Bir süredir Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin desteklediği silahlı gruplarla, YPG ve yerel Arap aşiretlerin de yer aldığı Suriye Demokratik Güçleri arasında çatışmalar devam ediyor. Aslında o bölgede silahların tamamen sustuğu gün sayısı çok az ancak son birkaç haftadır gerginlik Türkiye tarafından yapılan topçu ateşlerine paralel olarak sahada yoğunlaşan çatışmalarla tırmanmaya başladı. Çatışmaların hedefinde Ayn İsa adlı kasaba var gibi görünüyor.
Ayn İsa, Halep’ten Menbiç’e uzanıp Kobani’nin altından kıvrılarak Rakka’ya bağlanan ve oradan da Haseke üzerinden Irak’a kadar açılan meşhur M-4 Karayolu üzerinde yer alıyor. Türkiye sınırına paralel uzanan M-4 Karayolu’nun genel olarak İdlip-Halep (doğu kırsalı dahil) bölümü Suriye ordusunun kontrolünde. Rakka’dan Irak sınırına kadar olan kısım büyük ölçüde SDG’nin elinde.
TSK ve desteklediği gruplar ise İdlip’ten Fırat nehrinin batısı ağırlıklı olmak üzere karayolunun üst kısmında yer alıyor.
Velhasıl M-4 Karayolu Suriye’nin kuzeyindeki geniş bir bölgede TSK ve desteklediği gruplar ile Suriye ordusu ve SDG arasında sınır gibi. Ayn İsa ise, yolun altında kalıyor. Yani kasabayı alan bir kez daha tamamını olmasa da M-4 Karayolu üzerinde önemli bir kontrol gücü kazanmış olacak. Yol demek sivil ve askeri lojistik demek. Lojistik hattının kesilmesi veya el değiştirmesi sahadaki silahlı yapılar açısından çok önemli sonuçlar doğurabilir.
Ayn İsa, epeydir SDG’nin kontrolünde.
TSK’nin ve desteklediği grupların saldırılarının yoğunlaşmaya başlamasının ardından Rusya bir kez daha devreye girdi.
Saha kaynaklarının ve yerel basının aktardığına göre Rusya, Ayn İsa’yı kontrol eden öz yönetime ve SDG’ye kasabanın tamamen Suriye ordusuna ve yönetimine devredilmesini istedi. ‘Tamamen’ ifadesinden kasıt da şu; bazı yerlerde benzer görüşmeler sonucunda SDG’nin yani askeri yapının çekilmesi ve yerine Suriye ordusunun girmesi kararlaştırılmıştı ancak bu anlaşmalarda idari yapının ve kamu hizmetlerinin öz yönetimin sorumluluğunda kalması kararlaştırılmıştı. Ayn İsa’da ise askeri yapıların yerini Suriye ordusuna bırakması, yönetimin de devlete devredilmesinin talep edildiği belirtiliyor. Bu yazıyı yazdığım saatlerde henüz taraflar arasında nihai bir uzlaşmaya varılmamıştı.
Aslında bu senaryo Afrin’de de gündeme gelmiş ve SDG ile öz yönetimin Rusya’nın ara buluculuk yaptıkları görüşmelerde bu teklifi tamamen reddettikleri belirtilmişti. Ardından Fırat’ın doğusundaki Tel Abiyad dahil birkaç yeri kapsayan Barış Pınarı operasyonunda aynı içerikte görüşmeler yeniden başladı ve Rusya’nın ara buluculuğunda Kürt güçler bazı yerleşim birimlerinden çekilerek yerlerini Suriye ordusuna bıraktı. Bu hamle ile birlikte “Suriye’nin kuzeyindeki Kürt siyasi ve askeri oluşumların Türkiye’ye tehdit oldukları” gerekçesi ile başlatılan operasyonun önce kapsamı daraltılmış oldu, ardından yine Rusya’nın yoğun girişimleri ile operasyon kısa sürede sona erdi.
Yerel kaynaklar, Rusya’nın öz yönetime bir kez daha “Türkiye büyük ihtimalle bir operasyon yapmaya hazırlanıyor. Operasyonun gerekçesi de sizin varlığınız. Ya tamamen çekilirsiniz ve yerinizi Suriye ordusuna bırakırsınız ya da Afrin’de olduğu gibi tamamen kaybedersiniz” dediğini aktarıyor.
Bir tarafta Türkiye tarafından yapılan yoğun topçu ateşi ve sahada Türkiye’nin desteklediği silahlı grupların saldırıları, diğer tarafta Rusya’nın siyasi baskısı… Öz yönetim de SDG de sıkışmış görünüyor şimdilik çünkü Biden’ın Suriye politikasının ne olacağı, Kürtlere destek verilip verilmeyeceği belirsiz. Büyük ihtimalle Rusya’nın baskısının temel sebebi de bu; Öz yönetimin/SDG’nin/Kürtlerin durumunun belirsizliği… Ancak bu görüşmeler devam ederken ajanslara ABD’nin Irak üzerinden Suriye’nin kuzeyine 3 uçak ve 10’dan fazla kamyonla yüklü miktarda askeri malzeme gönderdiğine dair haberler düşmeye başladı. Görünen o ki, Amerikalılar Biden dönemi resmen başlayana kadar bir şey yapmamak yerine mevcut durumu koruma niyetinde…
Taraflar savaşa hazırlanıyor bir kez daha ve Biden görevi devralana kadar Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine bir operasyon yapması olası görünüyor.
Peki, Şam bu işe ne diyor? Mesela, Rusya’nın SDG’yle “Ya çekilirsiniz ya da Türkiye girer” mealinde görüşmeler yürütmesi Rusya’nın TSK’nin bir operasyonuna kesin gözüyle baktığını ve aslında buna yeşil ışık yakacağı veya en azından göz yumacağı anlamına da gelebilir.
Halihazırda Suriye’nin kuzeyindeki TSK varlığından rahatsızlığını her fırsatta dile getiren Şam, Ayn İsa gibi stratejik bir noktanın Türkiye’nin kontrolüne geçmesine evet mi diyor?
Aslında durum bu kadar basit değil elbette ancak kısaca Şam’ın Suriye içindeki TSK varlığından çok öz yönetimin/SDG’nin/Kürtlerin güçlenmesinden ve ABD ile birlikte hareket etmesinden rahatsız olduğu söylenebilir. Şam’a göre Türkiye bir devlet ve Suriye sınırları içindeki varlığına uluslararası platformda ‘işgal’ dahil birçok gerekçeyle karşı koymak ve Türkiye’ye baskı uygulamak mümkün ancak ABD ile yakın ilişki içindeki öz yönetimin/SDG’nin/Kürtlerin hamleleri fiilen ülkenin bölünmesinin zemininin hazırlanması…
Rusya’nın da Suriye sahasında Türkiye’nin varlığından çok ABD varlığının güçlenmesinden rahatsız olduğu açık.
Ayn İsa çevresinde çatışmalar, kasabanın bekası için görüşmeler devam ederken TSK’nin Halep kent merkezine oldukça yakın bir yerde bulunan büyük bir gözlem noktasının tahliyesine başladığına dair iddialar gündeme gelmeye başladı. TSK daha önce de Hama kırsalında kalan gözlem noktasından başlayarak M-4 Karayolu’nun altında kalan noktaları tahliye etmeye başlamıştı. Saha kaynakları Halep’teki (Raşidin’deki) gözlem noktasının tahliyesinde Suriye ordusunun aktif rol aldığını öne sürüyor. Normalde tahliye işlemlerinde Ruslar ön planda olur ve Suriye ordusunun güzergah üzerindeki kontrol noktalarını bilgilendirmesini vs. sağlardı. Saha kaynakları bu defa güvenliğin de Suriye ordusu tarafından sağlandığını öne sürüyor. Yine aynı kaynaklara göre bu durumun iki sebebi olabilir; ya TSK’ye yönelik tehdit var ya da anlaşma…
TSK’nin Suriye’nin kuzeyindeki gözlem noktalarının müzakere konusu olacağını birçok kez dile getirmiştik.
Ayn İsa çevresinde çatışmaların şiddetlenmesi ile birlikte dile getirilen senaryolardan veya tahminlerden biri de TSK’nin Hama-Halep civarındaki gözlem noktalarının tahliyesine karşılık Türkiye sınırındaki Kürt güçlerin Suriye içlerine çekilmesini sağlamak üzere Rusya’nın baskı yapması… Önümüzdeki günler neler getirir bilinmez ancak Ayn İsa’da gerginliğin tırmanmaya başlaması ile birlikte Ankara ve Şam’ın İdlip konusunda Rusya üzerinden de olsa yeni uzlaşmalara varabileceği iddiaları gündeme gelmeye başladı. Bekleyelim görelim…
Evrensel / 10.12.20