Helin, 12 yaşındaydı. Annesiyle bakkala gidiyordu, ekmek almaya. Sokakta üç kurşunla vurulup öldü.
Olay, Diyarbakır’da, Sur’da süren sokağa çıkma yasağı sırasında, 11 Ekim 2015’te meydana geldi.
Aylarca süren yasaklar nedeniyle evde yiyecek bir şey kalmayınca, o gün sokakta eylem veya operasyon olmamasına da güvenip dışarı çıkmışlardı. Zırhlı polis aracından ateş açıldı üstlerine.
Ölümün ardından hem ceza soruşturması hem idari soruşturma açıldı.
İdari soruşturma sonucunda, Helin’i vuran polise “hizmet kusuru var” denilerek 24 ay kademe durdurma cezası verildi.
Ceza soruşturması ise sürüyor, 3,5 yıldır kimseye dava açılmadı.
Ailesi bir de tazminat davası açtı, İçişleri Bakanlığı’na.
Şen ailesi, bakanlıktan, “idarenin hizmet kusurundan” dolayı maddi ve manevi tazminat talebinde bulundu.
Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi’nde görülen davaya savunma gönderen İçişleri Bakanlığı, “olayın terörle mücadele kapsamında gerçekleştiğini, Helin Şen’in ölüm sebebi ve sorumluların henüz belirlenmediğini” ileri sürdü.
Mahkeme, bir polise idari ceza verilmesinden hareketle, bakanlığın “Sorumlular belli değil” şeklindeki savunmasını kabul etmedi. Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, geçen hafta kararını açıklayan mahkeme, yüzde 85 kusurlu bulduğu İçişleri Bakanlığı’nın, Şen ailesine 314 bin lira tazminat ödemesine hükmetti.
İdare Mahkemesi’nin kararında, “olayın meydana geldiği saatlerde, Kobra 11 numaralı araçtan etrafa ateş açıldığını, Şen’in vurulduğu saatlerde sokakta herhangi bir olayın olmadığı” bilgisi yer aldı.
Bu karardan hareketle, Helin’in ölümüyle ilgili şu soruların cevaplanması gerekiyor:
Bakanlığın iddia ettiği gibi sorumlu belli değilse neden bir polise ceza verildi?
Sorumlu belliyse neden Helin’i vuran polise 3,5 yıldır dava açılmadı?
Devlet, 12 yaşındaki Helin’i vurup öldüren polise kademe durdurma “cezasını” yeterli mi gördü?
Şen ailesinin avukatı Abdullah Zeytun ile konuştum, olayla ilgili savcılığın yürüttüğü soruşturmada gizlilik kararı olduğunu, dosyaya erişimlerinin olmadığını söyledi.
Gizliliğin kaldırılması için savcılığa başvurdular, sonucunu bekliyorlar.
Talepleri reddedilirse, etkili bir soruşturma yürütülmediği ve adil yargılama hakkının ihlal edildiği gerekçeleriyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklar.
Avukat Zeytun, “İdare mahkemesi bu kararıyla, olay yerinde olay günü hiçbir eylem olmamasına rağmen şüpheli polisin ateş ettiğini, kasti ölümün gerçekleştiğini tespit etti” dedi. Polisin tutuklanması için de başvuru yaptılar.
Savcılığın başvurularına verdiği yanıtla, suç ve ceza kavramlarının devlet içerisinde nasıl tanımlandığını bir kez daha görmüş olacağız.
BirGün / 29.01.19