Almanya'nın Kassel şehrinde düzenlenen 13. Politik Kadınlar Kurultayı Toplantısı 3 Kasım günü gerçekleştirilen çeşitli etkinliklerle sona erdi. Toplantıya çoğu Almanya’dan olmak üzere 20 ülkeden en az 700 kadın ve çok sayıda erkek katıldı.
Sabah 09.00-10.30 arasında gerçekleştirilen atölyelerde birbirinden farklı konular işlendi, canlı tartışmalar yapıldı. Atölyelerde yapılan etkinliklerin bir kısmı şu şekilde:
-MLPD’nin “Küresel çevre krizi başladı” kitabının tanıtımı yapıldı. Asya, Afrika ve Latin Amerika’da çevre mücadelesinde büyük emekler veren kadınlar anlatıldı. Çevre ile kadın sorunlarının birbirinden koparılamaz iki parça olduğuna vurgu yapılan tanıtımda, küresel iklim krizi üzerine canlı tartışmalar gerçekleştirildi.
-Bir atölyede ise kadın sığınma evlerinin tarihçesi ve ortaya çıkış gerekçelerini anlatan “Temmuz 1976” adlı filmi gösterildi.
-Bir diğer atölyede “Meme kanseri – kişisel felaket ve kitlesel sosyal fenomen” konusu üzerine bilgilendirme ve tartışmalar yapıldı.
-Bir başka salonda “Kendime bir gül bahçesi sözü verdim…” başlığı altında şiddet ve cinsel istismarın sanatsal incelemesi yapıldı.
-Dövüş Sanatları Atölyesi’nde kadınlar için meşru müdafaa ve teknikleri üzerine konuşuldu.
-Koro atölyesinde günde 10 kadının katledildiği Meksika’da mücadele içinden çıkan ve ilk kez 8 Mart 2020 de söylenen ve o günden beri kadın cinayetlerine karşı, kadınların sokaklarda, mücadele alanlarında hep birlikte söyledikleri “Canción sin miedo” (Korkusuz şarkı) çalışıldı. Almanca ve İspanyolca dillerinde çalışılan bu şarkı daha sonra forum ve atölyelerin sonuçlarının aktarıldığı toplantının açılış müziği oldu.
***
Atölye çalışmalarının ardından büyük amfide toplanan 500’ün üzerinde kadın ve erkek 11.00-13.00 saatleri arasında “Tartışmaya açık, anti-faşist, ittifak kurabilen” konulu panel düzenlendi. Burada antifaşist mücadeleye, faşizme karşı örgütlenmenin önemine değinen ve dayanışmanın gücünü vurgulayan konuşmalar ve canlı tartışmalar yapıldı.
13.30-15.00 saatleri arasında 2. ve 3. günde forumlarda ve atölyelerde tartışılan konular ve çıkan sonuçları değerlendiren sunumlar, canlı tartışmalarla devam etti. Bunlardan birkaçı şöyleydi:
-İran ve Afganistan’daki kadınların durumuna değinildi. Baskıcı faşist rejimlerden kaçan kadınlara Almanya’nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği kararı uygulayarak mahkeme süreci başlatmadan iltica verilmesi gerektiği ifade edildi. Bunun için mücadele edilmesi önerildi.
-Transseksüel kadınlar, kullanılan terimler ve hitap şeklini eleştirdikleri konuşmalarında, geçtiğimiz günlerde transseksüellerle ilgili yasanın kabul edilmesinden bir gün sonra bir transseksüelin öldürüldüğünü ve kendilerinin sadece sosyalist bir sistemde insanca yaşama olanaklarının olacağına vurgu yaptılar.
-VW işçisi bir kadın, işçiler arasında büyük bir huzursuzluğun, gelecek korkusunun hakim olduğuna değindi. Kaçınılmaz olan grevi örgütlemek için sendika ile işçiler arasında tartışmaların sürdüğünü belirtti. Eşi VW işçisi olan bir kadın ise, eşinin birkaç yıl önce işten atılan yüzlerce taşeron işçi için direniş örgütleyenler arasında yer aldığını ve bunun kazanımla sonuçlandığını, bugün ise tüm işçilerin hedef tahtasında olduğunu söyledi. Eşinin, “greve fabrikada değil, aynı zamanda evin mutfağında masada karar verilir” sözlerine atıf yaparak bu mücadelede işçi eşlerine de büyük sorumluluklar düştüğünü vurguladı.
-Gençlik forumunun sunumunda, gençliğe çevre sorununda örnek olan Greta Thunberg’in, İsrail’in soykırımına maruz kalan Filistin halkından yana duruşu nedeniyle birçok çevre tarafından hedef alındığına değinildi ve kendisine dayanışmacı selamlar gönderildi.
-Filistinli bir kadın, Ukrayna, Türkiye ve Kürdistan’daki depremin ardından çalıştığı işyerinde patronların izniyle bağış kampanyası başlatılarak para toplandığını, ancak kendisinin soykırımın sürdüğü Gazze için bağış toplama önerisinin, “çok politik bir konu” olduğu gerekçesiyle engellendiğini anlattı, Alman devletinin ve kapitalistlerin Filistin konusunda takındığı iki ikiyüzlü tutumu protesto etti.
Birçok konunun yanısıra kadınların kapitalist toplumda tam olarak özgürleşmesinin mümkün olmadığına, bunu ancak sosyalizmin başarabileceğine, Ekim devriminde çıkarılan ilk yasaların kadınlarla ilgili olduğuna vurgu yapan konuşmalar gerçekleştirildi.
Kurultay Kadın Mücadele Konseyi'nin görevleri üzerine yapılan tartışma ve yeni Kadın Mücadele Konseyi'nin seçimi ile sonlandırıldı.
1-3 Kasım tarihleri arasında 13. gerçekleştirilen kurultay, tüm dünyada kadın sorununa duyarlı, antifaşist mücadelede, çevre sorununda mücadeleye katılan kadınların gücünü gösteren ve özellikle binlerce işçiyi işten atacağını açıklayan VW kapitalistlerine karşı mücadele etme enerjisi taşıyan, kadınların 3 gün boyunca canlı tartışmalar yaptığı, dayanışma ve mücadele şiarlarını yükselttiği bir etkinlikler serisi oldu.
Kızıl Bayrak / Almanya