Rusya'nın başkenti Moskova'da düzenlenen ve IŞİD'in üstlendiği terör saldırısı bu hafta dikkatleri tekrar Rusya ve Ukrayna savaşına çevirdi. Her ne kadar saldırıyı IŞİD üstlenmiş olsa da, Rus yetkililerin Ukrayna’yı işaret eden açıklamaları Arap basınında geniş yer buldu. Hatta bazı önde gelen yazarlar bu işin, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'ye ve diğer yetkililere yönelik suikastlara neden olabileceği görüşünde.
Moskova’daki bu kanlı saldırının arkasından Arap gazetelerinde çıkan yorumlardan bazıları şu şekilde:
'Saldırıya karşılık Zelenskiy'nin kellesi mi?'
Moskova'nın merkezindeki alışveriş ve eğlence merkezi "Crocus City Hall"u hedef alan, çoğu konsere katılanlardan oluşan 140'tan fazla kişinin ölümüne, yüzlerce kişinin yaralanmasına yol açan terör saldırısı, askeri olarak eğitimli bir grup tarafından gerçekleştirildi. Bu saldırı, Ukrayna savaşında niteliksel bir değişime işaret ediyor ve stratejik gerilimin tırmanması ve NATO'nun resmi olarak savaşa girmesi için bir başlangıç niteliğindedir.
Moskova'daki Amerikan Büyükelçiliği'nin iki hafta önce vatandaşlarını 'radikal grupların Rusya'nın başkentinde konserler dahil olmak üzere büyük toplantıları hedef alma yönünde bir planları olduğu konusunda' uyarması, Amerika'nın A'dan Z'ye bu saldırının arkasında olduğunun açık bir kanıtıdır. Bu terör operasyonunu kınaması da timsah gözyaşlarından başka bir şey değildir.
Rusya'nın terör saldırısıyla ilgili Ukrayna'yı işaret eden açıklamaları, Rusya'nın çok yakında askeri misilleme yapabileceğinin işareti olabilir. Eski Rusya Devlet Başkanı ve Rusya Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev terör saldırısından sonra yaptığı açıklamada, 'Rusya'nın bağlantılarının ortaya çıkması halinde Ukraynalı yöneticileri ortadan kaldıracağını, ölüme karşılık ölüm olacağını' belirtti.
Bu gelişmeler ışığında Ukrayna Devlet Başkanı Vlodimir Zelenskiy'nin kellesinin istendiği artık uzak bir ihtimal olarak durmuyor. Önümüzdeki haftalarda veya aylarda gerçekleştirilmesi muhtemel Rus suikastlarında listesinin başında onun yer alması da olmayacak bir şey değil. En azından Medvedev'in açıklamalarındaki satır aralarından bunu anlıyoruz. (Abdulbari Atvan / Rai Al Youm Gazetesi)
'Rusya IŞİD'in itiraflarına karşı mesafeli'
Moskova çevresindeki Crocus eğlence ve alışveriş kompleksini hedef alan terör saldırısı korkunç bir trajediydi. Saldırıyı gerçekleştiren ve Rusya toprakları dışına kaçmaya çalışırken gözaltına alınan bazı faillerle ilgili soruşturmalar sürerken asıl failin kim olduğuna dair tartışmalar da devam ediyor.
Terör saldırısını gerçekleştiren tarafın kim olduğu hâlâ gizemini koruyor. Batı medyasının terör örgütü IŞİD'e atfedilen ve saldırının sorumluluğunu üstlendiği bir açıklamayı öne çıkarmasının ardından Rusya, bu açıklamaya karşı şüpheyle yaklaşarak mesafeli durdu. Rus medyası, katliama karışan faillerden birinin, asıl sorumlu tarafın kim olduğunun yer almadığı bir açıklamasını yayınladı. Ki eğer bu itiraf doğruysa olay farklı bir yöne gidebilir ve bazı Batılı istihbarat servislerinin saldırıya karışmakla suçlanmasıyla sonuçlanabilir. Bu da sadece Ukrayna'da değil, dünya çapında gerilimin tırmanmasına yol açabilir. (BAE / El Haliç Gazetesi)
'IŞİD unutulduğu bir dönemde geri mi dönüyor?'
Ukrayna tarafının, Ukrayna cumhurbaşkanlığı resmi sözcüsü Mykhailo Podlyak tarafından yaptığı bir açıklamayla saldırıyla bir ilişkilerinin olmadığını açıklaması dikkat çekti. Ancak öyle görünüyor ki Ukrayna'nın bu açıklaması oldukça anlaşılır. Zira Ukrayna tarafı bu tür olaylarda dolaylı da olsa yer almanın "Ukrayna davasına" hiçbir fayda sağlamadığını herkesten önce bilmektedir.
Aynı şekilde Ukrayna ordusuyla birlikte savaşan bir Rus milis örgütü de olayı reddettiğini ve olaya karışmadığını açıkladı ancak bunu 'Suriye muhalefeti' tarzında yaptı. Rus yetkilileri bu olayı organize etmekle suçlayarak dolaylı olarak faili savundu. Savaşın başlarında Suriye'deki terör eylemlerinden sonra da böyle olurdu. ABD karşısındaki ülkelere yönelik terör eylemlerinde muhalefetin neden hep aynı tarzda tepki verdiğini anlamış değiliz. Bu düşüncelerdeki benzerlik tesadüf mü? Yoksa açıklamaları yazanlar arasındaki benzerlik mi?
IŞİD'in bu saldırıyı bir açıklamayla üstlenmesi de dikkat çekti. Açıklamada saldırının başarıya ulaştığı ve saldırıyı gerçekleştirenlerin güvenli bir şekilde çekildiği de yer aldı.
Hiç şüphe yok ki Ruslar eski Sovyetler Birliği döneminden bu yana terörist gruplara karşı şiddetli savaşlar yürüttüler. Afganistan'daki El Kaide'den, IŞİD'e, El Nusra'ya ve terörist gruplara karşı savaşında Suriye Arap Cumhuriyeti'nin yanında yer almaya kadar. Sadece bu durum bile söz konusu terör gruplarına Rusya'ya karşı bir intikam saldırısı yapma gerekçesi verebilir. Ancak anlaşılmayan şey, IŞİD'in bu olayı bu kadar çabuk üstlendiğini duyurması. Bu da IŞİD'in dünyanın onu unuttuğu bir dönemde Moskova'nın kalbinden geri döndüğüne işaret ediyor. Peki, IŞİD'in geri dönmesi kimin çıkarına? (Firas Aziz Dİyap / Suriye El Vatan Gazetesi)
'Hedef Gazze üzerindeki dikkatleri dağıtmak mı'
Rusya’nın başkenti Moskova çevresinde yer alan bir konser salonunu hedef alan terör saldırısını IŞİD’in yayınladığı bir beyanla üstlenmesi, bu saldırından sonra duyduğumuz kötü şakalardan biri. Ancak açıklamada bu saldırının gerekçeleri ve hedeflerinden bahsedilmedi, sadece mücahitliğin yükselişinden, Hıristiyan topluluğa saldırılmasından ve saldırıyı gerçekleştirenlerin güvenle hücrelerine döndüğünden bahsedildi.
Bu kanlı örgüt, Suriye ve Irak’ta yangın yıllarında kapalı odalarda ve şüpheli koşullar altında ortaya çıkmıştır. Hilafet Devleti’nin kurulduğunu açıkladığı 2014 yılından sonra kısa sürede büyük bir güce ulaştı ve daha sonra Irak topraklarının yüzde 40’ını, Suriye topraklarının da yarısını kontrolü altına aldı. Ulaştığı güç bütün dünyayı şaşırttı ve hakkında şu ana kadar cevapları net olmayan soru işaretleri ortaya çıktı. Örgüt işgal altındaki Golan sınırında mevzilenmiş ancak kendisine bir taş atımı uzaklıkta bulunan Siyonist işgal askerlerine tek kurşun bile sıkmamış, Suriye ve Irak’ta ve diğer ülkelerde on binlerce Müslümanı öldürmekle yetinmiştir. Buna, insanların Suriye’de cihat etmeleri için çağrıda bulunan birçok fetva da eşlik etti. Bunlar, işgal altındaki Filistin’le ilgili tek kelime etmezken, Gazze’de olup bitenlere de sessiz kalıyorlar, hatta bazıları oradaki direnişi caydırmaya çalışıyor ve işgalin bırakılmasını ve “cihatla” yetinilmesini talep ediyor.
Moskova’daki kanlı saldırı, işgalcilerin Gazze’deki Filistinlilere yönelik günlük katliamlarının devam ettiği bir dönemde gerçekleşti. Bu saldırının arkasındaki güç, dikkatleri Gazze’de işlenen vahşet ve suçlardan uzaklaştırmak, aynı zamanda son aylarda birçok Batılı başkentte İslamofobi’yi yeniden körüklemek istiyormuş gibi. Yine Filistinlilere karşı artan küresel sempatiyi kırmak, böylece bir taşla birkaç kuş vurmayı hedefliyormuş gibi. (Hüseyin Lakra’a / Cezayir El Şuruk Gazetesi)
Gazete Duvar / 26.03.24