Sokağa çıkma yasakları ve kısıtlamaların genişletilmesini herkes bekliyordu.
Soru şu: Son açıklanan tedbirler, salgını dizginlemeye ve sürecin daha az hasarla atlatılmasına gerçekten yarayacak mı?
Yoksa toplumun belli kesimlerini mağdur etmeden, sağlığını daha iyi koruyacak adımlar atılabilir mi?
Evet, koronavirüs vakalarının patladığı her ülke, tedbirleri sıkılaştırıyor.
Sosyalleşmelere yönelik önlem, kısıtlamalar şart.
Ancak farklı ülkelerde uygulanan kapamalar ve özellikle haftaiçi-haftasonu önlemlerine bakınca, Türkiye’deki yasakların içeriği, sorgulanmaya muhtaç.
Her ülkenin kendine göre koşulları olmakla birlikte, bilim ve edinilen tecrübe doğrultusunda insanların hayatını zindana çevirmeden, çocukların geleceğiyle oynamadan da adım atmak mümkün.
Avrupa’dan Hindistan’a, kısıtlama örneklerine geçmeden önce Türkiye “gerçeği”ni hatırlatalım:
1- Herşeyden evvel, aylarca korona verileriyle, herhangi bir istatistik gibi oynandı. Hala da öyle...
2- Sağlık camiasıyla “kriz” yaratmak, bilimi değersizleştirmek, Trump Amerikası’nda vardı, neyse ki o günler geride kaldı. Türkiye’deyse iktidarın meslek odalarına, bağımsız bilim insanlarına ve kamu görevini yapanlara düşmanlığı şiddetlendi. Benzeri başka yerde yok!
3- Dünyanın hiçbir yerinde koronavirüs salgını tedbirleri açıklanırken, araya ulusal ve uluslararası nefret söyleminin serpiştirilmesine de rastlamadım.
Sanki Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekürisi Bahçeli, salgının ağır ekonomik, psikolojik, sosyal koşullarından adeta zevk alıyor, ötekileştirmek, düşmanlaştırmak için bir fırsat olarak görüyor.
Peki haftasonu ve gece sokağa çıkma yasağı nerede var, nasıl uygulanıyor?
Haftasonu yasağı hangi ülkede, nasıl var?
- Portekiz: Nüfusun yüzde 70’i Lizbon ve Porto’da yaşıyor. Bu iki şehirde sadece okul, iş, alışveriş için sokağa çıkma izni var. Haftaarası gece 23 ile 05 arasında sokağa çıkmak yasak. Haftasonu ise öğlen 1’den sabah beşe kadar. Haftasonları restoranlar ve ticari işletmeler (bakkal, eczane vs hariç) kapalı. Hükümet, restoranların haftasonu cirosunun yüzde 20’sini ödeyecek.
Alkol satışı 20’den sonra yasak. Dışarıda alkol tüketimi sadece kamusal alanlarda, yemekle birlikte izinli. Sosyal toplaşmalar maksimum beş kişiyle sınırlı. Düğün ve vaftiz törenlerinde izin, ancak 50 kişi. Bu kurallar, 100 bin nüfusa 240 yeni pozitif vakanın çıktığı her ilçede uygulanıyor. (reuters)
- Batı Şeria: Geçen haftasonu sokağa çıkma yasağı uygulandı. Sadece eczane ve fırınlar açık kaldı. 14 gün boyunca akşam 7-sabah 6 arasında sokağa çıkılmayacak. Batı Şeria’da 91 bin korona vakası var. (Al Jazeera, 27 Kasım)
- Hindistan: Dünya nüfusunun yüzde 17’sinin yaşadığı ülkede, COVID19’dan tüm ölümlerin yüzde 10’u yaşandı. (ABD, dünya nüfusunun yüzde 4’üne karşılık toplam COVId-19 ölümlerinin yüzde 20’sine denk geliyor.)
Hindistan, Türkiye gibi başta sert önlemler aldı, sonra yumuşattı. Eylül’de vaka sayıları pik yaptı. Maske gibi genel zorunluluklar var, ancak federal sistemle yönetilen ülkede sokağa çıkma kısıtlamaları farklı. Mesela 35 bin vakanın olduğu Utra Pradesh’te haftasonu yasağı uygulanıyor.
Maharashtra yönetimiyse, sokağa çıkma kısıtlamalarını 31 Aralık’a kadar uzattı. Buna karşılık ibadethaneler, otel ve barlar, 9-12 arası sınıflara giden öğrencilere okullar, yeniden açıldı. (Times Of India)
Ayrıca Ukrayna ve Ürdün’de haftasonu sokağa çıkma kısıtlamaları uygulanıyor.
Avrupa’da yasaklar var ama okullar açık!
Avrupa ülkelerinin çoğunda, günlük sokağa çıkma kısıtlamaları devrede.
İtalya, salgının yoğunluğuna göre bölgeler üç renge ayrıldı, buna göre mekanların açık mı kapalı mı olacağına karar veriliyor. Ulusal çapta sokağa çıkma yasağı, haftasonu dahil gece 22.00-05.00 arası.
İspanya’da ulusal sokağa çıkma yasağı 21 Mayıs’a kadar geçerli: Herkes gece 23.00-06.00 arasında evde olacak. Yerel idareciler bu yasaklarla ilgili karar alabiliyor. Tüm toplanmalar, özel veya kamuda altı kişiyle sınırlandırıldı.
Fransa ve İngiltere’de bir aylık ulusal kısıtlamalar devrede. Zorunlu olmayan işler (uzaktan çalışabilenler dahil), restoran ve barlar kapandı. Yaş kısıtlaması olmadan, vatandaşlar işe gitmek, spor yapmak, alışveriş ve sağlık gerekçesiyle sokağa çıkabiliyor. Ama okullar açık!
Fransa’da kapatılan mekanlara 10 bin euroluk dayanışma fonu ya da cironun yüzde 20’sini devlet veriyor.
Almanya’da sosyal temas 10 kişiyle sınırlı. Gerekli olmadıkça seyahat yasak, oteller tatilcileri alamıyor.
Kısacası HİÇBİR ÜLKE, Türkiye kadar katı, toptancı, aynı zamanda çelişkili ve ayrımcı yasaklar uygulamıyor. Haftaarası ve haftasonu yasak saatleri, salgınla mı baş etmek için yoksa belli kesimleri mağdur etmek için mi konuldu, belli değil.
Evlerde kişi sayısı kısıtlaması, ancak öneri düzeyinde. HİÇBİR ÜLKEDE evlerde gün, mevlid, taziye, yılbaşı kutlaması gibi etkinliklere “müsaade edilmeyecek” benzeri bir uygulama yok.
Hiçbir ülkede, 65 yaş üstü ve 20 yaş altı için sokağa çıkma kısıtlaması yok. Aksine, okulların mümkün olduğunca açık tutulması, öncelik. Sokağa çıkma yasağı uygulayanlarda bile! (Örnek: İrlanda)
Hiçbir ülkede, hem çalışın, hem de kreşleri, yuvaları, okulları kapatacağız, denmedi.
Hiçbir ülkede, haftaarası çalışma saatlerine göre belirlenen çıkmak ve akşam dokuzda evde olmak, haftasonu toptan eve kapanma uygulaması yok.
Hiçbir ülkede, alışveriş merkezlerini açık tutup girişte HES kodu istemek gibi, halen ne işe yaradığı tam anlaşılamayan bir uygulamayı düşünemedi.
Koronavirüsün en sevdiği yerler, kapalı, havalandırması zor, kalabalık mekanlar... Dolayısıyla sosyal mekanlara, toplanan kişi sayısına kısıtlama getirilirken ibadethanelere de getiriliyor. Ama Türkiye’de cenaze namazı dışında camideki kişi sayısında kısıtlama yok.
Yasak, kısıtlama getirmeyin demiyoruz. Tepeden inme, ucu bucağı belli olmayan, bilimsel açıklaması olmayan yasaklardan vazgeçin... Öğrenciye, emekçiye, yaşlıya, çocuklara karşı daha fazla ayrımcılık yapmayın!
Artı Gerçek / 02.12.20