Zincir kırıldı

24 Ekim İşçi-Emekçi Mitingini işçi havzalarına yaymalı, işçilerin birleşik sınıf mücadelesini güçlendirmeliyiz. Bu mitinglerin Ankara, İzmir, Bursa, Kayseri gibi işçi kentlerinde de yapılması gerektiğini düşünüyorum.

  • Mücadele postası
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 28 Ekim 2021
  • 13:42
ikon
ikon

Öncelikle belirtmeliyim ki 24 Ekim İşçi-Emekçi Mitingi’ne katılmanın onuru ve mutluluğu içerisindeyim. Miting bilgisini aldığım andan itibaren umut içerisinde, nasıl katılacağımı, çevremdekilere mitingi ve içeriğini nasıl anlatacağımı düşünerek hareket etmeye başladım. Hemen çalıştığım işyerinde iş arkadaşlarımla mitingi paylaştım. Ayrıca çevremdeki uygun insanlara da her gün bilgi aktardım. Yapılan çalışmaları sosyal medyadan takip etmeye çalıştım.

Mitingin önemi benim için çok farklıydı. En başta direnişçi işçilerin birlikte örgütledikleri, sendikasız ve asgari ücretle çalışanların birlik olup, birlikte ördükleri bir miting olması bakımından çok anlamlıydı. Bir diğer nokta ise asalaklaşmış sendika ağalarından ve ciddi anlamda düzenin sınırlarına hapsedilmiş reformist hareketlerin basıncından, onların “Biz olmazsak kimse bir şey yapamaz” anlayışının hegemonyasından kurtulduğumuz, bunu da pratikte en iyi şekilde gerçekleştirdiğimiz bir miting oldu. Esasında zincir kırıldı.

Miting günü, daha önce organize ettiğimiz gibi, sabah erkenden buluşup Ankara’dan yola çıktık. Yolda mola verdiğimizde fırından sıcak ekmek alıp, uygun bir yerde ateş yaktık, sucuk ekmeğimizi yedik. Devam eden yolculuk boyunca işçi ve emekçiler üzerine sohbetler yaptık. Yaklaşık beş saatlik yolculuğumuzu tamamlayıp, ilk defa gittiğimiz Kartal’a ulaştık. Miting alanına yakın bir yerde görevli arkadaşlarımızla buluştuk ve çay eşliğinde sohbetler ettik.

Yürüyüş başlangıç yerine gittiğimizde yağmur yağıyordu. İnadına yüzlerce işçi ve emekçi arkadaşımızla bir araya gelmiş ve yürüyorduk. İlk defa bir mitinge katılan arkadaşlarımız ve hatta ilk defa slogan atan arkadaşlarımız vardı. Bizim için coşkulu ve heyecanlı, umudumuzun büyüdüğü, kendimizi güçlü hissettiğimiz bir miting oldu. Miting kürsüsünde tamamen işçilerin olması, bizi mutlu etti. Sinbo işçilerinin, atık kağıt işçilerinin, Alba işçilerinin alanda kürsüde kendilerini ifade ediyor oluşu alışılmışın dışında ama zaten olması gereken bir şeydi. Anladık ki işçiler kendilerini ifade edebiliyor, hedeflerini ortaya koyabiliyorlardı. Birlik ve beraberlik olma sorumluluk ve zorunlulukları üzerinden hareket ettiklerinde bu önemli mitingi düzenleyebileceklerini somut bir şekilde dosta düşmana gösterebiliyorlardı. Miting alanında coşkunun yüksek olmasının sebebi mitingi direnişçi işçilerin örgütlüyor olmaları, kendilerine güven ve inançlarını pratikte ortaya koymalarıydı. Tam da olması gerektiği gibi, sendika bürokrasisi aşılmıştı. Kürsünün, sendika ağalarına değil, biz işçi ve emekçilere ait olduğu net bir şekilde açığa çıktı.

Maalesef çok ıslandığımız ve üşüdüğümüz için halaylara kalamadık. Dönüş yolu biraz yorgunluktan dolayı sessiz geçti ama sohbete devam ederek, “İstanbul’un en güzel yanı Ankara’ya dönüşü” diye espri yaptığımız bir 5 saat geçirdik.

Belki birçok hata veya eksiklik vardı. Sadece İstanbul yerelinde düşünülmesi, tarih olarak zamanlama, kitleselliğin sınırlı olması, katılım sağlanmasa bile diğer şehirlerde çalışma yapılmaması, örneğin, panel ve seminerler vb. gibi… Fakat en önemli noktalardan biri kürsünün işçilere ait olmasıydı.

Biz işçi ve emekçiler kendimize güvendiğimizde, cesaret edip bir şey yapmaya karar verdiğimizde gerçekten en iyisini, olması gerekeni yapabileceğimizi gördük. Yıllardır 1 Mayıslarda, DİSK, Türk-İş gibi bürokrasinin hakim olduğu sendikaların yaptığı eylemlerde hiçbir sonucu olmayan, işçi ve emekçilerin sorunlarını dile getirmeyen mitinglere katılıyorduk. 24 Ekim İşçi-Emekçi Mitingi ile bu anlamsız, işçi sınıfına hiçbir şey kazandırmayan anlayışı yıkmış olduk. Bundan sonra bizler sınıf hareketi içerisinde çalışmalarımızı yoğunlaştırarak fabrikalarda, OSB’lerde, işçi semtlerinde örgütlenerek, işyerlerinde komiteler oluşturarak, mücadelemizi büyütmeli, kendi gücümüze güvenerek, irademizi ortaya koymalıyız. 24 Ekim İşçi-Emekçi Mitingini işçi havzalarına yaymalı, işçilerin birleşik sınıf mücadelesini güçlendirmeliyiz. Bu mitinglerin Ankara, İzmir, Bursa, Kayseri gibi işçi kentlerinde de yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu miting sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. “Buz kırılmış, yol açılmıştır!”

Ankara’dan bir işçi