korumaktır. 600 askerin AREVA'nın (%78'i Fransa Devleti'nin elinde bulunan uluslararası enerji şirketi) uranyum yataklarını korumak için görevlendirmesi boşuna değildir. Ayrıca Fransa'nın gözü hala kıtadaki eski sömürge topraklarındadır.

Tam bu noktada Mali'de insani ihtiyaçlar için toplanması gereken para miktarını, sadece Fransa'nın her yıl bütçeden yurt dışındaki askeri saldırılar için ayırdığı 630 milyon Euro ile karşılaştırın. Mali işgalinin Fransa'ya günlük maliyeti, yaklaşık 400 bin Euro'dur. Libya'daki operasyonlar için 7 ayda harcadığı para ise, 300 milyon Euro. Aralarında Türk devletinin de bulunduğu NATO ülkelerinin Libya’da yedi ay süren bombardımanda harcadıkları servet ise, milyarlarca doları bulmuştu.

Bu tablo, kapitalist/emperyalist sistemin barbarlıkta sınır tanımadığının göstergesidir. Sömürü ve yağma üzerinde yükselen bu düzen, savaşlarla varlığını korumaya çalışıyor. Savaş, açlık ve toplu ölümlere son verebilmek için ise, bu kokuşmuş düzenin tarihin çöplüğüne atılmasından başka yol kalmamıştır.