Alman medyasında savaş çığırtkanlığı

  • Çeviri
  • |
  • Dünya
  • |
  • 19 Mart 2014
  • 15:23

''Bir yalanı kendin inanana kadar tekrarlayacaksın.’ Bu söz Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebells’e aittir. Bilindiği gibi, Alman devleti tümüyle yalana dayalı kirli ve kara propaganda konusunda hayli mahir bir devlettir. Bu, onun tarihsel karakteridir. Alman devletinin bu maharetinin en iyi taşıyıcı organı ise, kirli medyasıdır. Geçen hafta boyunca Alman gazetelerinde yazılıp-çizilenler, bunun yeni bir örneği olmuş ve bir kez daha, Joseph Goebells denen azılı faşisti hatırlatmıştır.

Amerikan ve Alman hükümetleri, kendi doğal etkinlik alanlarıymış gibi,
haftalarca Ukrayna’nın içişlerine müdahale ettiler. Bu müdahalelerin sonucunda, faşist çetelerin yardımıyla işbaşına getirilen devlet başkanını devirdiler. Ukrayna bu iki emperyalist saldırganın marifetiyle bir anda, bir iç savaşın eşiğine sürüklendi. Bununla da kalmadılar, Rusya'ya dönük savaş çığırtkanlığı yaptılar. O kadar ki, Alman gazeteleri bütün bir hafta, manşet ve başlıklarında Rusya Başbakanı Putin saldırgan olarak gösterdi ve Almanya dışişlerini daha sert müdahaleler için kışkırttı.

 

Şöyle ki:

Haftalık Spiegel Dergisi’nin (No 11/2014) manşeti: ‘Kundakçı – Kim Putin’i durduracak? şeklindeydi.

Derginin baş sayfasında Putin, heybetli ve sert bir yüz ifadesiyle sayfaya taşındı. Derginin kapak sayfasında, Obama uyarıcı olarak, Yanında İngiliz Başbakanı Cameron ve sonra, küçük bir beyaz bayrak sallayan Almanya Başbakanı poz veriyor. Hiç birinin boyu, Putin’in kemerini dahi aşmıyor.

Derginin konuyla ilgili on sayfalık yazısında ise, ''Dünya şu an büyük bir stres testiyle başbaşa. Demokratik Batı bir Doğulu otokratın kudret hevesine karşı gelebilir mi? Ordu gönderen bir despot, diplomasiyle dize getirilebilir mi? '' deniyor.

Spiegel-yazarı ilk önce etkili ve çökertici bir ambargo öneriyor. Fakat ardından da, ambargonun yeterli olmayacağını, doğrudan bir müdahale için hazırlanmak gerektiğini belirtiyor. ''Avrupa'nın, ‘yanlış yılgınlığını’ aşması gerekiyor'' diyor. Bu arada, bir de soru soruluyor: '' Putin’in ‘Genişleme planlarına’ nasıl karşı konulabilir? '' Soruya, ''Bütün taraflara acılara yol açabilecek adımlar için..'' hazırlıklı olmak mealinde bir cevap veriliyor. Yazar, devamla, ''Putin’in
saldırgan politikası’ karşın, ''Almanlar’ın oldukça yumuşak diplomasisi '' ile cevap verdiğini belirtiyor ve bunu biçare bir durum olarak değerlendiriyor.

Alman Süddeutsche Gazetesi ise, ‘Putin’e karşı katı bir çizgi’ talep ediyor ve ‘tehdit ve cezalarla değil görüşmelerle daha fazla yol kat edilebilir’ diyenlere saldırarak, Rusya’ya karşı oldukça sert bir ekonomik ambargonun uygulanmasını tavsiye ediyor. ‘Ticari bir çatışma Alman ekonomisi için ağrılı, ama Rusya ekonomisi için öldürücü olur’ diyor. ve yazısını, ‘Avrupa düşündüğünden daha kudretlidir’ diyerek bitiriyor.

Frankfurter Allgemeine Gazetesi imtiyaz sahiplerinden olan Berthold Kohler daha demagojik bir yola sapıyor. Eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton gibi Putin’in Kırım krizindeki tutumunu, Hitler’in 1938 yılındaki Südet Krizi’nde sergilediği tutumla karşılaştırıyor.

Kohler yazısında ‘Putin aynen Hitler gibi Kırım’ı Rayh’a geri almayı, yardımına yetişmesi gereken bir azınlıkla gerekçelendiriyor.’

Batı’nın şimdiye kadar sergilediği tavır Kohler tarafından oldukça gevşek olarak nitelendiriliyor. Nitekim, yazısında açıkça askeri müdahale için çağrı yapıyor. '‘ Özgür Dünya’nın, katı hat çekmekten ve bu hatları korumak için korkutma
vasıtasından başka seçeneği yok’ tur diyor ve büyük bir soğukkanlılıkla, yazısını, ‘Bu Putin’in anlayacağı tek dildir diyerek bitiriyor.

kizilbayrak.net için derleyen: M. Kara

İLİŞKİLİ HABERLER