Gebze’de kurulu bulunan TAYSAD Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Alba Plastik, sendikal çalışma yürüten çalışanlarını 17 Ağustos 2021 tarihinden itibaren işten atmaya başladı.
Ocak 2021’den beri Petrol-İş Gebze Şubesi’ne üye olmaya başlayan işçiler sendikal çalışma yürütürken zorla mesaiye bıraktırılmalarına, küfür ve hakaretlere, insan kayırmacılığına, kadın işçilere yapılan tacizlere karşı da sessiz kalmamış. Biz de işyerlerinde taciz ve mobbinge karşı mücadele eden, direnişçilerden Ender Konar’la 41 gündür fabrika önünde sürdürdükleri direnişi ve öncesinde yaşananları anlatmasını istedik.
– Kendinizi tanıtır mısınız, kaç yıldır Alba Plastik’te çalışıyorsunuz?
– 2019 yılından beri Alba Plastik’te çalışıyorum. 20 yaşındayım. Makine operatörü olarak çalışıyordum. Otomotiv sektöründe araçların plastik parçalarını üretiyoruz. Tampon, panjur gibi parçalar. Renault, Ford, Wolkswagen, Mercedes gibi markalara üretim yapıyoruz. 3 fabrikası var. Bir tanesi Alba Kalıp, diğeri Alba Plastik, bir diğeri de Alba Kaplama. Kaplama fabrikası yeni açıldı. Plastik fabrikasında üretilen parçaların kaplaması orada yapılıyor.
Türkiye’de bu işi yapan iki fabrika var birisi Alba. Yaklaşık 15 yıldır faaliyette olan bir fabrika.
– Sendikal çalışmalara ne zaman başladınız?
– Resmi olarak Ocak 2021’de başladık ama öncesinde de bir araya geliyorduk. Girdiğimiz günden beri fabrikalardaki çalışma koşullarının düzelmesinin yolunun örgütlenmek olduğunun bilincindeydik. İşe başladıktan birkaç ay sonra sendikal çalışma yapmak için işçilerle görüşmeye başladık.
– Çalışma koşulları nasıldı?
– Kötüydü, ücretler düşük, sosyal hakları olmayan bir yer. Baskı çok fazla. Özellikle boşanmış kadın işçileri tercih ediyorlar. Sorumlulukları çok fazla olan ve bir şeye ses çıkaramayacaklarını düşündükten özellikle tercih ediyorlar. Ama düşündükleri gibi olmuyor. Aldığı elemanlara sözleşme yapmaya yeni başladı Alba. 2020’nin sonlarında içerde sendikalaşma söylemleri dolaşmaya başladı. Birkaç işçi işten atıldı.
O dönem hem taşeron firmayı getirdi hem de sözleşmeli çalıştırmaya başladı. İşçiler girdikleri zaman yaşantılarını araştırıyorlar, soruyorlar, öğreniyorlar. 217 kişi plastikte çalışıyor, yüzde 70’i kadın çalışan. İlk girdiğim dönem vardiyadaki tek erkek işçiydim mesela.
– Mesailere zorla mı bırakılıyordunuz?
– Mesai fazla yapılıyor. “Mesaiye yazdım, kalacaksın” diyerek emirle insanları mesaiye bırakıyorlardı. İtiraz eden sayısı çok sınırlıydı. Her yeni yılda mesaiyi zorunlu tutan kağıt imzalatıyorlardı. İnsanları “işten çıkartırız, zam alamazsınız” diye korkutuyorlardı mesaiye kalmadıklarında.
Örgütlenmeye başladığımızda kendi vardiyamızda çok iyi bir duruma gelmiştik. Bizi zoraki bir şekilde mesaiye bırakamıyorlardı. Diğer vardiyaları da etkilemiştik. Zorlayamıyorlardı eskisi gibi.
– Sendikal çalışmalara nasıl başladınız?
– Örgütlenmeye karar verdiğimizde sendikacılarla bir araya gelip konuştuk. Durumdan memnundular. Bize yol-yöntem göstermeye çalışıyorlardı. Ama zayıf kalıyorlardı. Görüşmelerimizi aksatıyorlardı. Buna rağmen içerideki çalışmayı devam ettirdik. Daha önce de sendikal mücadele olmuş ve her seferinde işten atmalar olmuş. Daha önce iki defa yaşanmış bu süreç. Düşük ücretler için bir araya gelmiş çalışanlar.
Ama biz meseleye sadece ücret yönünden bakmadık. İçeride insanları onursuzlaştırıyorlardı. Baskılarla, tacizlerle, mobbingle. İnsanları insanlıktan çıkarır bir hale getiriyorlardı.
“Taciz Meselesine Karşı Örgütlü Bir Tepki Göstermemiz Patronun Gözünü Korkuttu!”
– Nelerle karşılaştınız peki?
– Biz atılıncaya kadar kimse bir şey anlamamıştı. Atıldığımızda yönetim ve ustalar o zaman anladılar. Bir anda atılmamızın iki sebebi olabilir zaten. Birincisi, birinin bizi ispiyonlamış olması. Diğeri de taciz meselesine karşı örgütlü bir tepki göstermiş olmamız. Bu duruşun patronun gözünü çok korkuttuğundan eminiz. Bugün bunu yapanlar yarın farklı şeyler de yapar korkusuyla ilk elden bizi atmayı tercih etti.
– Tacize karşı nasıl örgütlü bir duruş sergilediniz?
– Alba Plastik’te kadın işçiler yoğun çalışıyor. Özellikle vardiya amirlerinin muazzam bir taciz ve baskısına maruz kalıyorlar. Sadece cinsel tacizden de bahsetmiyorum. Kadınların arkasından küfretmek, bağırarak iş yaptırmaya çalışmak, bakışlarıyla rahatsız etmeleri, dışarıda bir yerlere davet etmeleri vb. Bunların çok yaşandığı bir fabrika.
– Teklifleri kabul etmeyen ya da etmek zorunda kalan kadınlara yönelik muamele nasıldı?
– Kabul eden kadınlara tanık olamadık. Kabul etmeyenleri biliyoruz sadece. Biz atıldıktan sonra eskiden Alba’da çalışan bir arkadaşımız aradı. Çalışırken, bir vardiya amiri kendisine “Eşine mesaiye kalacağım de. Benimle buluş takılalım” demiş. Kadın böyle bir şey yapmayacağını söyledikten sonra, fabrikada her gün farklı işlere veriliyor aynı vardiya amiri tarafından. Mola sürelerini aştığında tutanak tutuluyor. Kadın istifa etmek zorunda kalıyor. Bu arkadaşımız istifa etti ama vardiya amiri Fatih Gündoğdu hala çalışıyor fabrikada.
– Örgütlü tepki göstermenize neden olan olay neydi?
– Yeni başlayan işçilerden biri, diğer vardiyadayken bir kadın işçinin elini tutuyor, sakız vereceğim bahanesiyle. Adamı da bizim vardiyaya gönderiyorlar. Vardiyamızdaki tüm arkadaşlar bu adamdan çok rahatsızdı. Bizim atılmamızdan önceki cumartesi günü, içeride bir kadın arkadaşımıza yakınlaşmaya çalıştığını fark ettik. Arkadaşımız terslemesine rağmen devam ettiğini gördük. Tek tek tepki göstermektense toplu tavır koyalım, idare de ona göre bizi dikkate alır diye düşündük…
Vardiya amirine haber verip, konuşmak istediğimizi söyledik. O toplantıda hepimiz, “biz tacizcilerle aynı fabrikada çalışmak istemiyoruz” dedik. Orada kadın arkadaşlar çıkıp Zekeriya Bursa adlı kişi tarafından yapılanları anlattılar. “Tamam, biz gereğini yapacağız” dediler. Atılan Tuğba, Semra ve başka bir arkadaşın ifadelerini aldılar, kamera görüntülerini izlediler. Görüntülerde taciz açık açık görülüyordu.
Ertesi sabah, 17 Ağustos’ta, fabrikaya geldiğimizde, muhtemelen tacizciyi attılar diye düşünüyorduk. Ama servisten iner inmez benimle Semra’nın önünü kesip, Kalıp fabrikasına gönderip çıkışımızı verdiler. Yaka paça Kalıp fabrikasına götürülmeye çalıştığımızı gören çalışma arkadaşlarımız, makineleri bırakıp bizi sahiplendiler.
İK’ya gidip hesap sormuşlar o an, Hasan Can’ın istifa etmesini istemişler. Tuğba’yı da başka bir arkadaşla, akşamına ücretli izne çıkardılar. Tuğba ve Hasan’ın ertesi günü çıkışları verildi. Tacizciyi de biz atıldıktan sonra içerde arkadaşların tepki göstermesi sonucu attılar.
“Patron Artık İşçileri Eskisi Kadar Rahat Bir Şekilde Kovamayacak!”
– O günden sonra fabrika önünde direnişe başladınız ve kendi imkanlarınızla devam ediyorsunuz. Neden?
– Atıldığımız gün Şivan Kırmızıçiçek gelmişti Petrol-İş’ten. “Ben tek başıma karar veremem, yönetimle konuşacağım bu konuyu, ben de direnişten yanayım ama konuşmam lazım” dedi. Yönetimle konuşmuş ama net bir cevap alamadık. Sonra biz Şube Başkanı Eyüp Akdemir’in yanına gittik. Gider gitmez “Direnişe geçerseniz polis baskısı olur, saldırı/gözaltı olur. Ekonomik olarak sıkıntı yaşarsınız” gibi şeyler söyledi bize.
Biz de bu sıkıntıları göze aldığımızı söyledik. Eyüp başkan, “Direnişe başlarsanız içerdeki çalışmayı, üyelikleri devam ettiremeyiz” dedi. Direnişi sahiplenmeyeceğini açıktan belli etmiş oldu. Sayının düşük olmasını ön planda tutuyordu.
Direnişi devam ettirmemiz gerektiğini söyleyen diğer yöneticiler de bireysel olarak destek vereceklerini söylediler ama bir desteklerini görmedik. Genel olarak sendikanın tutumu bu olduğundan dolayı kendi imkanlarımızla direnişi yürütüyoruz.
– Bundan sonrası için nasıl bir yol izleyeceksiniz?
– Bu saatten sonra, fabrika fabrika dolaşıp işçilere yaşananları anlatmaya çalışıyoruz, gerek bildirilerle gerek görüşmelerle. Petrol-İş temsilcileriyle görüşüyoruz, üye fabrikaları dolaşıyoruz. Sendika Alba’ya girse de girmese de işçilere haksızlıklara boyun eğmemeleri gerektiğini anlatmaya devam edeceğiz.
Biz atıldıktan sonra, içerde çalışan kadın çalışanlara karşı, amirler artık attıkları her adıma dikkat etmeye başlamışlar. Bu bir değişimdir bizim için bir kazanımdır da.
Patron artık işçileri eskisi kadar rahat bir şekilde kapının önüne koyamayacak.
Özgür Gelecek / 30.09.21