En esprili manşet dün ”Karar” gazetesine ait, yazının başlığına aktardığım gibi, o manşet şöyle:
“TÜİK Çalış Güven”.
Esprili ve gerçeğin ifadesi.
Önceki gün işsizlik oranları açıklanıyor. İşsizlik oranı yüzde 13.8. Gerçi, bir yıl önceye göre artış var ancak, Ağustos ayına göre, Eylül ayında binde 2 oranında düşüşü var! Ağustos’ta yüzde 14, Eylül’de yüzde 13.8.
Malum TÜİK, Türkiye İstatistik Kurumu... Her alanda istatistik yayımlıyor. Tıpkı Merkez Bankası yönetimi gibi, TÜİK yönetimi de görevden alınıyor, yerine ekonomiden sorumlu Bakan Damat Bey’e yakın birileri atanıyor. O atamayla birlikte, ekonomide istatistikler aniden ve acele ve hassaten AKP’nin istediği gibi sonuç vermeye başlıyor. Enflasyon düşük çıkıyor, pazarla ilgisi yok. İşsizlik düşük çıkıyor, gerçekle ilgisi yok.
Bilinen senaryo. Fiyat artışlarının yüzde 25’lere dayandığı, ekonomik krizin tavan yaptığı dönemde ne oluyor? Şu oluyor:
Emir - komuta zinciri içinde şirketlere, marketlere baskı yapılıyor, fiyatlarını yüzde 10 indirmeleri tehdidinde bulunuluyor. Ekonomide yapamadığını sopayla yapmaya kalkıyor.
Buna karşılık, TÜİK’te sopaya ihtiyaç yok. Ahbap çavuş ilişkileri çerçevesinde, TÜİK ekonomiye ilişkin her türlü veriyi, iktidarın istediği gibi, yayımlıyor. Son işsizlik oranı bunun yeni örneği.
“Karar” gazetesi de, bu gerçekten yola çıkarak, “TÜİK Çalış Güven” gibi harika bir manşet atıyor, günümüzde ülkenin nasıl yönetildiğini anlatan nefis bir manşet.
Ülkenin ekonomik verileri bile artık güvenilmez hâle geliyor, kimsenin inanmadığı oranlar ortalıkta dolaşırken, sokaktaki insanlar artık kızmıyor bile, sadece gülüyor.
Erdoğan’ın teşhisi
Ağustos ayından Eylül’e nasıl geriliyor? TÜİK sayesinde... TÜİK sadece son dört haftaya bakıyor, geriye gitmiyor. Beş hafta önce iş arayanları istatistik dışı tutuyor.
Enflasyonu düşük çıkarmak için de, öyle yapmıyor mu? Nereden, nasıl buluyorsa, fiyatların en düşük olduğu marketlerden fiyat topluyor. Hatta, insanlar ”O marketlerin adresini versinler de, biz de oradan alalım” diyor. Evet versinler, nerede ise o marketler biz de bilelim.
İşsizlikle ilgili en muhteşem açıklama Tayyip Erdoğan’a ait:
“İş aradığınız için işsizlik artıyor.”
Yoksa iş aramasanız, işsizliğin artacağı filan yok! Erdoğan ekliyor:
“İş gücüne katılım artıyor.”
Oysa, katılımın artığı filan yok, tersine düşüyor. İş gücüne katılım bir yılda 607 bin kişi düşüyor. Bu düşüşün başka bir göstergesi, başka bir sonucu var:
“Erdoğan’ın söylediğinin tersine, iş gücüne katılım düşerken, işsizlik artıyor. Bu çalışanların işini kaybettiğini, işsiz kaldığını gösteriyor.”
Gençler ve üniversiteliler
Genel işsizlerin yanı sıra, bir başka vahim gelişme, üniversite mezunları ile gençlerdeki işsizlik oranındaki artış.
Yüzde 21.6, yüzde 22.3, yüzde 23.6, yüzde 25.1 derken, aydan aya genç işsizlerdeki artış şimdi yüzde 26.1’e ulaşmış bulunuyor.
Her dört gençten biri işsiz, her dört işsizden biri üniversite mezunu.
Büyük tehlike! Ekonomik olarak, sosyal olarak, psikolojik olarak... Ama, Erdoğan ona da gerekçe bulmakta gecikmiyor:
“Her üniversite mezununun iş bulması gibi bir kural yok!”
Bitti gitti, bu kadar basit!
Kim söyledi onlara, gitsinler, üniversite bitirsinler, bir meslek edinsinler diye!
Bir yıl işsizler ordusuna 817 bin kişi daha katılıyor.
Ülkelere göre
Bizde şu anda, “TÜİK’e göre”, işsizlik yüzde 13.8.
Almanya’da yüzde 3.1, Amerika’da yüzde 3.5, haydi onları geçelim... Bizim dengimiz, hatta dengimiz olmayan ülkelere bakalım:
Kazakistan yüzde 4.8, Azerbaycan yüzde 5.2, Mısır yüzde 7.8, Kongo yüzde 10.4, Cezayir 11.7 ve hatta Sudan yüzde 12.9.
Hukukta, eğitimde, sanayide, çevrede, tarımda, devlet yönetiminde son on yedi yılda nasıl gerilediysek, nasıl tipik bir “Orta Doğu ülkesine” dönüştüysek, işsizlikte de, Sudan’ın, Mısır’ın, Kongo’nun bile gerisine düşüyoruz.
Her yedi kişiden biri işsiz.
Olsun, TÜİK bizi kurtarıyor!
T24 / 18.12.19