Sermaye iktidarı bir yandan ülkenin doğal alanlarını karış karış satarken öte yandan kamuya ait olan fabrikaları ve tesisleri de bir bir özelleştirerek sermayeye peşkeş çekmeye devam ediyor. Özelleştirmelerin faturası da düşük ücretler, ağır çalışma koşulları, vergiler olarak işçiye, emekçiye kesiliyor.
Erdoğan yönetimi iktidara geldiği günden beri sermayeyi ihya eden politikaları ile işçi sınıfını yıkıma sürükledi. Taşeron çalışmanın, güvencesizliğin, iş cinayetlerinin arttığı bu dönemde özelleştirme saldırıları da hızlandırıldı. Yasallaştırılmış gasp olan özelleştirme saldırılarının 2022’de de devam edeceği Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda duyuruldu. 2022 yılında Derbent, Çamlıca 1, Tortum, Çal ve Girlevik 2 Hidroelektrik, Gebze Dilovası Doğalgaz Kombine Çevrim Santralları, Tekirdağ Marmara Ereğlisi taşınmazları (Eski NATO Kabul Limanı) ve Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı’nın özelleştirme hazırlık işlemlerinin tamamlanacağı ve ihale ilanı için gerekli çalışmaların yapılacağı açıklandı.
AKP’li dönemde zirve
Türkiye’de 1980’li yıllarda başlayan özelleştirme saldırısı AKP döneminde zirve yaptı. 12 Eylül faşist darbesinin ardında bıraktığı 24 Ocak kararlarına sahip çıkan ve üzerinde gelişen AKP, iş başına geldiği andan bu yana özelleştirme politikalarını vahşice uyguladı, uyguluyor. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın 2020 Yılı Faaliyet Raporu’nda 1986 ile 2003 yılları arasında özelleştirmelerden 8,2 milyar dolar, AKP iktidarı döneminde, özelleştirmelerin hız kazandığı 2004 ile 2020 yılları arasında ise 62,2 milyar dolar gelir sağlandı. 2020’de 22 milyon dolar özelleştirmeye imza atan iktidarın 2021 sonundaki özelleştirme bilançosu 413 milyon dolara çıktı.
Özelleştirme Kanununda 2000 yılı öncesinde 8 değişiklik yapılırken, 2000-2016 yılları arasında 46 kez değişikliğe gidilerek, yasalar talan ve yağmaya uygun hale getirildi. Kamu kuruluşları, fabrikalar, limanlar, enerji şirketleri, gayrimenkuller tek tek satılarak sermaye çeteleri ihya edildi. Özelleştirmelerin faturası ise her zaman işçi ve emekçilere kesildi. Özelleştirmelerin yıkıcı sonuçları iş cinayetleri, iş “kazaları”, güvencesiz çalışma, çalışma koşullarının ağırlaşması olarak işçi ve emekçilere yansıdı. Madenlerde katliamlar, demiryollarında tren kazaları, elektrik faturalarında fahiş artışlar… Aynı zamanda ülkenin ormanları, kıyıları, nehirleri vs. gibi doğal alanlar küçük bir azınlığa devredilerek talan edildi, ediliyor. Bu talan doğaya geri dönüşü olmayan zararlar vermeye devam ediyor.
Özelleştirme yağmasının 2022’de hız kesmeyeceği kesinleşmiş bulunuyor. Taşınmazların, kıyıların, santrallerin, limanların yanı sıra son günlerde yüksek elektrik zamları ile bir kez daha tepkilerin hedefi olan elektrik dağıtımı yapan şirketlerin 75 santrali de 2022 yılında yine garanti ödemesi kapsamında bulunuyor.
Sağlık, eğitim, ulaşım gibi alanlarda her özelleştirme adımı işçi ve emekçiler için bu ihtiyaçları daha ulaşılamaz ve daha pahalı hale getiriyor. Özelleştirme yağmasına karşı mücadele etmek ise işçi sınıfının insanca çalışma ve yaşam koşulları için mücadelesinin temel bir öğesi olmayı sürdürüyor.