İran’da Mehsa (Jina) Emini’nin ölüm yıldönümü yaklaşırken devletin bütün organlarını devreye sokarak ciddi bir baskı mekanizması geliştirdiği görülüyor. Bu mekanizma geçtiğimiz haftalarda öğretim üyelerinin ihracıyla kendini göstermişti. Bu hafta ise hedefte protestolar sırasında idam edilen veya hakkında idam kararı çıkan, yargı süreci devam eden protestocuların aile üyeleri var. İslam Cumhuriyeti baskıyı arttırdıkça ve operasyonel girişimlerde bulundukça toplumsal muhalefet kızışıyor. Bu “tedbirler” 16 Eylül’de düzenlenmesi muhtemel sokak eylemlerini önlemeye yeter mi muamma…
Öte yandan 44 yıldır yaptırımlar altında yaşamaya alışan ve bir nevi bağışıklık geliştiren, 2018’den bu yana ABD’nin “maksimum baskı” stratejisiyle baş etmek zorunda kalan İran’ın petrol ihracatında son 5 yılın rekorunu kırdığı söyleniyor…
İşte bu haftanın önce çıkan başlıkları:
Mahkum ailelerine operasyon
Mehsa Jina Emini’nin zorunlu başörtüsünü ihlal ettiği iddiasıyla ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybetmesinin ardından neredeyse bir yıl geçti. Mehsa’nın ölüm yıldönümü yaklaşırken İran’da tutuklamalar artıyor. Yakın zamanda tutuklananlar arasında, 22 yaşında idam edilen Muhammad Mehdi Keremi’nin babası Maşallah Keremi de var. (İran-e Emruz, 22 Ağustos) 11-18 Ağustos tarihleri arasında, protestolarda hayatını kaybeden veya idam edilen çocukları için adalet arayan 21 aile üyesi ve bu aileleri temsil eden avukatlar gözaltına alındı. (Center for Human Rights in Iran, 29 Ağustos)
Yalnızca adalet arayan ailelere değil; kadın hakları aktivistlerine, dini azınlık liderlerine, insan hakları savunucularına, avukatlara, gazetecilere ve sanatçılara yönelik de ciddi bir baskı olduğunu söylemek mümkün. Hükümet şimdiden yeni bir protesto dalgasıyla karşı karşıya kalmamak için alınan önlemleri arttırmaya başladı.
Geçtiğimiz günlerde “Leyla’nın Kardeşleri” filminin yönetmeni Said Rustayi “rejim karşıtı propaganda yapmak” suçundan altı ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Bu hafta ise müzisyen Mehdi Yarrahi, “yasadışı ve İslami değerler ile toplumsal normlara uygun olmayan” bir şarkı seslendirdiği gerekçesiyle tutuklandı. (Fars Haber Ajansı, 28 Ağustos) Yarrahi, Mehsa (Jina) Emini’nin ölüm yıl dönümü yaklaşırken seslendirdiği, “ülkemin asil kadınlarına ve ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük’ hareketinin ön saflarında cesurca savaşanlara” ithaf ettiği “Ruserito” (Başörtün) şarkısında, İranlı kadınlara “Çıkar eşarbını, güneş batıyor / Korkma aşkım, gül, gözyaşlarını protesto et!” şeklinde seslendi. Yarrahi’nin tutuklanmasının ardından İranlı kadınlar Yarrahi’nin şarkısıyla dans ettikleri videoları sosyal medya hesaplarından yayınlamaya başladılar. Yarrahi’nin serbest bırakılması için çağrıda bulunanlar arasında ABD’nin İran Özel Temsilcisi Abram Paley de vardı. Paley, Mehdi Yarrahi’nin tutuklanmasının İran halkının sesini susturmaya yönelik bir başka girişim olduğunu, İran rejiminin baskıcı taktiklerine son vermesi ve vatandaşlarını dinlemesi gerektiğini vurguladı.
Mehsa (Jina) Emini’nin ailesinin avukatı Salih Nikbaht’ın duruşması da bu hafta görüldü. Avukat Salih Nikbaht, dava hakkındaki bilgileri yerel ve yabancı basınla paylaştığı için “rejime karşı propaganda” yapmakla suçlanıyor. (30 Ağustos, Seda-ye Şehriver)
Tutsak Cevad Ruhi’nin esrarengiz ölümü
Mehsa (Jina) Emini’nin ölümünün ardından ülke çapında yayılan protestolarda, 21 Eylül 2022 tarihinde İran’ın Mazenderan eyaletinin Novşehr kentinde tutuklanan 35 yaşındaki Cevad Ruhi hapishaneden hastaneye nakledildikten sonra şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. “Kur’an-ı Kerim yakmak” ve “kutsal değerlere hakaret etmek”, “yeryüzünde fesat yaymak”, “kamu düzenini bozmak” ve “kamu malına zarar vermek” gibi suçlarla yargılanan Ruhi ölüm cezasına çarptırılmıştı. Sosyal medyada Ruhi ile ilgili paylaşılan videolarda Ruhi’nin sokakta dans ettiği görülüyordu. Ancak İslam Cumhuriyeti resmi/yarı-resmi haber ajansları Ruhi’nin sokakta dans ettiği iddiasıyla tutuklandığını kesin bir dille yalanlıyor. Ruhi’nin protestolar sırasında kamu kurumlarına zarar verdiğini ve birkaç kişiyle birlikte şehrin merkezindeki trafik kontrol merkezini ateşe verdiğini hatta suçlarını itiraf ettiğini aktarıyor.
Yargı Erki’ne bağlı haber ajansı Mizen’e göre olay 9 Şehriver 1402 (31 Ağustos 2023) tarihinde, saat 03.45 sularında gerçekleşiyor. Nöbet geçiren Ruhi, cezaevinden Şehit Behişti Hastanesi’ne naklediliyor ve burada tüm müdahalelere rağmen kurtarılamıyor. Ruhi’nin şüpheli ölümünden sonra söz konusu ajanslar onun metadon kullandığını, bırakmaya çalıştığını ancak “bağımlı” olduğu için bir doktor tarafından reçete edilen metadonu kullanmaya devam ettiğini belirtiyor. Ayrıca Ruhi’nin cezaevine girmeden önce de kasılmalar nedeniyle nöbet geçirdiği ve intihara teşebbüs ettiği iddia ediliyor. Ancak insan hakları örgütleri aylar önce Ruhi’nin cezaevinde şiddetli işkenceye maruz kaldığını hatta konuşma ve yürümede güçlük çektiğini belirtiyor.
Novşehr savcısı Ruhi’nin ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldığını duyurdu. Merhumun cenazesi, ölüm nedeninin araştırılması ve toksikolojik incelemelerin yapılması için adli tıp kurumuna sevk edildi.
Ruhi’nin fotoğrafı sık sık Mehsa’nın yoğun bakımda çekilen fotoğrafı ile yan yana paylaşıldı. Ancak Mizen haber ajansı bu fotoğrafın da Ruhi’nin önceden geçirdiği bir nöbet sırasında çekildiğini iddia ediyor. (Mizen Haber Ajansı, 31 Ağustos)
Mehsa’nın ölüm yıl dönümü yaklaşırken tutuklamalar ve esrarengiz ölümler toplumsal muhalefeti yeniden mobilize edecek gibi duruyor…
Reisi’nin basın toplantısı ve Japonya’daki dondurulmuş varlıklar
Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, 29 Ağustos’ta Tahran’da düzenlediği basın toplantısında, Batı’nın İran’ı yaptırımlar yoluyla dünyadan “tecrit etme” politikasında başarısız olduğunu ifade etmişti. Tahran’ın –ABD’yi kastederek– “düşmana mazeret vermemek için müzakere masasından ayrılmayacağını” da ekledi.
Russia Today muhabiri, bazı gözlemcilerin İran’ın BRICS ve Şangay İş birliği Örgütü gibi uluslararası topluluklara üye olmasını yaptırımlardan kaçma isteğiyle ilişkilendirdiğini ifade etti ve Reisi’ye bu konudaki fikirlerini sordu. Reisi ise yaptırımların kaldırılması için müzakere masasından ayrılanların kendileri olmadığını, diğerlerinin ayrıldığını ve onların da bu durumdan pişman olduğunu belirtti. Ayrıca yaptırımların kaldırılması meselesinin kendileri için tek mesele olmadığını bir kez daha belirtti. Öncelikli meselelerinden birinin de İslam Cumhuriyeti’nin yüksek kapasitesiyle rol oynayabileceği bölgesel ve uluslararası ittifaklara üyelik olduğunun altını çizdi. Bu bakımdan Şangay İş birliği Örgütü’ne ve BIRCS’e üye olmanın İran için ekonomik, sosyal ve güvenlik açısından ne derece önemli olduğunu vurguladı ve devam etti: “Bazıları sorunlarımızdan kurtulmanın tek yolunun Amerikalıların veya bazı Avrupa ülkelerinin bize gülümsemesi olduğunu söylüyor, bunu defalarca söyledim ve tekrar edeceğim; Onların gülümsemesini beklemeyeceğiz, ülke ekonomisini ve insanların hayatlarını onların yapmak istediklerine bağlamayacağız” dedi
Basın toplantısında ilginç bir soru da Japon bir muhabirden geldi. Muhabir Reisi’ye İran’ın Japonya’da bloke edilen yaklaşık 1,5 milyar dolar fonunu sorduğunda Reisi, Japonya’ya İran’ın varlıklarını serbest bırakma çağrısında bulunarak yanıt verdi. Ancak daha sonra kendisiyle çelişti. “Merkez Bankamızın daha önce sadece Güney Kore’de haksız yere dondurulmuş fonlarımız olduğunu söylediğini açıklığa kavuşturmalıyım. Yurtdışındaki tüm varlıklarımız İran Merkez Bankası’nın tasarrufundadır” dedi. (Fars Haber Ajansı, 29 Ağustos)
Petrol ihracatında son 5 yılın rekoru
Reuters Haber Ajansı, gemi takip verileri ve analistlerin görüşlerine dayandırarak duyurduğu haberinde, Ağustos ayı itibarıyla İran’ın petrol üretimi ve ihracatında rekor kırdığını ve muhtemelen 2018’de ABD yaptırımlarının uygulanmasından bu yana en yüksek seviyelere ulaştığını aktardı.
Reuters’a göre İran aylardır ham petrol ve gaz kondensat üretimini önemli ölçüde arttırıyor ve ihracatın çoğunu da Çin’e yapıyor. İran’ın Çin’e petrol ihracatı 2020’de günlük 324.000 varil iken Ağustos 2023’te 1,5 milyon varile ulaşıyor.
İran’ın genellikle petrol üretimini ve ihracatını resmi olarak açıklamadığını belirtmek gerekir ancak İran Genç Gazeteciler Kulübü Haber Ajansı’nın açıklamalarına göre (YJC) Ağustos ayı ortalarında İran hükümetinden üst düzey bir yetkili, İran’dan ham petrol ihracatının günde 1,4 milyon varile ulaştığını söyledi. İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC) Başkanı da petrol üretimini Eylül ayı sonuna kadar günde 3,5 milyon varile çıkarmayı planladıklarını duyurdu. (31 Ağustos, YJC)
Gizem Aslantepe- Gazete Duvar / 05.09.23