Metal sektöründe yer alan fabrikalarda talaşlı imalat bölümü önemiyle bilinir. Talaşlı imalat makinaları (CNC, torna, freze, vb…) son derece iş bilgisi gerektiren ve kalifiyeli ustaların olduğu bölümdür. Deneyimli ustaların kontrolünde kaba metal parçalarının yüzeyinden sürtünme kuvveti ile talaş kaldırma işlemi gerçekleştirilir. Böylelikle ihtiyaç duyulan ürün ortaya çıkartılır. Bu ürünler son derece hassas ölçülere sahiptirler. Bu üretim araçlarının kaldırdıkları talaşlar sürtünmeden dolayı kaynama derecesinin çok üstünde sıcaklıklara ulaşmaktadır. Elle çalışan makinaların özellikle, talaşlarının sağa-sola fırlamasını engelleyebilecek etkili koruma aparatları bulunmamaktadır. Talaşlar çoğunlukla tezgah başındaki operatörlere denk gelmekte ve zaman zaman işçide ciddi izler bırakmaktadır. Çevrenizde özellikle torna ustası varsa eğer, başta ve ense kısmı olmak üzere vücudunun birçok yerinde yanık izlerine denk gelmişsinizdir.
Çalıştığım fabrikada da durum böyle. Bir keresinde bir işçi arkadaşın yüzüne sıcak talaş isabet etmiş, işçi arkadaşta yüzünü tokatlayarak "Etrafı pişmiş et kokusu sardı. Bu talaşlar sayesinde cehennemi daha bu taraftayken yaşıyoruz" demişti. Sadece bu örnek dahi işçiler olarak yaşadığımız vahşi koşullara ayna tutuyor.
Bizler daha ölmeden cehennemi bu dünyada yaşıyoruz; çalışma koşullarımızda yaşıyoruz, sokakta yaşıyoruz, evde yaşıyoruz, çocuğumuza insanca bir yaşam sağlayamadığımız için yaşıyoruz. Kısacası mevcut düzen, toplumsal yaşamın her alanında bizlere cehennemi yaşatıyor. Ama milyarlarca insana cehennem koşulları dayatan yine aynı düzen, sömürücü azınlık bir sınıfa cennet sunuyor. O azınlık sınıf, asalak patronlardır. Daha doğrusu bu düzenin egemenleridir. Nasıl bir denklemdir ki milyarlarca insan bir grup azınlığın emrinde ücretli köle olmuş durumda?
Cenneti var edip cehennemi yaşayanlar olarak, bu denklemi çözmek için sorular sormak, yanıtlar aramak ve çözüm için mücadele etmeliyiz. Ta ki başımızda bir avuç asalak sınıf def edinceye dek.
Gebze’den sınıf bilinçli bir metal işçisi