Kurultay: Kadının kurtuluş mücadelesinin devrimci kürsüsü!
Devrimci Kadın Kurultayı, sol hareket ve ilerici güçlerin kadın sorunu konusunda yaşadığı savrulmanın derinleşmesi nedeniyle, kadın sorununu ve kadının kurtuluş mücadelesini Marksizm’in ışığında ele alma ihtiyacının ürünü olarak gündeme geldi. Haftalarca süren hazırlıkların ardından 10 Şubat günü başarıyla gerçekleştirildi.
Uzun bir dönemdir kadın sorununun tarihsel ve sınıfsal özü karartılarak cinsiyet eşitsizliğine indirgenmesiyle yaratılan bilinç bulanıklığı giderek daha da derinleşmektedir. Reformistlerin egemen olduğu sendika, kitle örgütü vb.’de kadınların örgütlenmesi adına emekçilerin birleşik mücadelesi zedelenip tahrip edilmektedir. 8 Martlar’ın sınıfsal ve tarihsel özüne uygun olarak kutlanması amacıyla dokuz yıl önce yaşanan ayrışmada tutum alan kimilerinin de reformist saflara yönelmesiyle, kadın sorunu çerçevesindeki ideolojik tahribat daha da artmaktadır. Gelinen yerde dünün devrimcileri de feminizmin etki alanında hareket etmekte, bunun taşıyıcısı olan reformistlerin peşinden sürüklenmektedir.
İşte bu tablodan yola çıkan Devrimci Kadın Kurultayı, kadın sorununun tarihsel-sınıfsal kökeni ile kadının kurtuluşu mücadelesini Marksizm’in ilkeleri ışığında ele alarak, komünistlerin soruna bakışını tok bir şekilde ortaya koymayı hedeflemiştir. Aynı zamanda kadın sorunu üzerinden ideolojik donanımın güçlendirilmesi, ilerici-öncü emekçi kadınların devrimci mücadele saflarına çekilmesi ve 8 Mart’ın sınıfsal ve tarihsel özüne uygun olarak kutlanması çabasının güçlendirilmesi bakışı ile hareket edilmiştir.
Devrimci Kadın Kurultayı, tek güne sıkışan bir etkinlik olarak değil bir süreç olarak ele alınmış, canlı bir hazırlık çalışması ve politik faaliyet yürütülmüştür. Sınıf devrimcilerinin kadın sorununa yönelik devrimci bakışaçısı, çalışma alanlarında seminerler ve tartışma toplantıları ile işlenmiştir. Kurultay tebliğlerinin hazırlanması da önemli ölçüde seminer ve tartışmalar üzerinden gerçekleşmiştir.
Devrimci Kadın Kurultayı temelde kadın sorununda devrimci bakışaçısının ortaya konulacağı bir etkinlik olarak planlansa da, kurultay hazırlık sürecinde kadınların öne çıkan güncel sorunlarını (şiddet, emperyalist savaş hazırlığı vb.) kadınların gerçek kurtuluşu eksenine bağlayan çalışmalar yürütülmüş, aynı zamanda eylemli süreçler örgütlenmiştir. Çalışma alanlarında kurultayın politik içeriğinin tanıtılması amacıyla gerçekleştirilen ev toplantıları, ziyaretler, paneller vb. etkinlikleri, aynı zamanda kadınların güncel planda yaşadıkları sorunların tartışıldığı zeminler olmuştur. Ancak emekçi kadınların devrimci mücadele saflarına katılması hedefiyle yürütülen çalışmaların faaliyet alanları açısından parçalı ve yer yer inişli-çıkışlı bir seyir izlediği ifade edilmelidir.
Kurultay çalışmasının bir diğer başlığını ise, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü hazırlığı oluşturuyordu. 8 Mart’ta alınan tutumların kadın sorununa bakışın dolaysız bir yansıması olduğu düşünüldüğünde, Devrimci Kadın Kurultayı sürecinin, 8 Mart’ın sınıfsal ve tarihsel önemine uygun bir tazda örgütlenmesi, bu çerçevede devrimci temelde taraflaştırma çabası önem taşıyordu. Ancak kurultay iç gündemleri, ileri güçlere yönelik olarak 8 Mart’ın politik muhtevasına ilişkin tartışma ve taraflaştırma çabasını belli açılardan sınırlayabilmiştir.
Kurultayda tek renk kızıl!
Politik içeriği, teknik organizasyonu, katılımı ve coşkusu ile bir arada ele alındığında, hedefleriyle uyumlu ve başarılı bir kurultay etkinliğinin gerçekleştirildiği rahatlıkla ifade edilebilir.
Farklı illerin katılımı olmakla birlikte, ağırlıklı olarak İstanbul’dan yüzlerce işçi ve emekçinin katılımı ile gerçekleşen kurultay bileşeninin yarısını kadın emekçiler oluşturmuş ve etkinlik kadınların belirgin inisiyatifi ile gerçekleşmiştir.
Görsel planda kızıllığın hakim olduğu kurultay elbette içeriği ile de “kızıl” rengini ortaya koymuştur. Kurultayın ilk bölümünde kadın sorunu, marksist bakışaçısı ışığında hazırlanan beş ayrı tebliğde ele alınmıştır. “Kadın sorununun tarihsel kökeni ve kadınların kurtuluşu”, “Kadın sorununa yaklaşımlar”, “Sosyalizm, kadının kurtuluşu ve tarihsel deneyimler”, “Kadınların mücadelesi ve örgütlenme sorunu” ve “8 Mart’ın sınıfsal-tarihsel önemi ve 8 Mart tutumumuz” başlıklı tebliğlerde kapsamlı bir şekilde kadın sorunu işlenmiştir.
Kurultayın ilk bölümünde kadın sorununun ideolojik-teorik çerçevesi ortaya konulurken, ikinci bölümde kadınların örgütlenmesi ve mücadelesinin sorunları ele alınmış, kadınların güncel sorunları ve istemleri, kadınların gerçek kurtuluşuyla bağı içinde işlenmiştir. “Günümüzde kadınların güncel sorunları” başlığını taşıyan sinevizyon gösteriminin ardından, kadına yönelik şiddetten emperyalist savaşa, Kürt kadınlarına yönelik ulusal baskı ve eşitsizlikten işçi kadınların sorunlarına, toplumsal mücadelenin farklı alanlarında (kamu emekçileri, mimar-mühendis vb.) yaşanan sorunlardan kadın ve erkek emekçilerin birlikte mücadelesinin sorunlarına kadar bir dizi başlık üzerinden konuşmalar yapılmıştır. Sorunların ortaya konulmasının ötesinde mücadele perspektifi çizilmiştir.
Dolayısıyla, Devrimci Kadın Kurultayı vesilesiyle bir kez daha, kadın sorununa devrimin ve sınıf mücadelesinin ihtiyaçları ekseninden bakıldığı ortaya konulmuş, kadın sorunu çerçevesindeki ideolojik mücadele emekçi kadınların örgütlenmesi perspektifiyle ele alınmış, somut görevlere başarıyla işaret edilebilmiştir.
Devrimci Kadın Kurultayı’ndan devrimci 8 Mart’a!
Solda tasfiyeciliğin derinleştiği, politik iddiaların zayıfladığı, devrim ufkunun karardığı bir dönemde, Devrimci Kadın Kurultayı ile, kadın sorununda Marksizm’in ilkeleri ışığında şekillenen ve bugün komünist harekette temsil edilen devrimci yaklaşım tok bir şekilde ortaya konulmuştur.
Bugün kurultayın somut çağrısı, devrimci düşünceleri emekçi kadınlar içinde yaymak, onları devrimci mücadeleye çekmektir. İlerici güçler içinde reformist etkinin kırılmasının yolu da, emekçi kitleler içinde devrimci fikirlerin kök salmasından geçmektedir.
Önümüzdeki 8 Mart’a da kurultayın işaret ettiği görevler ışığında bakmak gerekmektedir. Birincisi, emekçi kitleleri, somutta da emekçi kadınları, günümüz toplumunda kadınların karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlara (kadına yönelik şiddet, emperyalist savaş ve saldırganlık, baskı, ezilmişlik, gericilik vb.) karşı mücadeleye çağıran, ancak gerçek kurtuluşun tüm bunların kaynağı olan kapitalist sömürü düzeninin alaşağı edilmesinden geçtiğini ortaya koyan bir mücadele hattı izlemek, güncel görevlerimizin başında gelmektedir.
İkincisi, feminist-reformist anlayışın ilerici-sol güçler üzerindeki etkisini kırmak, 8 Mart’ın devrimci zeminlerde daha güçlü kutlanmasını sağlamak amacıyla etkin bir çaba göstermek gerekmektedir. 8 Mart’ın tarihsel ve sınıfsal özü her fırsatta ortaya konulmalı, reformizmin yarattığı tahribat teşhir edilmelidir.
Devrimci baharı kucaklayabilmek için devrimci bir iddiayla somut görevlere yüklenmeliyiz.
(Kızıl Bayrak, 22 Şubat 2013 / Sayı 08)