Ulm merkezli Südwest Presse gazetesinde Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'ye mali yardımları ele alınıyor. Avrupa Sayıştayı Çarşamba günü açıkladığı inceleme raporunda Türkiye'ye mali yardımların net koşullara bağlanmadığı eleştirisinde bulunmuştu.
"AB'deki vergi mükelleflerinin ödediği paraları özensizce kullananlar, yaklaşan bütçe görüşmelerinde üye ülkeleri katkı paylarını yükseltmeye çağırmadan önce kişisel muhasebe yapmalı. AB siyasetçileri düşüncesiz cömertliklerde bulunduğunda, kendi bütçesi için çok çalışmak zorunda kalanlar, haklı olarak öfkeleniyor... Geçen yıl Türkiye'ye yapılan ödemelerin kısılması doğru bir adımdı. Büyük siyasi değişiklikler olmadığı sürece de, aynı tutumun sürdürülmesi gerekiyor.”
Neue Osnabrücker Zeitung'da eski çifte ajan Skripal ve kızının zehirlenmesinin ardından İngiltere'nin 23 Rus diplomatı sınır dışı etmeye karar vermesi ve buna Rusya'nın gösterdiği tepki konu ediliyor.
"Savaşı çağrıştıran sözler, tehditler, ültimatom, diplomatların sınır dışı edilmesi: Londra ve Moskova arasındaki söz düellosu Soğuk Savaş dönemine ilişkin casusluk filmlerini anımsatıyor. Sergey Skripal'e yönelik zehirle düzenlenen saldırıda, Theresa May Kremlin'i hemen suçlu ilan etti. Ama Başbakanın elinde mahkemeye sunulabilecek nitelikte kanıtlar var mı? Pek az. Peki kim tarafından düzenlendi, mafya, eski ajanlar veya devletin talimatıyla mı? ABD, AB ve NATO, ortada sadece suçlamalar olduğu sürece bu gerilime çok karışmamalı. İngiltere ile dayanışmaya evet ama bu sadece gerçeklere dayalı olmalı.”
Bonner General-Anzeiger gazetesinde de aynı konu ele alınıyor.
"Her iki taraf da sesini yükseltiyor ama bunun arkasında korkunç bir şekilde durumu kavrayamama bulunuyor. 2010 yılında takas edilen eski bir ajana yönelik saldırının hiçbir mantığı yok. Putin'in (seçileceğine kesin gözüyle bakılan) başkanlık seçimlerinden birkaç gün önce çoktan saf dışı bırakılmış bir casusa yönelik vicdansızca yapılan bir saldırının Kremlin'e nasıl bir yararı olur? Buna karşılık saldırı numarası ile Rusya ile gergin olan ilişkilere kutupların soğuğunu getirerek İngilizler ne elde ediyor? Hiçbir şey. Doğu-Batı ilişkilerinde buz gibi bir akıldışılık yeniden hakim hale geliyor.”
Regensburg merkezli Mittelbayerische Zeitung'da Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) lideri Angela Merkel'in Çarşamba günü Federal Meclis'te yapılan oylamada beklenenden düşük oyla başbakan seçilmesi irdeleniyor.
"Angela Merkel'in başbakanlığının bu kadar pamuk ipliğine bağlı olduğunu, ne Hristiyan Birlik (CDU/CSU) ne de Sosyal Demokrat Parti (SPD) içindeki stratejistler tahmin etmişti. Ancak çoğunluk çoğunluktur. Bugüne kadar kurulan en az üyeli büyük koalisyonun, kurulması öncesindeki zorlukları ve uzun süren doğum sancılarını unutması gerekiyor. Şimdiye kadar olduğu gibi değil, akılcı özellikle de vatandaşlara yakın bir siyaset izlemesi gerekiyor. Bilindiği gibi, vatandaşların çoğu hükümetin politikasına sırt çevirmişti.”
DW Türkçe / 15.03.18