ABD ve Türkiye kibirli bir şekilde, Perşembe gecesi Rojava için beş günlük bir "ateşkes" ilan ettiler. YPG’li Kürt milislerin bu süreçte Suriye’nin kuzeyinden 30 kilometre derinlikteki bir bölgeden çekilmesi ve ABD’nin Ankara’ya karşı uygulamayı düşündüğü sözkosusu yumuşak ekonomik yaptırımların kaldırılması kararlaştırıldı. Kuzey Suriye öz yönetimi, anlaşmayı yalnızca kısmen onaylamış görünüyor. Ateşkes olayını destekleseler de, bir Türk işgalini reddediyorlar. Şaşırtıcı bir karar da değil. Trump ve Erdoğan’ın anlaştıkları bu “ateşkes”, Kürtlerin teslim olmasından başka bir anlam taşımamaktadır.
İstenilen bölgeyi Türkiye’ye kolayca verirseniz, [Türkiye'nin] Rojava’daki bölgesel talebini azami olarak ve fazla mücadele etmeden kolayca karşılamış olacaksınız. Bu da, sözkonusu bölgede yüz binlerce kişinin etnik temizlik ve katliamdan geçmesi anlamını taşıyacaktır. Son birkaç günde Türkiye’nin sivil nüfusa karşı hava saldırıları ve islamcı milislerin vahşetleri gelecekte yaşanabileceklerin ön işaretleridir. Bu “ateşkes” barışa götürmez. Bu sadece Trump ve Erdoğan’ın Kürtleri saldırgan olarak göstermeyi amaçlayan bir propaganda taktiğinden ibarettir. [Kürtler] Geri çekilmiyorlar mı? Bombalanırlarsa, kendi hataları!
Bu arada, Trump’tan gelen pejmürde haberlerin de artık önemi bulunmamaktadır. Türk ordusu ve müttefikleri bu yazının yayınlandığı saatlerde hâlâ saldırılarına devam ediyorlardı. Dahası, “ateşkes”in, Erdoğan’ın Soçi’de Putin’le görüşeceği güne rastgelmesi de kesinlikle tesadüfi değildir. Bundan böyle, Rusya Suriye’nin kuzeyinde bölgesel bir güç olarak bütün bir siyasi çerçeveyi belirleyecektir. Uluslararası güç oyunu bir sonraki evreye geçerken, Rojava halkı direnmeye devam ediyor.
Kaynak: www.neues-deutschland.de, 19.10.2019
Çeviri: Kızıl Bayrak Çeviri Kolektifi