İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları (İEKK) geçtiğimiz günlerde Kadın İşçi Çalıştayı gerçekleştirdi. Çalıştayın ardından “Güvenceli çalışma ve yaşam için kadın işçiler bir adım öne!” başlıklı sonuç bildirgesi yayınlandı. İEKK’nın çağrısına yanıt vermeli, fabrikalara, işyerlerine, işçi ve emekçi kadınların yaşam alanlarına mücadele taleplerini taşıyabilmeli, mücadele zeminleri oluşturabilmeliyiz.
Mücadele içerisinde yer almak işçi ve emekçi kadınlar için hayati önem taşıyor. Çünkü işçi ve emekçilere yönelik saldırıların en katmerlisi kadınlara dayatılıyor. Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri artıyor. Kadın düşmanı iktidar nafaka hakkının gaspı, 6284 Sayılı Yasa’nın kaldırılması, Medeni Kanun’da değişiklik vb. gibi kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırıları hayata geçirmek için fırsat kolluyor.
Geçtiğimiz günlerde “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı” açıklandı. “Ailenin güçlendirilmesi” adı altında “esnek ve uzaktan çalışma” modeli gündeme getirildi. “Esnek ve uzaktan çalışma” ile kadınların eve hapsedilerek ucuz işgücü olarak sömürülmesi yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Diğer yandan “mahalle tipi kreşler” ile kadınların en önemli taleplerinden birini yerine getirme vaadi veriliyor. Ancak bu kreşlerin niteliği, ücretsiz olup olmayacağı vb. somut bilgiler verilmiyor. Asıl hedeflenenin esnek ve güvencesiz çalışma ile işçi ve emekçi kadınların eve bağlılığını ve sömürüsünü artırmak, çocuk, hasta, yaşlı, engelli bireylerin bakımını kadınların üzerine yıkmak olduğu açıktır. Sosyal yıkım politikaları kapsamında işçi ve emekçi kadınlara yönelik pek çok başka saldırının gündeme getirilmesi de kaçınılmaz görünüyor.
Kadın işçiler mücadelede bir adım öne!
İşçi ve emekçilere yönelik saldırıların arttığı bu süreçte kadın işçilerin öne çıkması ve başta yaşam hakkı olmak üzere haklarına ve geleceklerine sahip çıkması önemli bir yerde duruyor.
İşçi direnişlerinde en önde kararlılıkla mücadele eden kadın işçilerden öğrenebilmeli, bu örnekleri çoğaltabilmeliyiz.
Dün Novamed’de, Greif’te, Flormar’da, Farplas’ta ve adını sayamadığımız pek çok direnişte kadın işçiler en öndeydiler. Bugün Lezita’da kadınlar mücadele kararlılıklarını koruyorlar. Erkek işçilerle beraber mücadele ediyor, direnişin en ön safında yer alıyorlar.
Fabrikalarda ortaya çıkan tekil mücadeleleri, direnişleri tüm fabrikalara yaymak, kadın işçileri mücadeleye çekebilecek taban örgütlülükleri oluşturmak, başta işçi ve emekçi kadınlar olmak üzere tüm emekçilerin ihtiyacıdır.
İnsanca yaşamaya yetecek ücret, güvenceli ve sendikalı çalışma, işyerlerinde tacize, mobbinge, baskıya karşı yaptırımların ve denetimlerin artması, tüm işyerlerine ve mahallelere 7/24 açık, ücretsiz ve nitelikli kreşlerin açılması, ücretsiz ve nitelikli hasta, yaşlı, engelli bakımevlerinin açılması gibi talepler başta kadın işçiler olmak üzere tüm işçi ve emekçilerin talepleri olmalıdır.
İşçi ve emekçi kadınlar örgütlülüklerinden aldıkları güçle mücadelelerini meydanlara, sokaklara taşıdıkları ve mücadele eden tüm kesimlerle birleştirdiklerinde saldırıları püskürtecek ve kazanacaklardır.
Emeğin Kurtuluşu’nun 34. sayısından alınmıştır…