Bornova Beledı̇yesı̇’nde taban örgütlenmesı̇ ve toplu ı̇ş sözleşme süreci üzerine…

Bornova Belediyesi’nde yürütülen toplu iş sözleşmesi taslak hazırlık sürecinden başlayarak masadaki oturuma, buradan eylemlilikler, grev kararı ve olası greve hazırlık sürecine kadar geçen her gelişme işçilerle paylaşılmış, ortak irade ortaya çıkartılmış, her adım temsilciler ve komite üyeleri tarafından planlı bir şekilde adım adım örgütlenmiştir.

  • Mücadele postası
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 02 Kasım 2022
  • 08:00
ikon

Genel-İş Sendikası’na bağlı İzmir 7 No’lu Şube’nin örgütlü olduğu Bornova Belediyesi’nde 1580 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi greve çıkmaya 5 gün kala uzlaşıyla sonuçlandı. İşveren adına Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası’nın (SODEMSEN) masada olduğu toplu iş sözleşmesi uzun bir ön hazırlık sürecini kapsayan ve tabanın iradesini esas alan bir anlayışı uygulamaya koyması açısından üzerinde durmayı fazlasıyla hak ediyor. Hele hele uzun yıllardan beri belediyelerde yürütülen toplu sözleşmelerin yerel yönetimlerin güdümünde ve onların beklentilerini önceleyen tutumları göz önüne aldığımızda Bornova özgününde yürütülen bu süreç daha da anlamlı ve önemli hale geliyor.

2022’nin ilk aylarında çoğunluk yetkisinin Çalışma Bakanlığ'ınca onaylanmasından sonra sendika yönetimi temsilciler kurullarını işleterek müdürlükler bazında temsilcilerin inisiyatifiyle toplantılar yapıldı. Akabinde saha çalışmaları, birim bazlı toplantılar, anket vb. araçlarla en geniş katılımla taslağın oluşturulmasında ve taleplerin belirlenmesinde işçilerin iradesi esas alındı. 1,5-2 aylık bu çalışmanın neticesinde ortaya çıkan talepler şube yönetimi ve temsilciler aracılığıyla taslak haline getirildi. Hemen akabinde oluşturulan taslak tekrar işçilere sunularak eksiklikler tespit edildi ve düzeltmeler yapıldı. Oluşturulan taslak mayısın son haftasında Bornova Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan basın açıklamasıyla belediye şirketi olan BOR-BEL’e teslim edilerek yasal süreç başlatılmış oldu. Bütün bunların sonucunda 8 Haziran’da ilk oturum için tarihi verildi. İlk oturumdan başlayarak anlaşmanın sağlandığı bütün oturumlarda işyeri temsilcileri toplantılara aktif olarak katıldılar, görüşmenin akışına göre verilen molalarda teklifler değerlendirildi, bir sonraki adımda izlenecek yol tespit edildi ve süreç bu şekilde işletilerek bütün görüşmeler temsilcilerin gözetiminde gerçekleştirildi.

Görüşmelerin üçüncü oturumuna gelindiğinde işveren sendikası olan SODEMSEN sözleşmeyi mümkün olan en düşük tekliflerle sonuca götürmek istedi. Öyle ki verilen tekliflerin ne resmî ne de gayrı resmî enflasyon ile yakından uzaktan bir alakası yoktu. Örneğin TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı %70’lere ulaştığı halde SODEMSEN bir yıllık teklifi %30’larda tutuyordu. Ayrıca diğer ücret kalemlerinde ve ücrete bağlı bütün idari maddelerde aynı oranda zam teklifinde ısrar ediyordu, ikramiye artışına ise kesinlikle yanaşmıyordu. Ve ikinci yıl zam teklifini brüt yevmiyeye günlük seyyanen 25 TL teklifte bulunuyordu. Sendikanın tutumu ise masada işveren temsilcilerinin yaptığı teklifleri Türkiye gerçekliğinden çok uzak ve son derece ciddiyetsiz bularak masadan kalkma şeklinde oldu. Nitekim üçüncü oturumun sonunda verilen teklifler aynı anlayışla sürdürülünce temsilciler yoğun bir şekilde alkış ve sloganlarla masaları yumruklayarak salonu terk ettiler.

Hemen akabinde sendika şube yönetimi ve temsilciler, yapılan değerlendirmeden sonra bütün işçilerin, işi durdurarak belediye binasının da içinde bulunduğu Büyük Park’ta toplanmasını istedi. 45 dakika gibi kısa bir zaman diliminde yaklaşık 900 işçi iş durdurarak yoğun tepkilerle, alkış ve sloganlarla öfkesini dile getirdi. Şube başkanı ve sekreterinin yaptığı konuşmalar işverenin tekliflerinin bu şekilde devam etmesi durumunda grevin kaçınılmaz olduğu şeklindeydi. Gelişmeler bu şekilde seyrederken aynı zamanda şube yönetimi sıklıkla temsilciler kurulunu toplayarak olası greve hazırlanma yönünde kararlar alarak saha çalışmalarını hızlandırdı. Bu çerçevede ilk önce grev komiteleri oluşturulması yönünde adımlar atıldı. Birim bazında işçilerin katılımı öncelenerek grev komitesinde yer alacak işçilerin belirlenmesi yönünde isimler bizzat her müdürlükte çalışan işçilerin önerileri doğrultusunda oluşturuldu. Bundan sonraki süreç komite tarafından belirlenecek, kararlar komiteden çıkacak ve alanlarda uygulanması sağlanacaktı. Aynı paralellikte bir yandan eylemlilikler örgütlenirken öte yandan işveren temsilcileri ile oturumlara devam ediliyordu. Komite üyeleriyle yapılan toplantılar sonucunda meselenin ciddiyetini işverene duyurmak ve hissettirmek adına, şu kararlar alındı:

1- Sendika genel merkezine grev kararı yazısı yazdırarak alınan karar bütün işçilerin katılımı ile coşkulu bir şekilde belediye binasının girişine asıldı.

 2- Olası grevde hizmet ürettikleri için Bornova halkıyla karşı karşı gelmemek için “Neden greve gidiyoruz” şeklinde kampanyalar örgütlenmeye başlandı.

3- Bornova halkına çağrı bildirileri pazar yerlerinde, metro girişlerinde, çarşıda ve mahallelerde dağıtılarak greve gitmenin gerekçesi ve haklılığı halka anlatıldı.

4- Twitter”de ve diğer sosyal medya platformlarında kampanyalar düzenlendi, afiş çalışmaları yapıldı.

5- Birimler bazında iş yavaşlatma eylemleri gerçekleştirilerek işçilerin motivasyonu canlı tutuldu.

Bütün bu süreçler sendika yönetimi, işyeri temsilcileri ve komite üyeleri aracılığıyla örgütlendi. Bir yandan eylemlilikler örgütlenirken diğer yandan hukuksal ve bürokratik süreçlerin tamamlanması adına olası grev durumunda grev pankartlarının nerelere asılacağı kararlaştırıldı. Bu çerçevede temizlik işleri şantiyesi, fen işleri şantiyesi ve belediye ana hizmet binaları grev alanları olarak tespit edildi. Üç vardiya şeklinde dönüştürülerek grev noktalarında kimlerin nöbet tutacağı belirlendi…

Grevin başlayacağı 18 Ekim tarihinden bir hafta önce işveren tarafından belediye başkanının da masada olacağı şeklinde sendika yönetimine görüşme talebinde bulunuldu. Böylece öğlen saat: 12:30’da başlayan görüşmeler gece saat: 01.00’e kadar devam etti. Bu uzun görüşmelerin sonucunda işveren sendikası daha önceki görüşmelerde kırmızı çizgi olarak belirlediği ve direnç gösterdiği maddelerde geri adım atarak sözleşmeyi greve götürmeden masada bitirmek istediklerini her fırsatta dile getirdiler.

Gecenin sonunda teklifleri şu şekilde oldu: En düşük günlük brüt yevmiye A grubu için 218 TL’den 365 TL’e çıkarıldı, yemek ücreti günlük 55 TL’ye çıkartıldı, yıllık ikramiye 52’den 67 çıkartıldı, işe devamlılık teşviki ayda bir yevmiye olarak ilk defa teklif edildi. Öğretmenlere yılda bir defa Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği tutar kadar kırtasiye yardımı, yol paralarının toplu ulaşımdaki artışa bağlı olarak güncellenmesi, her ay 1000 TL sosyal destek ücreti, sendikanın altı aylık zamlanma teklifi kabul edildi ve bu bağlamda ikinci ve üçüncü altı aylık zamlanma oranları enflasyon artışı oranında dördüncü altı aylık zamlanma teklifi %25 seviyesine çıkartıldı. Bunların dışında bayram ücretleri, çocuk parası ve daha birçok ücret maddesi ilk altı ay %50 artış teklif edildi. Verilen bu tekliflerin işçilere götürülerek kabulü ya da reddi şeklindeki kararın kendilerine iletileceği sendika tarafından işverene iletilerek toplantı sonlandırıldı.

Takip eden iki gün içerisinde işverenin teklifleri birinci elden sendika yönetimi ve temsilciler tarafından işçilere taşınarak eğilimler tartışıldı. Bu görüşmeler neticesinde temizlik işleri, fen işleri, koordinasyon gibi saha işçileri ve güvenlik çalışanları blok halinde tekliflerin tatmin edici seviyede olduğu görüşü iletildi. Yine park bahçe işçilerinin yaklaşık 15/20’si dışındakiler teklifleri yeterli buldular. İç binalarda çalışan işçiler ağırlıklı olarak teklifin kabul edilebilir seviyede olduğunu ifade ettiler. Çok az sayıda işçi ise teklifleri reddedip greve gidelim şeklinde görüş belirtseler de bu görüş berrak bir şekilde ve blok şeklinde sunulmadı, görüşler tekil kaldı. Aynı günün akşamı toplanan temsilciler kurulu temsilci üyelerin tek tek görüşleri alınarak sahadaki bütün eğilimler masaya yatırıldı. Günün sonunda yapılan tartışmalar ve ortaya konan görüşler neticesinde verilen tekliflerin kabul edilir seviyede olduğu ifade edilip greve gidilmemesi yönünde ortak karar alınarak süreç tamamlanmış oldu.

Sonuç olarak, Bornova Belediyesi’nde yürütülen toplu iş sözleşmesi taslak hazırlık sürecinden başlayarak masadaki oturuma, buradan eylemlilikler, grev kararı ve olası greve hazırlık sürecine kadar geçen her gelişme işçilerle paylaşılmış, ortak irade ortaya çıkartılmış, her adım temsilciler ve komite üyeleri tarafından planlı bir şekilde adım adım örgütlenmiştir. Ortada bir başarı hikayesi varsa bu tamamen taban örgütlenmesini ve taban iradesini esas alan, alabildiğince şeffaf ve ortak düşünce ve duygudaşlığın oluşumunu önemseyen bir anlayışın ortaya çıkması, olgunlaşması ve ete-kemiğe bürünmesidir. Önümüzdeki dönemin biz işçi sınıfı açısından zorlu geçeceği açık. İşverenler her fırsatta krizin faturasını işten atma saldırısıyla, kazanılmış haklarımızın bir bir gasp edilmesiyle, enflasyon karşısında eriyen ücretlere göstermelik zamlarla üstümüze yıkmaya devam edeceklerdir. Bunların üstüne hükümetin vergi dilimi saldırısı ve her kaleme gelen zamlar eklenince kazandığımız her zammın zamanla eriyeceği açık. Bunun karşısında da ancak tek tek belediyelerde verilen mücadelelerin anlamı olsa da topyekûn bir mücadeleyi örgütlemek, saldırılar karşısında daha güçlü durmanın ve kazanımları büyütmenin yegane güvencesi olacaktır.

İzmir Bornova Belediyesi’nden bir işçi