Sokaklarda ölüm kol geziyor, yönetenler gizliyor - Mehveş Evin

Termik santrallerin yapımını durdurmak bir yana, yenilerini teşvik ediyor hükümet. Yetmezmiş gibi 10 termik santrale, baca gazı filtresi olmadan 2 yıl daha çalışma izni getirmeye çalışıyor.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 31 Ocak 2019
  • 08:06

Havada berbat bir koku var… Ölüm, adeta kol geziyor…

Sigaranın, pasif içicilere de verdiği zararla ilgili bu kamu spotu radyolarda o kadar sık yayınlanıyor ki artık zihnimize nakşetti.

İyi de oldu. Keşke kamu yararı, halk sağlığı gerçekten gözetilse de benzer başka spotlar hazırlansa.

Mesela termik santrallerle ilgili şöyle bir spota ne dersiniz:

Havada berbat bir koku var... Ölüm, adeta kol geziyor.

Termik santraller her yıl binlerce erken ölüme neden oluyor, kanser ve solunum hastalıklarına neden oluyor. Bebeklerin akciğer gelişimini engelliyor. Kömürlü hava solumak, pek çok kronik hastalığa yol açıyor.

Termik santrallerin yapımına dur deyin!

İlahi yani! Termik santrallerin yapımını durdurmak bir yana, yenilerini teşvik ediyor hükümet. Yetmezmiş gibi 10 termik santrale, baca gazı filtresi olmadan 2 yıl daha çalışma izni getirmeye çalışıyor. Torba yasa, 5 Şubat’ta Meclis Genel Kurulu’nda konuşulacak. (Kömürlü termik santrallerin halk sağlığına etkileri raporu)

Beton mikseri, hafriyat kamyonu vahşeti

Kamu spotu, kamu yönetimi demişken... Mesela şehirlerin içinde, hemen her sokak arasında inşaat sürerken can ve mal güvenliğimiz ne durumda?

Malum, yaya da araç kullanan da trafik kurallarına uymakla mükellef. Uymayanın cezası belli. Peki, şehirlerin ortasında fink atan beton mikserleri ve hafriyat kamyonlarını denetlemek, cezalandırmak kimin görevi? Kamu ve özel, kazaya karıştıklarında ne oluyor?

Gelsin kamu spotu: Sokaklarda ölüm adeta değil, resmen kol geziyor! Hafriyat kamyonları, beton mikserleri yüzlerce can alıyor!

Biliyor musunuz, sadece 2018’de şehir içinde, hafriyat kamyonu ve beton mikserleri yüzünden tam 253 insan canından oldu. Bunların 55’i yayaydı.

Geçen yıla göre yüzde 80’lik bir artış söz konusu!

Nedense TÜİK’in can kayıplı trafik kazaları bilançosunda beton mikseri, hafriyat kamyonu ve kamu araçlarının neden olduğu ölümler yok!

Yani devlet, ölüm makinelerinin şehir içinde dolaşmasına izin verdiği gibi yeterli denetim uygulamıyor, cezalandırmıyor, dahası kamu araçlarının neden olduğu ölümleri saklama ihtiyacı duyuyor.

Bu rakamları ortaya çıkaran, kamuoyunu bilgilendirmeye çalışan, yine vatandaş: Kendi canlarını, bir kamu aracı yüzünden kaybeden Dere ailesi.

Hatırlayalım. Şule İdil Dere, bundan üç yıl önce Yoğurtçu Parkı’nda yürürken İBB’nin hafriyat kamyonunun altında kalarak hayatını kaybetti. Dava sürüyor, son celsede sanık avukatları (şoför, İBB, İstaç) beşinci kez yeni bilirkişi raporu istedi. Yani ‘kusurun’ kazaya neden olanda değil, ölende olduğunu iddia ediyorlar!

Basında kamu aracı sansürü

Şule İdil Dere ailesi, kendi çocuklarının başına geleni başkaları yaşamasın, şehir içindeki ölüm makineleri denetlensin diye her yıl basından yaptıkları taramalarla istatistik çıkarıyor, raporlar yayınlıyor. (2018 verileri için)

Son yayınlanan rapora göre, 2018’de sadece İstanbul’da hafriyat kamyonu ve beton mikserinin karıştığı ‘kaza’da 22 kişi öldü.

Beğenilmeyen (!) Batı ülkelerinde, şehirlerinde böyle kaç kaza oluyor? Olsa, yer yerinden oynamaz mı?

Bizde oynamıyor!

Yasa ve yönetmeliklerle şehir içindeki hareketleri kısıtlanmış olmasına rağmen, sanırım herkes bu araçların kurallara uymadığına, aşırı hız yaptığına, yasak yerlerde bulunduklarına şahit olmuştur/oluyor.

Raporda çok acı bir gerçek daha vurgulanmış: Basında bu haberler sansürleniyor. Araç türü gizleniyor, ya kamyon ya TIR deniyor. Resmî kuruma aitse ‘iş makinesi’ denilip geçiliyor.

Ve güncel fotoğraf kullanılmıyor! Üstelik, 2017’de Hürriyet, AA’nın da olduğu basın kuruluşları ‘Trafik kazası haberlerinin yayım ilkeleri”ni imzaladı. Buna göre kazalardaki firma ve kurumun gizlenmemesi kararı alındı.

Basın özgürlüğü derken bunları anlatmaya çalışıyoruz. Şehrin içinde ölümlü kazalara sebebiyet veren özel ve kamu araçları bile gizleniyor, çünkü basın sansürlü, basın bağımlı, basın ilkesiz.

Yerel seçimlere giderken adaylara sorun bakalım, sokakta can güvenliğinizi sağlayabilecekler mi?

Artı Gerçek / 31.01.19